

ERDOĞAN BİDEN’DEN NE İSTEDİ? Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan


NATO Zirvesi vesilesiyle Biden-Erdoğan ve ABD-Türk heyetleri görüştü. Ne verildi, ne alındı çok merak edildi. Aldığımız bilgiye göre Erdoğan, Biden’den ekonomik destek istemiş. Karşılığında da yapabileceği bir şey varsa yerine getireceği sözünü vermiş.
ABD’nin Erdoğan’dan istedikleri belli. Ellerinin altında epey dosya var. Hepsi Türkiye ilişkin suç dosyaları. Türkiye’den çözme istenilen sorunlar. Erdoğan bunun ne kadarını yerine getirme gücüne sahip bu süreçte göreceğiz.
Bir kere S-400 meselesi var. Biden, bunu hal et demiş. Erdoğan başım üstüne demiş. Soluğu Azerbaycan’dan aldı. Anlaşılan S-400 füzelerini oraya taşımakla meşkul. O iş hal oldu dedik geçtik.
İkinci mesele, değişik kulvarlarda yürüyen Kemalistlerin tasfiye edilmesi istenilmiş. Erdoğan için bu mesele çanta da keklik. Start verildi. Yargıtay da beratları istenen Ergenekon davasını bozdu. Yeniden yargılayacak. Adamlar zaten bitmiş bir durumdalar. Bu, o kadar önemli değil, onların başta ordu ve devlet içindeki uzantıları tasfiye edilecek bu süreçte. Hem de sorunsuz.
Sırada diğer ayak bağları var. Onları da herhalükar da sırtında atacak. Ortaya nur topu gibi bir diktatörlük çıkacak. Bunu engelleyecek bir güçte yok. Çünkü Erdoğan ve ekibi Türk devletini tüm kurumlarıyla ele geçirmiştir. Ekonomi ellerinde. Militer güçler denetiminde. Basın ha keza. Halkın %40’ının desteği var. Bir yerden sonra halkın desteğinin de bir önemi kalmayacak. Çıplak diktatörlük ellindeki diğer araçlarla toplumu rapt-ı zapt altına alma gücüne sahip. Kimi çevrelere göre bu Erdoğan ve ekibine yedirilmez denilse de bunun toplumda karşılığı yok. Çünkü muhaliflerinin böyle bir gücü yok. Ses çıkarını döver. Ellerinin altında kafa kesen cihatçı bir katil ordusu var.
İçte diktatörlüğünü kurmuş Erdoğan gerçekliği var. Fakat bu güce ulaşırken arkasından altında kalkamayacağı suç dosyaları bırakmış bir Erdoğan var. Uluslararası suç olan silah, uyuşturucu, petrol kaçakçılığı yapmış. Uluslararası alanda terör örgütü olarak kabul görmüş çeteleri örgütlemiş, her alanda destek vermiş. Karapara aklamaya ismi karışmasından öte organize etmiş. ABD’nin İran’a karşı uyguladığı ambargoyu delmiş. Bireylerin ve devletin para ve malına çökmüş bir Erdoğan var. Daha ötesi ABD’nin vergi dairesinin parasına çökme var. Çökülen paranın 132 milyonu Erdoğan’ın uçağı ile Türkiye’ye taşınmış. Adam suç denizinden boğulacak durumda. Bu suçlardan dolayı iç dinamikler bir hesap soramasa da tüm bu suç dosyaları ABD’nin elinde. Çoğunun iddianamesi hazırlanmış, mahkemelere taşınmış. Bunları ne zaman açar veya açmaz bilmiyoruz ama bu dosyalarla Erdoğan’a çok şey yaptıracakları kesindir. İsteseler ipini çekerler ama kullanılmaya çok müsait olduğundan bunu tercih ediyorlar. Bir yandan onu idare ederlerken birçok işini de ona gördürecekler. Onu kullanırken de ayakta kalması için birçok konuda destekte verebilirler.
Kimi birey ve çevre burada hemen devreye giriyor. ABD, Türkiye bunca suça batmışken niye hesap sormuyor deyip duruyor. Baylar, bayanlar devletler arasındaki ilişkiler bizim kafamızdaki şablonlara göre işlemiyor. Kendi şablonları var. ABD’nin elinde Erdoğan için suç teşkil eden sayısız suç dosyası var mı, var. Sopası elinde, tıpkı Musa’nın asası gibi Erdoğan’ın kafası üstünde sallanıp duruyor. “Vurayım mı?” diye soruyor. Erdoğan, “Vurma abi. Ben ettim sen etme. Ne dersen yerine getireyim” diyor. İşte o zaman ABD, onun önüne yerine getirmesi için ev ödevlerini koyuyor. Öyle durum yaşanır ki, yapmamazlık edemez. NATO Zirvesi’nde Biden-Erdoğan buluşmasında bu durum net olarak ortaya çıktı.
Daha büyük bir güç, muhataplarını kullanmak için en kirlisiyle iş yapar. Gerçi Türkiye’de kirliliğe bulaşmayan hiçbir siyasi mihrak kalmamış ama bunların içinde de en kirlisi Erdoğan ve ekibidir. ABD isterse elindeki suç dosyalarına dayanarak Erdoğan dahil birçok yetkili hakkında hemen bir tutuklama kararı alabilir, uluslararası bir mahkeme de yargılayabilir ama şimdilik buna gerek duymuyor. Çünkü onları kullanmayı kendi çıkarlarına daha uygun görüyor. ABD ile Erdoğan ve ekibi arasındaki ilişki bu süreçte bu seviyede sürüyor.
Kimi de diyebilir ki, Erdoğan, ikide bir “Ey Amerika” deyip ona meydan okumasına ses çıkarmayacak mı? ABD, şimdilik buna gerek duymuyor. Hatırlarsanız ABD aynı tavrı Süleyman Demirel’e karşıda izlemişti. Demirel’de ABD’ye karşı zaman zaman meydan okurdu. ABD yetkilileri bu durumu kendi arasında değerlendirirken bir kesim, “Bunu niye susturmuyoruz?” demişti. Diğer ekip, “Buna gerek yok. Adam her istediğimizi ikiletmeden yerine getiriyor. Politika yapıyor. Bırakın kendi kamuoyuna hoşumuza gitmese de bazı açıklamalar yapsın. Bunu da kesersek adamın nefesini kesmiş oluruz. O zaman bu adamı nasıl kullanacağız” demişti. Aynen de öyle olmuştu. Bugün de aynı tavrı Erdoğan’a karşı uyguluyor. Bundan bir yanlışlık yok. ABD çıkarı bunu gerektiriyor.
Destek derken ekonomik destekten bahsediyoruz. Uyuşturucu pazarını kendilerine bırakabilirler. Buna göz yumabilirler. Afganistan ne güne duruyor. Tam Erdoğanlık bir saha. Bu, Erdoğan’a ne kadar nefes aldırabilir bilmiyoruz ama şu an kendisine acil olarak nakit bir para lazım. Dış borçları ödeme zamanı gelmiş geçiyor bile. Bunu hal etmeye çalışıyor. Bu nedenle Erdoğan, Biden’den Swap Anlaşmasını rica etmiş. Cevabını bilmesek te kendisine bir alan sunulmuş gibi, daha o da kesin değil. Ha bu ara Afganistan meselesi Erdoğan’ın başına bir çorap daha örer. Hakkında yeni bir uyuşturucu dosyası daha açılır. Bu da ABD’nin elini daha da güçlendirir.
Biden’den istenen Swap anlaşması biraz zor. Çünkü bu tür anlaşmalar istikrarlı ülkelerle yapılır. Türkiye siyasi olarak istikrarlı bir ülke olarak görülmüyor. Katar ile birkaç kez Swap anlaşması yaptı. İngiltere ve Çin bir miktar kredi verdi. Ama bu Türkiye’nin ihtiyacını karşılamadı. Başka bir kaynak bulması kaçınılmaz olmuş. Türkiye birçok ülke ile Swap anlaşması yapmak için görüşmüş. Fakat sorununu çözecek düzeyde bir para bulamamış. Bu nedenle Erdoğan, Biden’e baş vurdu. Konuştuğu esas konu bu olmuş. Nasıl bir yol bulunur bilmiyoruz ama ABD’nin Erdoğan’ı kullanması için bazı muslukları açar mı bilmiyoruz.
Google sorduk. Türkiye’nin dış borçu ne kadar diye. Karşımıza şu bilgi notu düştü: “Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre 31 Aralık 2020 itibarıyla brüt dış borç stokunun 450 milyar dolar, net dış borç stokunun 268,9 milyar dolar olarak hesaplandığını bildirdi. Stokun milli gelire oranı yüzde 62,8 olarak hesaplandı. Böylelikle bu oranda rekor seviye kaydedildi.“
Ala ala dedik geçtik. Türkiye, ödeme zamanı gelmiş borçlarını geri ödenmesi bir yana biriken faizleri bile ödeyemez durumdadır. Peki ne olacak? Daha yüksek faizle acil olarak bir dış borçlama mecburiyeti doğmuş. Bu da ancak Swap Anlaşması ile oluyormuş. Bunu da google sorduk. Karşımıza şu çıktı: “Swap kelime anlamı olarak takas etmek olarak açıklanıyor. Swap anlaşması ile her iki ülkenin de onayıyla belirli bir zaman dilimi içerisinde varlık ya da yükümlülüğe bağlı olan farklı faiz ödemelerini veya döviz cinsini karşılıklı olarak değiştirdikleri bir takas sözleşmesi olarak açıklanır.“
Fakat bunu kiminle yapacak? Erdoğan NATO zirvesini fırsat bilerek durumu Biden’e iletmiş. Sonuç ne olur bilmiyoruz ama zamanla ortaya çıkar. Biden, Erdoğan’a her alanda İran, Rusya ve Çin’den uzak dur demiş. Bu gelişmelerin seyrine göre ABD kurumları Erdoğan’a yaklaşacaktır. NATO politikaları yeniden şekillenirken ABD, Türkiye’yi stratejik müttefik olarak görmediğini da belirtmiş olalım. Kuyruğunu kaptırmış Erdoğan’ın işi zor. Hop hop oynatırlar.
23 Haziran 2021—
Average Rating