
MEVCUT KONJONKTÜR VE KÜRTLERİN ULUSAL BİRLİĞİ / Teslim TÖRE YAZDI
Bölgede ulusal liderlik yer değiştirirken mevcut dünya konjonktüründe toplumsal ilerleme sürecinin ana çelişkisini kapitalizmin kendi arasındaki iç çelişki oluşturuyor. Söz konusu çelişki bir çok kere belirtmiş olduğum gibi: Ulus ötesine taşan, ulus üstü enternasyonal karakterli tekellerle, yapısı gereği taşınamayan askeri savaş tekelleri ve taşınma gücü olmayan diğer sermaye arasındaki çelişkidir. Sanayi taşıma harekatını gerçekleştiren sermaye arasında ulus üstü tekeller kendi aralarında evlilikler kurup, devasa konzerler oluşturarak, sanayi iş gücünün ucuz olduğu ülkelere taşıyarak, gümrükleri kaldırıp, ulusal sınırları silikleştirerek, ulusal pazar yerine enternasyonal dünya pazarı oluşturarak, ulusal paranın yerine ulus ötesi ve ulus üstü para koyarak, uluslararası, üstü ve ötesi mahkemeler oluşturup, hukuku evrensel bir boyuta çıkartarak adeta ulusal modernizeyi fiili olarak imha etti.
Bu çok önemli, önemli olduğu kadar da zor iki konuyu gereği kadar açık bir şekilde ifade edebilmek için iki çok önemli, küresel boyutlu, insanlığın toplumsal ilerlemesinde belirleyici rol oynamış ve oynamakta olan tarihsel ve toplumsal gelişmeye ve söz konusu gelişmelerin Kürt ulusal sorunu ile göstermiş olduğu çakışmaya netlik kazandırmak gerekir. Konuya anlaşılabilir bir netlik kazandırabilmek için: Bu iki küresel, tarihsel ve toplumsal sürece kilometretaşı olarak AB öncesi ve AB sonrası ayracını koyarak bu küresel sürelerle Kürt ulusunun uluslaşma düzlemi ve süreçle çakışma konusunu bütün doku ve dengeleri ile ele almak gerekir.
İnsan toplumunun modernize temelinde uluslaşma süreci, küresel bazda çok önemli bir kilometretaşını oluşturur. Burjuva devrimleri, insan toplumunun kendi tarihinin başlangıcı olan Sümerler’den beri sağlamış olduğu doğal ve demokratik uluslaşma birikim ve değerlerini kendine göre denkleştirip, burjuva ulusu olarak şekillendirmiştir. Süreç içerisinde de insanlığın küresel bir değeri konumuna getirmiştir. Küresel boyutlu olarak insan toplumu ulusal modernize temelinde, feodalizmden kopup yeni bir toplumsal şekillenme içine girmiştir. Burjuva devrimleri ile başlamış olan bu süreç AB sürecine kadar devam etmiştir. Bütün bu süreçlerin ekonomik altyapısı kapitalizmdir. Ulusal modernize Avrupa’da kapitalizmin altyapısı üzerinde şekillenen bir burjuva ulus yaratıp yapılandırırken, Türkiye gibi kapitalizmin değil, liderlerin “medeni milletleri” taklit etmesi şeklinde uyduruk bir ulusal modernize süreci de başlamıştı. Gerçek kapitalist ulus değil, “ne mutlu Türk’üm diyene, bir Türk dünyaya bedeldir” gibi şoven sloganlar, zor ve zorbalıklarla asimilasyon yolu ile uyduruk uluslar da yaratılmıştır.
Kapitalizm altyapısı üzerine şekillenen ve küresel bir boyut kazanan ulusal modernize, dönemin dünyasını kendine göre şekillendirirken Kürt ulusu uluslaşmanın bu küresel boyutuna ayak uyduramamış, kendi demokratik ulus olma konumunu korumaya devam etmiştir. Ne kapitalizmin altyapısı olduğu kapitalist bir ulus, ne de Mustafa Kemal’in yaptığı gibi Kürt bir lider tarafından uyduruk bir modernize ulusal yapılanmaya gidilmiştir. Kürtler’in ulusal yapısı, çağın ve küresel toplumsal ilerleme sürecine denk bir konum yaratamadığı için emperyalizm tarafından dörde bölünerek: Türkiye, İran, Irak ve Suriye gibi uyduruk burjuva uluslar arasında pay edilmiştir.
Burjuva ulusçuluk tarihsel ve toplumsal sürecini doldurup, ulusal modernize olarak Avrupa’da doğduğu gibi AB’nin oluşumu ile Avrupa’da da sönümlenmiştir. Tanımını kendileri yapmadılar, fakat APO’nun deyimi ile vurgulayacak olursak; ulusal modernizeden “demokratik ulusa” evrildiler. Bu süreç Kürt ulusunun, APO’nun: Demokratik ulus, demokratik devlet, demokratik federasyon kuramı temelinde ve globalizmin enternasyonal karakterli ekonomik altyapısı üzerinde yapılanması ile çakıştı. Kapitalizm taşıma harekatı ve uluslararası konzerler, dünya pazarları, piyasa ekonomisi vb. gibi oluşumlarla ulusal kapitalizm olmaktan çıkıp globalleşince, APO’nun demokratik ulus kuramı kapitalist altyapının dokusu ile uyum sağladı.
Kürt ulusunun kapitalizme göre değil, kendi tarihsel ve toplumsal yapısına göre şekillenmiş olan demokratik ulus yapısı ve APO’nun demokratik ulus kuramı, küresel kapitalizmin ekonomik altyapısı ile ulusal modernizede olduğu gibi kan uyuşmazlığı yaşamadı. Tersine, ekonomik altyapı, kuram ve somut gelişmelerle tam bir uyum sağlandı. Küresel ve bölgesel bazda durum bu iken; Kürt ulusu bazında iki farklı dinamizm oluşmuş durumda. Birisi APO’nun kuramı etrafında şekillenmiş ve KSF ile Suriye’de liderleşmiş olan demokratik ulus, diğeri Barzani’nin öncülüğünü yapmakta olduğu, tarihsel ve toplumsal sürecini doldurmuş olan uyduruk ulusal modernize anlayışı.
Ulusal modernize yukarıda belitmiş olduğum gibi Avrupa’da AB’nin oluşumu ile tarihe karışırken, bölgemizde zoraki asimilasyon temelinde oluşturulmuş olan taklitleri, uyduruk ulusal modernizeler çok sancılı bir şekilde iç savaşlar yaşayarak tarihe karışıyorlar. Barzani tarihsel ve toplumsal sürecini doldurarak tarihteki yerini almakta olan uyduruk modernizenin yerine, aynı uyduruklukta bir Kürt ulusal modernizesini inşa etmek istiyor. Barzani’nin bu girişimi: AB süreci ile fiili olarak başlamış, kuramı ise APO tarafından üretilmiş, ama henüz etkili bir küresel akım haline gelememiş, fakat diyalektik yasa gereği mutlaka gelecek olan demokratik ulus ile kan uyuşmazlığı yaşamaktadır. Bu diyalektik nedenlerle Barzani’nin şahsına has, çağ dışı, uyduruk ulusal modernizesi; ne Kürt ulusunun ulusal birliğinin sağlanmasında ne de bölge sorunlarının çözülmesinde herhangi olumlu bir işlev göremeyecektir.
Kürt ulusunun ulusal birliği ancak doğmuş ve gelişmekte olan küresel kapitalizmin altyapısını oluşturduğu gelecek eğrisi çizen gelişmesi ve buna denk düşen demokratik ulus, demokratik devlet ve federasyon kuramı temelinde sağlanabilir. Çünkü hem dünya konjonktürünün geleceğe yönelik olarak çizmiş olduğu eğri, hem de Kuzey Suriye’de Suriye’nin sorunlarını çözmeye başlamış ve gelişmekte olan Kürt ulusunun liderlik pozisyonu, bu çözüm yöntemini dayatmış durumda. Kürt ulusunun birliği sağlanmadan hem güçlü bir çözüm dinamizmi, hem de Kürtler’in bir iç uyumu ve tarihsel doku ve dengelerine denk bir ulusal şekillenmesi sağlanamayacaktır. Bunlar ise ancak ve ancak demokratik ulus, demokratik devlet ve demokratik federasyon kuramı doğrultusunda sağlanabilir.
Barzani’nin monolitik ulus, ulus devlet modeli; hem Kürt ulusunun birliğini sağlamaya yetmez, yetmeyeceği gibi de katkı sağlamaz, hem de bölgenin sorunlarını çözmeye katkı sağlamaz. Tersine, her şeyi daha karmaşa hale getirir. Kürt ulusu kendi kaderini dilediği gibi tayin etme hakkına sahiptir. Ama bu tayin hakkını, oluşmuş ve gelişmekte olan ulusal öncülük rolüne denk bir yol ve yöntemle yapması gerekir. Tarih, kanlı ve dayanılması imkansız acılarla bir kez daha gösterdi ki; bölgeye huzur ve mutluluk gelmeden hiçbir ulus tek başına huzur bulup mutlu olamayacaktır. “Ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganında olduğu gibi, ya bütün bölge ulus ve halklarını mutlu edecek bir formül bulunur, bölge huzur ve rahata kavuşur, bütün ulus ve halklar bir arada huzur içinde yaşarlar ya da bölge bitmez tükenmez savaşlarla acı çekmeye devam eder. Bu bir tahlil, öngörü, teori falan değil, yaşanarak tanık olunmuş bir gerçekliktir. Hem de bir kere değil, defalarca yaşanarak görülmüş olan gerçeklerdir.
Kürt ulusu; kuramı, mücadelesi, kadın dinamizmi, savaş kabiliyeti, düşmana karşı direniş yeteneği, halklarla kurmuş olduğu diyalog, yaratmış olduğu dostluk, bu temelde oluşturmuş olduğu toplumsal sistemle bölgede liderleşmiş durumda. Kürt ulusunun birliği de ancak bu liderliğin geliştirilmesi sayesinde gerçekleştirilebilir. Çünkü bu liderlik, Kuzey Suriye’de tek bir ulus değil, bir çok ulusu birleştirerek bu konudaki yeteneğini göstermiştir. Kürtlerin ulusal birliğinin de ancak bu temelde sağlanacağına kuşku yoktur. Ama Barzani kendi yöntemi ile bırakın başka ulusları, kendi aşiretini bile bir arada uyum içinde yaşatamaz. Çünkü yöntem çağ dışıdır. Çağdaş yöntem; demokratik ulus yöntemidir. Kürt ulusal birliği de ancak bu yöntemle sağlanabilir.
Teslim TÖRE TELETEX News24
20 Haziran 2017
Average Rating