İç Demokrasi, Demokratik Modernite ve Ulusal Demokratik Birlik / Ömer AĞIN YAZDI.

Read Time:2 Minute, 55 Second

IMG_2471



Demokrasi fikrinin M.Ö.5. yüzyılda Atina’da ortaya çıktıktan bu güne dek hem içerik hem de biçim olarak epeyce değişikliklere uğradığı biliniyor. Biçim olarak “doğrudan” ve “temsili” olduğu varsayılsa da, içerik olarak “kime hizmet ettiği ve kimlere karşı olduğu” yanıyla öne çıktı. Hegomonik güçlerin etkin olduğu toplumlarda, toplumsal sorunların arttığı ve çatışmaların yükseldiği zamanlarda “demokrasi” hep sınırlı ve güdük kalmıştır.

Bu yazının amacı uzun uzadıya demokrasiyi anlatmak değil kuşkusuz. Günlük hengâme içinde bocalamadan ama güncel olanı da es geçmeden, gelecek üzerine yoğunlaşmak ve stratejik hedefler için gerekli olan “iç demokrasinin” oluşumu ve yerleşmesi için yapılması gerekenler üzerine birkaç söz söylemek amacım.

“Demokrasi” kavramına devrimci bir nitelik yüklenilecekse, onun da tüm devrimlerde var olması gereken “sermaye ve iktidar”a karşı olma niteliğini taşıması bir zorunluluktur. İşte o zaman demokrasi, “ahlaklı ve politik” bir toplumun yaratılmasına ve gelişimine katkı yapabilir ve doğru işlev görerek devrimci bir içerik taşır. O nedenle “demokrasinin” görevi, toplumda bir “rol model” yaratma değildir. Tam tersine toplumun ahlaki ve politik (kendisi için toplum olma) olarak yapılanması için gerekli olan ortamı hazırlamaktır. “İç demokrasi” olarak kavramlaşan demokrasinin devrimci görevi üstlenmesinin nedeni bu işlevden başkası değildir. Aksi durumda “demokrasi” bir şekil olmaktan öteye gidemez. Nasıl ki devrim, genel tanımıyla toplumu sermaye ve iktidar yükünden arındırmak olarak tanımlamaksa, iç demokrasi de devrimci güçlerin devrim için verdikleri uğraşın merdiveni olma görevini üstlenmektir.

Bu kısa açıklamadan sonra “iç demokrasi”nin neden Kürtler için daha da önemli olduğu üzerine birkaç şey söyleyelim:

– Kürtlerin demokratik birliklerini kurmak ve demokratik bir ulus yaratabilmek için iç demokrasiye ihtiyaçları vardır. Demokratik ulusun burjuva ulusçuluğundan farkı; “pazara” olacak toprak parçasını yaratmak ve şoven ideolojiyi topluma egemen kılmak için yaratılan tekçi “ulustan” tamamen değişik olan ve içerik olarak ta etnik kimlikler arasındaki çatışmaları reddeden, toplumda var olan farklılıkları zenginlik gören, “demokratik üretim kurallarını” esas alan, ahlaki ve politik değerleri demokratik toplumun temel “nesnesi” gören bir içerik sahip toplumdur. Böyle bir toplum (ulus) ancak iç demokrasinin egemen olduğu bir süreçle yaratılır.

– Demokratik modernite ancak “yoğunlaşmış emeğin” etkinlik kazandığı ve katılımcı düşüncenin egemen olduğu bir ortamda hayat bulur. Yoğunlaşmış emek ise ancak iç demokrasinin hâkim olduğu bir toplumda bilince çıkar.

  • Üçüncüsü, doğa olarak tanımlanan ve demokratik toplumun temelini oluşturan ana değer ancak “toplumsal psikoloji” sayesinde yaratılır. Çünkü tarihi ve günceli birlikte kavramak ancak toplumsal psikoloji sayesinde mümkündür. Hem sol sekter anlayışların etkisizleşmesinde, hem de “sağ işbirlikçi” anlayışların çürütülmesinde toplumsal psikoloji önemli görevler üstlenir. Bu da iç demokrasinin egemen olduğu bir yolla kazanılır.

– Toplumsal değişim için “gerekli olan eylemliliğin” ortaya çıkması için iç demokrasiye ihtiyaç vardır. İlerlemenin motor gücü olan “eleştirisel yöntemin” bir tarzına dönüşmesi ve toplumsal sorunların çözümü için gerekli olan ahlak ve politik kazanımlar yaygınlaşması için iç demokrasi gereklidir.

– Hiçbir ferdin, grubun ve gücün toplum adına karar alma hakkının olmadığının anlaşılması için iç demokrasiye ihtiyaç vardır. Başka bir ifadeyle “yargılamanın” yerini “yorumlamanın” alması için iç demokrasi gereklidir.

  • Bir söz vardır; “devletlerden ne dost olur, ne de düşman, onların çıkarı olur.” ilkesinden hareketle ancak halklar arasında kurulan eşitlik, adalet ve özgürlük kulvarı güven vericidir. Bu kulvara sahip olan bir topluma ancak “iç demokrasi”yle ulaşılır.
    Evet, Kürtler zor ve önemli bir süreçten geçiyor. Hem global devletlerin ve hem de mazlum halkların gözü, kulağı Kürtlerde. Dostta, düşman da pür dikkat Kürtleri izliyor. Kürtler yaşanan süreci yönetebilecekler mi? Ortadoğu sorunlarının altından kalkabilecekler mi? Çağımızın “gelişkin devrimci” düşüncesi olan demokratik ulus, demokratik federasyon ve demokratik konfederasyon ütopyasını yaşamla buluşturabilecekler mi? yoksa ezilip gidecekler mi? Bu sorular herkesin kafasını meşgul etmekte. Ulusal demokratik birlik ve “iç demokrasi” bunlar için gereklidir.

 

21.06.2017 Ömer AğınTeletex News24

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d