
Demokratik Moedernite ve Birinci Enternasyonal. / Ömer AĞIN Yazdı. Teletex News24
Kürt halk önderinin geliştirdiği düşünce, başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarının yaşamla tanışmasında maddi bir güç oldu. Özellikle Kuzey Suriye’de “örgütlülük” yeni bir konum kazandıktan sonra “demokratik modernitenin” ve demokratik federasyonunun kılcal damarları kitleler tarafından tanınır, anlaşılır hale geldi.
Ortadoğu’nun eski politik yapılarını sarsan ve halkların direnişleriyle sarmalanan “demokratik modernite” düşüncesinin siyasi ve ekonomik yanı görece olarak daha çabuk anlaşılmaya, görülmeye başlandı. Ama örgütsel yanının nasıl biçimleneceği konusunda somut adımlar atıldığını söylemek ise zordur.
Demokratik modernite “sistemi”nin nasıl bir örgüt ve örgütlülük katkısıyla hayat bulacağı ancak Kuzey Suriye’deki devrimci kazanımların ete-kemiğe bürünüp, köşe taşlarını döşedikten sonra kılcal damarlarını oluşturmaya başladı. O nedenle demokratik modernite dönemine denk düşecek “devrimci örgütün” niteliklerinin nasıl detaylanacağı ve yeni oluşacak “demokratik toplumsal örgütlenme” yapılanmaların nasıl bir birliktelik yaratacağı şimdi daha rahat konuşulur duruma gelmiştir.
Bu mantıkla biz de bir şeyler söylemeye çalışıyoruz. Geçen haftaki yazımda kısaca şunu söyledim: “Rojava’daki demokratik güçlerin kendini yeni koşullara göre reorganize etmeleri, biçim olarak “Birinci Enternasyonal” (birden çok ülkede örgütlenen farklılıklar içeren birleşik örgüt tarzı) benzeri bir yapılanma modeli oluşturdular…”
Benzerlik kavramının niye kullanıldığını göstermek için “Birinci Enternasyonal”in kimi özelliklerine dikkat çekmek gerekir.
Bilindiği gibi Birinci Enternasyonal; kapitalist gelişmenin rekabetçi döneminin devrimci bir örgütüydü ve temel özelliğinden birisi de birçok ülkenin proletaryası içinde örgütlenmiş bir parti oluşuydu. O günkü kapitalizmin gelişkinlik düzeyi ve işçi sınıfının konumlanma durumu o nitelikteki bir “partiyi” zorunlu kılıyordu. 1866 Cenova kongresiyle kuruluşunu tamamlayan Birinci Enternasyonal 1872 Lahey Kongresi’nde dağılıncaya kadar bu özelliği taşıdı. Uluslararası bir parti olan Birinci Enternasyonal İngiliz, Belçikalı, Fransız, Alman, Polonyalı, hatta Amerikalı işçilerin müşterek örgütüydü. Birinci Enternasyonal ayni zamanda içinde farklı eğilimlerdeki devrimci güçleri barındıran çoğulcu bir yapıydı da. Kapitalizmin o günkü gelişme dönemine uygun oluşmuş bir örgüttü…
Kestirmeden söyleyeyim; günümüz, “kapitalist modernite” dönemini yaşamaktadır. Kürt özgürlük hareketi kapitalist “gelişmenin” bu aşamasının siyasi, ekonomik ve örgütsel yapısını tahlil etmiş ve onun karşıtı olacak “demokratik modernite”nin alternatif olduğunu yasallıklarıyla göstermiştir. Kapitalist sistemin bu evresinde “ulus devletlerin” artık hiçbir sorunu çözmediği ve buna bağlı olarak “kutsal ulus devlet” düşüncesinin dağılmaya başladığını anlatmıştır.
Bu realite beraberinde çözüm yöntemi olarak “demokratik modernite” paradigmasını getirmiştir. Konuşulan şey bu döneme cevap verecek örgütlenme modelidir. Kürt demokratik hareketinin bu konuyu ısrarla gündeminde tutmasının ihtiyacı buradan kaynaklanmaktadır. Demokratik modernite’nin “ekonomik tarz” olarak yaşamda kök salması ve bir sistem haline gelebilmesi için; her türlü hegomonik uygulamayı reddeden ve birden çok ülkede ve farklı halklara dayanarak örgütlenebilmesinde “yeni tip” bir yapıya ihtiyaç olduğuna işaret etmiştir. Daha da önemlisi halkların mücadele birliğine dayanan ve tek tek ulus devletlerin sınırını aşarak var olabilen “birleşik örgütlenme” modeline gereksinim duymuştur. Kuzey Suriye güçleri, Demokratik Modernitenin ekonomik sistem olarak Kuzey Suriye’de yaşam bulmasından sonra, kendini koruyacak bir sisteme dönüşebilmesinin ancak ve ancak birkaç ülkede aynı zamanda etkin olmasıyla mümkün olacağını anladığı için, “birleşik örgütlenmenin” önemi daha yakıcı biçimde kavramaya başladı. Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanı İlham Ehmed’in, “…Kürtler, büyük fedakarlıklar yapıyor, büyük bedeller ödüyor ama halkların kardeşliğinden; eşit, özgür ve ortak yaşamdan taviz vermiyor. Bölgenin statükocu ulus devletlerine karşı güçlü itirazını, büyük siyasi ve askeri organizasyonlarla pratikleştiriyor. Bu sadece Kürtler için değil, bütün Ortadoğu halkları içindir.” demesinin arkasındaki düşünce bu olsa gerek.
Konuşulan yapı, ulus devlet biçimlerini reddedip, yerine Demokratik Moderniteyi yaşama geçirmeye çalışan yeni bir örgüt modelidir. Kürt özgürlük hareketi “ihtiyaca cevap verecek” bu yeni örgüt modelini de yaratmıştır. Bu modeller sayesinde Rojava’da daha şimdiden terör örgütlerinin yok edilmesinin yanında, Demokratik Suriye Federasyonu’nu oluşturma mücadelesini ana gündeme oturmuştur. Nasıl ki “Ortadoğu Demokratik Konfederalizmi” ancak Demokratik federe yapıların oluşumuyla mümkünse, Demokratik federasyonlar da ancak “yeni tip” örgüt aracılığıyla yaşam bulacaktır
. 07.06. 2017 Ömer Ağın–Teletex News24
Average Rating