Kürt Sorunu Savaş Taktikleri İle Değil Bağımsızlık Temelli Taze Bir Siyasal Strateji İle Çözülebilir. (1) / Ali CANDAN yazdı.

Read Time:2 Minute, 54 Second

IMG_2861



Kürt özgürlük hareketi kırk yıldır yürüttüğü savaş stratejisini, yeteneğini, yaratıcılığını, zengin taktiklerini, yenilenme gücünü, hareketliliğini, değişim dönüşüm hızını, kıvrak zekasını ve tüm dünyada hayranlık uyandıran başarısını real siyasete ve politik enerjiye dönüştürmeyi başarabilirse; hiç şüphesiz ki, üç beş yıl içinde bir asra bedel kazanımlar elde edecektir.

Bu noktadan hareketle Kürt hareketinin güncel siyasi stratejisini yenilemesi gerektiğini düşünüyorum. PKK, sayın Abdullah Öcalan’ın ağır zindan koşullarını, (1999’dan başlayarak bulunduğumuz zaman ve tarihe kadar ki, uluslararası konjoktürü) ve bunlara yol açan uluslararası komploya kurban olmanın şoku içinde olduğu gerçeğini yeniden analiz etmelidir.

İkincisi, bu yaşananlar Kürtlerin aleyhine ve Türk’lerin ise lehine olan bir durumdur. Önderliğin bu koşullar içinde son bir umutla, bir çıkış stratejisi olarak geliştirdiği ”Ortak Vatan, Demokratik Cumhuriyet” diye özetleyebileceğimiz barış ve çözüm stratejisi, son kullanım tarihini tüketiğini ve gerçekleşme şansını kaybetttiğini son yaşanılanlarla birlikte anlamak mümkündür.

Önderlik ve ya PKK bugün yüzde yüz değişen Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu, Dünya ve Uluslararası koşulları hesaba katarak, eski stratejiyi taze bir biçimde güncelleyebilmelidir.  Yeni Türkiye, ülke, bölge ve dünya konjoktürüne denk bir barış ve çözüm strateji ile paradigmasal bir değişime gitmesi, Kürtlere ve Kürt özgürlük hareketine çok büyük nefes, moral ve kazanımlar armağan edeceği kesindir.

“Dost acı söyler” sözünü referans alarak şu saptamayı yapmak istiyorum: bu gerçekler ışığında Kürt özgürlük hareketinin kendisini akıldışı bir biçimde “denize düşen yılana sarılır” misali hala o öldürücü zehir saçan, “son çare” ve “son çıkış” stratejisine endeksli siyasi stratejiyi izleyerek politika yürütmesi; bu durumun gittikçe Kürt özgürlük hareketini sorun çözen bir dinamik olmaktan çıkarıp, Sorun yaratan ve sorun üreten bir duruma getirdiği hakikatiyle yüzleşme zamanının geldiğini düşünmekteyim.

“Demokratik çözüm” tezleri ve önermelerini doğmatik bir biçimde ele almanın sonucu olarak; dün olduğu gibi bu günde Kürt halkını T.C’nin eliyle toplu kıyım, Kürdistan ülkesinin yakılıp yıkılması ve harabeye dönüşen bir bir anayurt olmasına sebep olmuştur. Yani, Türk devletinin onca baskı, zulüm, katliam ve yok etme politikaları karşısında, Kürt hareketinin “ölsekte ayrılmayız” diye özetleyebileceğimiz bu stratejisinden dolayı Türk devletinin, cesaret ve güç aldığı gerçeğini her akıl sahibi pekala bilir.

Elde edilen kazanım ve fırsatları üstün bir politik zeka ile sezip değerlendirmeme ve bu düzlemde çağın şartlarına göre yenilenmeme, somut sorunlara somut çözümler üretmeme büyük bir hata ve büyük bir tarajediye vesile olmuştur. İkincisi, bir B planının olmaması, gizli ajandasına, bağımsızlık ve federasyon alternatiflerini not almamış olması Kürt hareketinin ikbalini önümüzdeki süreçlerde zora soktuğunun sinyallerini veriyor.

Bana göre, Türk devleti şöyle düşünmektedir: “Kürtlere ne yaparsam yapayım benden ayrılmayı nasıl olsa düşünmüyorlar! Bu sebepten ötürü bunları en vahşi özel savaş teknik ve imkanlarıyla korkutarak, sindirerek, yıldırarak, yıkarak ve ve katl ederek daha çok kendime bağlayabilirim.”

İşte Türk devletinin bu stratejisini etkisiz kılmak, akamete uğratmak için tamda harekete geçme zamanıdır diye düşünüyorum. Çünkü artık bu gün 18 yıl önceki o meşum gün ve tutsaklık koşullarının konjonktürü bitti. Türkiye, Kürdistan, bölge ve dünya gerçekliğinde, gündeminde ”demokratik cumhuriyet, “ortak vatan” diye bir gerçeklik yok. Tek bir gerçek vardır o da şudur: Yeni doğan koşullar, ”demokratik cumhuriyet ve “ortak vatan” önermesini tarihin çöp sepetine atmış durumdadır. Değişen dünya koşullarıyla birlikte Kürt özgürlük hareketide değişmelidir.

En önemlisi Kürt hareketinin bir B planı olmalı ve bu B planını mutlaka Kürt halkıyla paylaşmalıdır. Bu anlamda Kürt özgürlük hareketi Yeni bir yol haritasıyla Kürt halkının karşısına çıkarsa, Kürt halkının gönül dünyasında büyük bir taht kuracak, Türk devletine artık yalvaran taraf olmayacak, Türk devleti özgürlük hareketine yalvaracak taraf olacak ve böylece muzakere masasına eli güçlü olarak oturacak ve oturulan masada ortak vatanda ortak yaşam ve siyasal erke katılım formüllerini tartışarak ortak bir çözüm geliştirme fırastını yeniden yakalayacaktır.

Ali CandanTeletex News24



About Post Author

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d