KHK ile işlerine son verilen Akademisyen Nuriye GÜLMEN ve Öğretmen Semih ÖZAKÇA’nın Mücadelesi.

Read Time:4 Minute, 46 Second

AKP yetkililerin; “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu / Tutar da adli ilahi sorar Ömer’den onu” diye şiirler okuduklarında, bu politikalar toplumda ciddi bir karşılık bulmuştu. Sonra zamanlarda bu politikaların adaletten koptuğu sürece gelindi. Yüzbinlerce insan yargının yerine hüküm verenlerce tarafından işinden uzaklaştırıldı. Yüzlerce akademisyen sırf “Barış”a imza verdiklerinden dolayı işlerinden oldular. İntihar edenler, özel şirkette bile çalışmasına izin verilmeyenler sürekli gündemde oldular. Bunlardan iki akademisyen de 60 gün önce Ankara’da bu durumu protesto etmek ve işlerine geri dönebilmek için açlık grevi başlattılar. KHK ile işlerine son verilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, Ankara Yüksel Caddesi’nde “işlerine iade” talebiyle sürdürdükleri açlık grevinin 60. gününe girdi.

IMG_3039

TELETEX NEWS24-Gülmen ve Özakça’ya birçok yerden olduğu gibi Almanya’nın Berlin ve Köln kentlerinden destek mesajı geldi. Gazeteciler Celal Başlangıç ve Ayşe Yıldırım’ın da destek verdiği oturma eylemi de başlatan “Bir Grup Barış Akademisyeni” kamuoyuna hitaben “Ölümden Değil, Yaşamdan Yanayız” başlıklı Türkçe, Almanca ve İngilizce bir metin kaleme aldı.

Metinde şu ifadelere yer verildi:

“Tüm itiraz yolları kapalı”
“Türkiye’de Temmuz 2016`dan beri devam eden Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’ler (KHK) ile 120 binin üzerinde akademisyen, öğretmen, memur haklarında hiç bir soruşturma ya da yargılama yapılmadan görevlerinden ihraç edilmiş ve ömür boyu kamu görevinden men edilmiştir. 7916 akademisyen (452’si Barış İçin Akademisyenler’den), 33 bin 990 öğretmen ihraç edilmiştir. Türkiye’de hukuki itiraz yolları kapatılmıştır. Bu şekilde, bir gece yarısı KHK’si ile işlerinden edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, işlerine geri dönme talepleriyle Ankara’nın ortasında, Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde 60 gündür açlık grevindeler.

“Açık hava hapishanesi”

Türkiye doğusundan batısına adeta bir açık hava hapishanesi ve yargısız infazlar coğrafyası haline gelmiştir. Yüzbinlerce insan işinden ve yerinden edilmiştir.
60 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eylemine dikkat çekmek amacıyla bir adım da HDP tarafından atıldı. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Gülmen ve Özakça’nın durumuna ilişkin Avrupa Konseyi’ne mektup yazdı. Mektupta, “İki eğitimcinin sağlık durumu şu anda kritik bir aşamadadır ve bu mektubu da size arkadaşlarının özel isteği üzerine yazmaktayım” ifadeleri yer aldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Kanun Hükmünde (KHK) ile işten çıkarıldıkları için 60 gündür açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumuna dikkat çekmek için Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks mektup yazdı.

IMG_3038.JPG

Acilen adım atılması gerekliliğine dikkat çekilen, “Türkiye’de açlık grevindeki iki eğitimci için eylem çağrısı” başlıklı mektup şöyle:

15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişimi ertesi işten çıkartılan yaklaşık 150 bin kamu çalışanının sorunlarına çözüm bulmak için gösterdiğiniz değerli gayretin farkında olduğumuzu ve bu çabanızı takdir ettiğimizi bilmenizi isteriz. Bu mektupla ise, işten çıkarıldıkları için 60 gündür açlık grevinde olan iki eğitimcinin, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna dikkatinizi çekmek isterim. Hükümet, darbe girişimini ve Olağanüstü Hali fırsat bilerek hükümetin politikalarına muhalif olan binlerce kamu çalışanını görevden almıştır. İhraç edilen kamu çalışanlarının büyük bir bölümü hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma yürütülmemiş, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Ceza Kanunundaki hükümler uygulanmamıştır. İhraç edilen kamu çalışanlarının büyük bir bölümünün darbe girişimi ve cemaat ile herhangi bir ilişkisinin olup olmadığının somut olarak ortaya konulmasına gerek dahi duyulmamıştır. Özellikle KESK (Kamu Emekçileri Sendikası’na) bağlı sendikalara üye olan çok sayıda kamu emekçisi, barış, demokrasi sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürüttükleri, grev haklarını kullandıkları için hukuksuz bir şekilde açığa alınmış ve ihraç edilmişlerdir.

20 Temmuz’dan bu yana açığa alınan, tutuklanan ya da meslekten ihraç edilen çeşitli meslek gruplarından çoğu kamu görevlisi en az 37 kişi intihar etmiştir. Akademisyen  Nuriye Gülmen ile sınıf öğretmeni Semih Özakça de OHAL KHK’sı ile ihraç edilen kamu görevlilerindendir. İki eğitimci, 9 Kasım’da ‘İşimi istiyorum’ diyerek Ankara’da oturma eylemine başlamışlardır. Ne var ki, iki eğitimci, bugüne dek polis tarafından defalarca darp edilerek gözaltına alınmışlardır. Devletin görmezlikten geldiği eylemleri nedeniyle CNN International, akademisyen Gülmen’i 2016’nın önde gelen sekiz kadını arasında göstermiştir. Defalarca gözaltına alınmalarının ardından Gülmen ve Özakça açlık grevine başlamışlardır. Açlık grevlerinin 57. Gününde ise, 4 Mayıs 2017 günü, bilimsel çalışmalarıyla uluslararası düzeyde tanınan pek çok Barış Akademisyeni de Gülmen ve Özakça’ya destek olmak amacıyla bulundukları kentlerde süreli-dönüşümlü açlık grevine başladıklarını kamuoyuna duyurmuşlardır. Bir ülkenin akademisyenlerinin, eğitimcilerinin açlık grevine başlaması o ülke için büyük bir ayıptır.

IMG_3037

İki eğitimcinin sağlık durumu şu anda kritik bir aşamadadır ve bu mektubu da size arkadaşlarının özel isteği üzerine yazmaktayım. Gülmen ve Özakça’nın durumları hakkında Türk makamlarıyla iletişim kurmanızı sizden rica ediyorum. Bu müdahaleniz, açlık grevindeki eğitimciler ile ilgili devlet makamları arasında grevin sona erdirilmesi ve bu kişilerin işlerine geri dönmelerine yönelik gerekli diyalogun oluşturulmasına yardımcı olabilir. HDP Grup Başkanvekili olarak, bu amaçla başlatacağınız herhangi bir girişimle sizinle işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacağımı belirtmek isterim.

 

Ölüme gitmelerine seyirci mi kalacaksınız!

 
Direniş alanında yaptıkları açıklamada Gülmen ve Özakça, “İşe dönüş talebimiz karşılanana kadar açlık grevimiz sürecek. İnsanların sağlığımızdan endişe ettiğini görüyoruz, bizi değil hükümeti sıkıştırsınlar. Bize eylemi bırakma yönünde çağrı yapmak yerine, hükümete ‘Bu insanların gün gün erimesine, sağlıklarının zarar görmesine, ölüme gitmelerine seyirci mi kalacaksınız?’ desinler” diye konuştu.

Özakça’nın nabzı sınır değerlerde 86 kilodan 69 kiloya kadar düşen Özakça, sağlık durumu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Sürekli başım ağrıyor, bu da enerjimi alıyor. Bacaklarımda, özellikle eklem yerlerimde kırgınlık var, yürümekte zorlanıyorum, çok çabuk yoruluyorum. Mide yanmalarım başladı. Bunların dışında ciddi diyeceğimiz problemler varsa da bilmiyorum. Sağlık kontrolü için alana hemşire ve doktorlar geldiğinde nabzımıza ve tansiyonumuza baktırıyoruz. Tansiyonumuz çoğunlukla düşük. Nabzım sınırda ilerliyor, 50 civarında. Sözcükleri seçmekte zorlandığım da oluyor…”

Özakça, “Bu eylemin kazanması gerekiyor. Hakkımızı almak istiyoruz, adalet istiyoruz. KHK’ler ile yaşanan hukuksuzluklar ortadan kalkana kadar, işimize iade edilene kadar direnişimizi sürdüreceğiz. Direnişimize destek olmak isteyenler sesimize ses katsın istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: