KÜRT TARİHİ, COĞRAFYASI, DİLİ VE KÜLTÜRÜ [1]

Read Time:9 Minute, 51 Second

Fecri DOST
Daha önce ilk bölümü bir kaç sitede yayınlanan  bu çalışmamızın  bütününü birkaç bölümle, belirli periyotlar içerisinde  yayınlayacağız .

uygarlığımıza yol açan temel etkenleri tarihsel boyutları içinde yorumlamaya çalışacağız. Artık çok iyi bilmekteyiz ki bir toplumu tanımanın onun tarihi ve coğrafi koşullarını tanımakla bağlantılıdır. Dolayısıyla da bilimsel verilere dayalı Kürt tarihi, coğrafyası, dili ve kültürünü araştırırdığımızda  insanı adeta  kahrediyor. Bu kadar kadim bir halk  ve köklü bir kültüre sahip olan bir millet neden hala 21. yüzyılda devlet olamadığı sorusunu kendine sormadan edemiyor insan.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

İnsanlık Afrika’da doğup yüzbinlerce yıl önce iklimsel şartlar nedeniyle Afrika Rif’inden çıkışta ana toplanma kapısı ve dünyaya yayılma merkezinin toros Zagros kavisi olduğunu söylenmektedir. Mezopotamya’ya varışlarını ise  on binlerce yıl öncesine dayandıra biliriz.

Daha  önce aryen ırkını yada kavmini tarif ederken şöyle deniyordu; Avrupa’dan ve Rusya’nın güney steplerinden Kalkan mavi gözlü ve sarışın aryen  MÖ 2000 lerde kuzey İran platolarına oradan da Hint’te, medyaya, anadoluya akın etmişlerdir deniyordu. Fakat çok ünlü tarihçiler ve arkeologlar yaptıkları araştırma ve kazı çalışmalarında görülüyor ki “fiziki bir göç olgusundan ziyade güçlü kültürel birikim olgusuna dayalı olarak gerçekleştiğini söyleyebiliriz.”

Yani Aryen kavramı bir ırk veya etnik olgudan ziyade, tarım devrimine dayalı çiftçiliği ve hayvancılığı esas alan, kültürü ilk geliştiren gruplara verilen genel bir adlandırmadır.

Kürt dili ve kültürü kuvvetle muhtemeldir ki bir çok arkeolog bu görüşü paylaşmaktadır, Zagros-Toros eteklerinde neolotik devrimi ilk başlatan dil ve kültür olarak zamanla tüm Hint-Avrupa kökenli dil ve kültürlerin temelini teşkil etmiştir.

Kendi oluşumunu ise MÖ önce 15.000-10.000 yıllarına götürebiliriz. 4. Buzul döneminden çıkışla MÖ 20.000-15.000 ile birlikte “alanın en otokton”yerli kültürü olarak şekillenmesi kuvvetle muhtemeldir. Kürt etnisitesi MÖ 6000’lerde iyice ayırt edilmektedir. Uygarlığın doğuşuna yol açan Zagros-Toros sisteminin birleştiği kavis yani “verimli hilalin merkezi” üretkenliği bu sefer uygarlık merkezi Mezopotamya dışına taşırmada gösterecektir. Ardarda gelişen Sümer, Babil ve Asur dönemlerinde uygarlık merkezi hep Dicle ve Fırat arasıdır. Kürdistan teriminin temelinde “KUR” kelimesi yatmakta olup Sümer kökenlidir. Sümercede “KUR” Dağdemektir “Tİ” eki aidiyetii ifade eder böylelikle ‘KURTİ’ kelimesi ortaya çıkmaktadır yani dağılırlar dağllı halk anlamına gelmektedir. Bunun tarihini MÖ 3000 lere kadar geriye götürebiliriz.

Kürtler tarih sahnesine ilk defa Hurr’iler adıyla MÖ. ‪3000-2000‬ yılları arasında tarih sahnesine çıktıklarını görmekteyiz. Sümerler orman ve madenleri, Hurri boyları ise uygarlık nedeniyle binlerce yıl karşılıklı saldırma korunma mücadelesine gitmişlerdir. Kürtlerin etnik olarak Hurrilere dayandığı tezi etimolojik, etnolojik, arkeolojik ve antropolojik verilerle kanıtlanmıştır…

Özellikle de etnik olarak modern insanların otantik akrabaları arasındaki bağlantıyı kanıtlayan etimolojik alandaki veriler Hurrice ile Kürtçe arasındaki dilsel aynılığı açıklığa kavuşturmuştur. Kürtlerin etnik olarak Hurrilere dayandığı gerçeği, sadece etimolojik alanla, yani dil bilimi ile sınırlı kalmıyor. Örneğin etnografik olarak da Hurrilerin o dönemde yaşadıkları coğrafyanın sınırları içerisinde bugün Kürtler yaşamakta olup, Hurrilere ait maddi kültür olarak ta benzer özellikleri farklılaşarak da olsa hala bağrında taşımaktadır. Yine etnolojik olarak tarihsel süreç içerisinde Hurrilerin sırasıyla nasıl Gutilere, Mitanilere, Urartulara, Kassitlere, Medlere ve modern Kürtlere dönüştükleri ve günümüze kadar geldiklerini de dilsel, kültürel ve coğrafik olarak gözlemlemek gayet mümkündür. Peki Hurriler ne zaman tarih sahnesine çıkmışlardır?

Hurrilerin ortaya çıkışı

Proto-Kürt Hurriler, neolotik devrimin çekirdek bölgesinin, yani Verimli Hilal, yukarı Mezopotamya ve coğrafik olarak büyük oranda bu iki coğrafik alanı içine alan Kürdistan bölgesinde yaklaşık olarak M.Ö. 5-6 bin yıllarında ortaya çıkmışlardır. Bu tarihlerde halen neolotik kültür özlü topluklar baştadır. Şu ana kadar bunun aksi yönde değiştirecek, başka bir coğrafyada ve bu tarihlerden önce neolotik devrim izlerine rastlanılmamıştır. Özellikle Tell Halaf kültür katmanı neolotik devrimi zirvesini yansıtırken, ortaya çıktığı coğrafyanın Kürdistan olması (bugünkü Şırnak’a bağlı Habur yakınlarında) bütün arkeolog ve antropologların gözünü Kürdistan üzerine  çevirmiştir. O döneme ait bazı yerleşim alanlarında halen arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Bunların en zengin verili (kanıtı bol olan) olanı Tell Halaf kültür alanıdır. Tell Halaf kültürü ilk köy mimarisi, zengin ve gelişkin tekniki araç-gereç, ilk toplumsal düzen, çanak-çömlek ve ekonomik toplumun ortaya çıktığı bir kültürel kimlikten  dolayı, dünyada ilk olma ünvanına sahiptir.

Kültürel yapı ve dil

Hurriler özellikle de Tell Halaf kültürünün gerçekleşmesinde belirleyici rol oynamışlardır.  Ayrıca Tell Halaf kültürü, Hurrilerin yerleşik oldukları coğrafik merkezde ortaya çıkmıştır. Zaten Hurrilerin ortaya çıktığı M.Ö. 5000 yıllarında Kürdistan’ın tümünde yerleşik tek halktı. Yani Tell Halaf kültürünün gerçekleşmesi Hurriler’den bağımsız düşünülemez. Kaldı ki Hurriler yeryüzünde ilk dilsel ve kültürel olarak belirginleşen birkaç topluluktan biridir. Dolaysıyla Tell Halaf kültürünün ortaya çıktığı tarihlerde, Hurriler belirginleşmiş ve Tell Halaf kültürünün ortaya çıktığı merkezde ve çevrelerinde yerleşik bir topluluktur. Hurrilere ait belgelere M.Ö. 5000 yılında, Tell Halaf kültürürünün çıkış merkezinde ve çevrelerinde rastlanırken, bu tarihlerde başka topluluğa ait belgelere daha rastlanılmamıştır. Örneğin en eski topluluklar olarak kabul edilen, Elam, Sümer ve Semitik gruplara ait belge ve bulgulara ancak M.Ö. ‪4000-3000‬’lerde rastlanabilmiştir. Hurriler neolotik kültür özlü topluluk olup, belirginleşme tarihleri M.Ö ‪6000-5000‬ yıllarına denk geliyor. “Yapılan araştırmalarla Hurrilere ait oldukları anlaşılan ve MÖ. 5000 ile 4000 yılları arasında ait taş ve kemiklerden yapılmış aletler Gorciyen’in kuzey batısında bir mağarada bulunurlar. Yine, Hurrilere ait Babab Derviş ve Meyana tepede bulunan çeşitli eserler MÖ.4000 yıllarına aittir. Malatya çevresinde yaşamakta olan Hurri halkının MÖ. 5000 ile 3000 yılları arasında taş devrini yaşadıkları, Aslantepe’de yapılan kazılar neticesi bulunan taşlarda yapılmış aletlerden anlaşılmıştır. Yine bu bölgedeki Hurri halkının MÖ. 3000 ile 2000 yılları arasında maden devrine geçtikleri bu döneme ait yapılmış bronz eşyaların bulunmasıyla açıklık kazanmıştır. MÖ. 3000 yıllarında Hurrilere ait bulunan renkli seramiklerden MÖ. 3700 ile 3500 yılları arasında yapıldıkları anlaşılmıştır. Bulunan bu seremikler ile Tell Halaf ta bulunanlar aynı özellikleri taşımaktadır.

Temel toplumsal form olarak Aşiretçilik

Aşiretleşme sürecini yakından izlemek için Hurrilere bakmakta yarar vardır. Çünkü bu süreç en iyi Hurriler şahşında yaşanmıştır. Otokton bir halk olması bundandır. Aşiret yaşantısından önce kabile yaşantısı hakimdir. Kabile yaşantısı da; neolotik devrimle beraber insanların tarım ve hayvanları evcilleştirmeye başlamasıyla birlikte nüfusun çoğalması sonucu birkaç klanın birleşmesi ile gerçekleşmiştir. MÖ. 6 bin yılına gelindiğinde neolotik devrim tam anlamıyla kurumlaşır, yaygınlık kazanınca ve özellikle de köysel yaşamın farklı coğrafyalarda özgünleşerek yaygınlık kazanmaya başlamasıyla beraber ve tabii yine nüfusunun çoğalmasının etkisi ile birkaç kabilenin birleşimi ile bu sefer kabile yaşamından bir üst toplumsal düzen olan aşiretçiliğe geçiş yapmıştır. Yani aşiret yapısına geçişin altında yatan neden tarım ve evcilleştirmenin nitelik olarak gelişmesi ve bunun sonucu olarak da nüfusun çoğalmasıdır. Olağan koşullarda aşiret özlü topluluklar rolünü oynadıktan sonra, yerini bir üst toplumsal yönetim organizasyonu olan sınıflı yani devletli topluluklara bırakırlar. Fakat bu durum Kürtlerde gerçekleşmedi. Kürtlerde ancak zaman zaman birkaç aşiretin birleşimi ile konfederasyonlaşma, dolayısıyla yarı devletler kurabilmiştir. Bu yönetim biçimi dağıldığında içinde yer alan aşiretler tekrar kendi bölgelerine çekilip varlıklarını sürdürmüşlerdir. Genel olarak aşiret yapılanmasının ortaya çıkışı aynı zamanda Kürt etnisitesinin de belirginleşmesinin habercisidir. Bu da genel olarak Hurriler ile ifade bulmuştur. Yani Hurriler; proto Kürtlerin etnisite olarak belirginleşmesinin ifadesidir. Bunun biraz yakından incelenmesinde yarar var.

Etnik yapının oluşumu

Hurriler, Kürtlerin dilsel ve kültürel  ataları olarak tarih sahnesine çıkmış olurlar. O gün bugündür Kürtler, Kürdistan’da yerli ve en eski halk olarak varolagelmişlerdir. Burada ilgi çeken ve çözümlenmesi gereken kilit olgu Kürtlerin, sosyal, siyasal, ekonomik dolayısıyla bir bütünen toplumsal düzenine halen aşiretsel özde olmasıdır. Yani Kürtler 7000 yıl önce aşiret düzenine geçip halklaşmaya doğru ilk adımını attıktan sonra aşiretsel yaşam tarzından, düzeninden diğer halklar gibi öyle kolay kurtulup başka toplumsal düzenlere geçiş yapmamışlardır. Bu bağlamda Kürt halkı gerçek anlamda sosyal, siyasal ve ekonomik olarak çözümlenmek isteniyorsa mutlaka aşiret olgusu anlaşılmalı ve doğru çözümlenmelidir. Halen Kürt halkının toplumsal yapılanmasında aşiretçilik siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmelerde belirleyici rol oynamaya devam ediyor. “Aslında tarih boyunca aşiretçilik Kürtlerde iki yönde rol oynamıştır. Birincisi, Kürt toplumunun uygarlık sahnesinden çekilişini önlemiş, günümüze taşımıştır. İkincisi, toplumun özgür gelişimi yönünde ayak bağı olmuş, birlik ve beraberliğe yol vermemiştir. Bu nedenledir ki büyük Kürt ironisi aşiret olgusudur.  Hep Kürtlerin neden devletleşmediği tarışıldı. Bunun çok fazla nedeni vardır. Ama Kürtlerin neden tarih sahnesinden çekilmediğinin tek nedeni örgütlenme biçimleri olan aşiretçiliktir. Yoksa başka türlü yok olmaları, tarih sahnesinden çelikmeleri kaçınılmazdı. Eğer Kürtlere yönelik yapılan onca katliam ve asimilasyonist politikalara rağmen Kürtler halen ulusal özelliklerinden uzaklaşıp yok olmamışlarsa, bunun tek geçerli sebebi alıntıda da belirtildiği gibi aşiret yapılanmasının güçlü olmasındandır. Kaldı ki aşiret bağlılığı, birliği, dayanışma ve yardımlaşması çok güçlüdür.

İdari yapı

Hurrilerin görülmesi gereken bir diğer yönü bir devlet yapılanması olmayıp, toplumsal bir öze sahip olmasıdır. “Toplumsal örgütlenmenin belirgin modeli olan kabile-aşiretçilik devletleşmeyi önceleyen bir aşama değildir. Bu tip örgütlenmelerin en yüksek modeli aşiret konfederasyonlaşmasıdır. Bunun sebebi doğal toplum özlü olmalarındandır. Ve örgütlenme ilişkileri kan bağına dayalıdır. Siyasal bir örgütlenme modeline pek gidilmez. Konfederasyonlaşmaya gitmeleri de ancak zorunlu koşullar ortaya çıktığında tercih edilir. Örneğin aşiret özlü topluluklarına farklı merkezi uygarlık güçlerinin saldırı düzenleyerek, bu yönlü ilk emperyalist yayılmacı devletlerin çevre topluluklara hakimiyeti altına almak isteyip; aşiret düzeninde yaşayan toplulukların ekonomik, sosyal ve siyasal yaşantılarına en önemlisi de özgürlükleri için tehdit olmaya başlayınca, merkezi yapılanmaya gitmek zorunda kalmışlardır. Bunun üst yönetim organizasyonu ise aşiretler arası konfederasyonlaşmadır. Böylelikle aşiretler güç birliği yapıp erimekten, yok olmaktan kurtulmuşlardır. Konfederasyonlaşma süreci MÖ. 2500 yıllarında merkezi uygarlığın temsilcisi olan Akad hanedanlığıyla beraber başlamıştır. Bu süreç, merkezi uygarlık güçleri ile çevre toplulukları arasında çelişkilerin başladığı bir dönemdir. Ve bu aynı zamanda köleciliğin de kurumsallaşmaya başladığı tarihi süreçlerdir. Bu süreçte köleci Akad devleti proto Kürt Hurrilerin yaşadıkları Kürdistan’a saldırılar düzenleyip, buralarda yaşayan toplulukları hakimiyet altına almak isteyince, Hurrili aşiretler Guti adıyla M.Ö 2300 yıllarında, bir aşiretler konfederasyonu kurarak Akadlara karşı kendilerini korumaya başlamış, yaklaşık MÖ. 2250’de de Akadleri yenerek yerine yüz yıl süren bir devlet kurmuşlardır. Fakat bundan önceki süreçlerde Hurriler devletleşmeye çok fazla ihtiyaç duymamışlardı. Proto Kürtler, MÖ. 6000’lerden MÖ. 2500 yılları arasında Kürdistan’ın tümünde komünal özlü topluluklar olarak yaşamışlardır. Komşu topluluklar tarafından kendilerine yönelik herhangi bir saldırı gerçekleşmediği gibi  kendileri de başka topluluklara karşı saldırıya geçmemişlerdir.

Hurriler ve merkezi uygarlık

Ayrıca Hurrilerde, o tarihlerde devlet ve sınıfsallığa dayalı hiyerarşi gelişmediği için baskı ve zor aygıtı da pek gelişmemiştir. Eşitlikçi, özgür yaşama dayalı, komünalite tarzı esas olanıdır. Kürdistan’ın tümünde toplumsal yaşam böyle olduğu için devletleşme durumu yaşanmamıştır. Daha doğrusu bunun oluşabilme koşulları yok. Buna rağmen Hurriler ekonomik, sosyal ve siyasal olarak kendilerine yeten bir konumdaydılar. Örneğin tarım ve hayvancılık toplumun geçim kaynağıydı. Kürdistan’da neden devletleşmenin gerçekleşmediğine değinmişken, Hurriler ile Sümer arasındaki ilişkileri de çözümlemek yararlı olacaktır. Çünkü Hurriler’in  merkezi bir yapıya kavuşmaması yani devletleşmemesinin bir diğer sebebi de merkezi ihtiyaçlarını Sümerler üzerinden karşılamalarıdır. “Hurriler’in, Sümer uygarlığıyla komşulukları ve neolotiğin sahibi olmaları nedeni ile çok yakın akrabalıkları mevcuttur. Dil yapılarında ve bir çok kelimede ortaklık sözkonusudur. Bunun çok erken dönemde, daha sonra Sümerler kuruluş aşamasındayken  geliştiği de kabul gören bir görüştür. Bir anlamda Sümer şehir alanları ile Hurri tarımsal alanları doğal bir ittifak durumu yaşamaktadır. Tanrıça İnanna mitolojisinde de Gılgamış destanında da bu gerçeğin izlerine güçlü bir biçimde rastlanmaktadır. Yani Hurrilerin merkezi uygarlığı bir nevi Sümerdir. Ayrı bir merkez kurma ihtiyacını güçlü bir biçimde duymamaktadır. Çünkü yanı başında bu ihtiyacını gören merkez dururken, yeni bir tane kurmanın gereği yoktur. Günümüze kadar bu anlayışın izlerini güçlü bir biçimde yaşamaktayız. Oynanan rol yanı başında merkezileşmiş siyasi güçlerin, eyaleti, otonomisi, federesi olma biçimindedir. Bugün bu alanda yaşanan bu gerçekliğin daha tarihin başlangıç yıllarında bir temele dayandığı anlaşılmak durumundadır.

Dolayısıyle Bu tarihlerde Kürdistan’da yaşayan proto Kürtlerde yönetsel anlamda merkezi bir yapıya sahip olmaktan çok köylülük ve köysel yerleşmişlik daha fazla ön planda olmuştur. Genel olarak günümüzde Kürtlerin köy yaşam biçimide kaynağını bu tarihlerden almaktadır. Kürtler de yaşanan bir çok gerçeklik kaynağını o dönemdeki proto Kürtlerden ve bir bütünen  neolotik özlü topluluklardan almaktadır. Hurri uygarlığının izleri günümüze kadar gelmiştir. Bu izlerin örneklerine maddi kültürde, Din de mitolojide rastlıyoruz. Hurri öğeleri  Kürdistan’ın yer ve aşiret adlarında bile izlenebilmektedir Kürt aşiretlerinin yaklaşık üçte ikisinin adları Hurri dilinden gelmektedir.

Fecri DOSTTeletex News24

Kaynakça:
1- (Dünya tarihi-william H McNeill)
2- (Sümer rahip devletinden demokratik uygarlığa – Abdullah Öcalan)
3- (Kürdistan tarihi- Ethem Xemgin)
4- (Kürdistan’da aşiretçilik ve milliyetçilik-Hasan Uşak)
5- (Kürtler ve Kürdistan tarihi- Botan Amedi)
Devam edecek

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: