
Kadir Dağhan yazdı: HAYVANAT BAHÇELERİ.
Çocuklarımıza ne birlikte koşup oynayacakları alanlar ne de seve bilecekleri hatta beraber büyüyecekleri hayvan bırakmadık. Ya da sevmeleri için bazı hayvanları kendimiz gibi duvarlar arasına hapsettik. Bir eşya gibi PET ŞHOP dediğimiz yerlerde alınıp satılır hale getirdik. Sadece çocuklar değil büyükler de hayvanları ya belgeseller de ya da resimler de göre biliyor artık.
Ve belki de bundan dolayıdır ki art niyetsiz, çok iyi duygularla da olsa çocuklarımıza hayvanları göstermek için varsa hayvanat bahçeleri adı verilen hapishanelere götürüyoruz. Denk gelir de paramız ve zamanımız varsa eğlensinler, hoşça vakit geçirsinler diye sirklere de götürüyoruz.
Ama götürdüğümüz yerler de çocuklarımızın çocuk beyinlerine neler koyduğumuzu, nasıl travmaların içine bıraktığımızı sanıyorum düşünmüyoruz. Veya düşünemiyoruz. Aklımıza gelmiyor.
Sirklerde ilgi ve hayretlerle izlenen hayvanların o hareketleri yapana kadar nasıl işkencelerden geçirildikleri asla bilinmeyecektir. Ormanlar da özgür olması gereken hayvanların niye buralarda olduğuna dair her hangi bir düşünce olmayacaktır.
Hayvanat bahçesine girdiğimiz de doğal olarak hiç görmediğimiz, göremeyeceğimiz, dünyanın en uzak diyarlarından getirilen bir birinden farklı hayvanları ilgiyle izleriz. İzlemekle kalmaz çocuklarımızın ilgisini arttırmak için işaret ederek, göstererek daha çok hayvanı görmesine çalışırız. Çocuklar için şüphesiz ilk kez gördükleri hayvanlar onlara inanılmaz gelir.
Ancak küçücük, saf tertemiz dimağlarına bir şeyler biz farkında olmadan adeta çakılır. Ve belki de yaşamları boyunca orada kalır. Hangi hayvanın yanına giderlerse gitsinler, hangi hayvana bakarlarsa baksınlar hepsinin bir ortak noktası vardır. Tüm hayvanlar bir kafesin içindedir.
Başka bir deyimle esirdirler. Daracık alanlar da insan denen akıllı!! yaratığın elinde tutsaktırlar. Yani büyükler hayvanları gösterdiğini düşünürken büyüyecek olan küçük beyinler kafesi algılayacaktır. Zamanla bir canlının kafesler içine atılması olağan bir reflekse dönüşecektir.
Sokakta sözüm ona hayvan sevgisi adı altında sokaklarda, caddeler de çekiştirilerek gezdirilen hayvanların boynunda ki tasma veya zincirler normal bir durum olarak görülecektir. Ve giderek bu normalleşme insan üzerinde de kabul görecektir. Hayvanı yürekten seven, bir canlı olduğunu unutmadan koruyan, besleyenler bu anlatımın dışındadır. Saygındır onlar. Tüm canlı dostu saygın insanlara tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN.
Kadir Dağhan–Teletex News24
Average Rating