
Kadir Dağhan yazdı: ÇOCUK KALABİLSEYDİK. KALAMADIK.
Yaşamın kendi serüveni içinde bakarsak evet bu güne kadar yaşamayı başarabilen bizler de bir zamanlar çocuktuk, gençtik.
Yaşam serüveninin içinde her birey de kendi serüvenini yaşayarak bu günlere gelmişiz yaşadığımıza göre. Dönüp geriye baktığımızda uzun gelen ama göz açıp kapayıncaya kadar kısa süren bir yaşama neler sığdırmışız insanın inanası gelmiyor. Üzmüşüz, üzülmüşüz, sevinmiş, sevindirmişiz, gülmüş, güldürmüşüz.
İşkencelerden geçmiş, ölümler, vahşetler yaşamışız. Yaşamışız çünkü hepsi yaşamın var olanları. İstesek de istemesek de yaşanmış hepsi. Ne pişman olmanın, ne kahretmenin, ne üzülmenin hiçbir yararı yok. Keşke hiç yaşamasaydım dediklerimizin yanında iyi ki yaşamışım dediklerimiz de az değil. Ama hepsinin yanında ne kadar yoksulluk, sıkıntı, acı, sevinç… İçerirse içersin çocukluğumuzun yeri hep özeldir. Travmalarıyla, mutluluklarıyla hep kalıcı unutulmazlıklarla doludur.
Evet, çoğumuz pek yoksulduk, karnımız hiç doymazdı, çok dayak yerdik, bazılarımız dilimizi konuşamazdık belki. Fazla dayak yememek için çoğunlukla konuşmaya çekinirdik bu yüzden.
Gıslaved lastiklerimiz yırtılmasın diye çıplak ayakla top oynardık. Top dediğimiz de yine lastik veya uyduruk şeylerdi, çabuk yırtılırlardı. Yırtılınca da içine bez doldururduk. Ne yokluğa küserdik, ne imkânsızlık diye bir şey tanırdık. Asla pes etmezdik.
Ama çocuktuk. ÇOCUKTUK İŞTE. Topumuz mu yok. Varsın olmasın. Oyuncağımız mı yok. Hiç dert değil. Mutlaka oynayacak bir şey bulurduk. Ölmüş hayvanların çene kemiğinden tabanca yapmak özel yeteneklerimizden sadece biriydi.
Gökyüzüne baktığımız da gördüğümüz uçan kuşlar, maviliklerdi. Leylekleri, kırlangıçları izlemek ayrı bir keyifti. Her gün bir yerlerimizi sokan arılar bir nevi oyun arkadaşlarımızdı…
Şimdi ne çocuklarımızın bakabileceği mavilikler, ne arılar, ne kuşlar, leylekler…Hiç biri kalmadı. Çocuk kalabilenlerin çocuklukları da yok artık. Korku var, Tecavüzler var, Ölüm var sadece. Gökyüzü bile simsiyah. 5 yaşında ki FATİH ve 3 yaşında ki kardeşi HAVİN. Çocuk bile kalamadılar. Binlerce sayısız ve isimsiz ve unutulan çocuklar gibi. Çocuklar oynayamıyor, büyüyemiyor, ölüyor, öldürülüyorlar.Tanrının gözü önünde.
Biz büyüdük. Ya da büyüdüğümüzü sanıyoruz. Keşke ÇOCUK kalabilseydik ama. Büyüyüp kirletmeseydik çocukluk hayallerimizi.
Çocuk kalabilen yüreklere tüm dillerden SELAM olsun
Kadir Dağhan-Teletex News24
Average Rating