
Kadir Dağhan yazdı: BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMEDİKÇE…
Bereketlidir Anadolu toprakları. Bitki örtüsü çok zengindir. Daha doğrusu zengindi. İnsanları hoş görülüdür. Daha doğrusu hoş görülüydü. Farklı kimlikler, inançlar bir arada yaşar. Daha doğrusu yaşardı. Tekçi etnik ve inanç bakışlı zihniyetler ne zenginlik bıraktı, ne bereket ne de hoş görü. İçerde huzur bırakmazken dışarıda da ülkeye vermediği zarar kalmadı.
Devasa yapılar inşa edildi büyük paralar harcanarak. Ancak yapılar hangi teknolojilerle ve hangi insanlarla yapıldığı es geçildi, gösterilmedi. Yapıya büyük bayraklar, resimler asılsın, törenlere malzeme olsun yeterdi. Bas parayı al yapıyı.
Kendin üretmek, kendi insanını geliştirmek yerine bastır parayı, yap yolları, köprüleri, doldur otoları dünya da ne kadar marka varsa. Kendi topraklarını insansızlaştır, ekim arazilerini beton yığınlarına kurban et, üretime kapat. Sonra rafların yabancı ambalajlı yiyecek ve içecekleriyle dolsun.
Başrollerin de Şener ŞEN, Cem yılmaz gibi ünlü oyuncuların olduğu AV MEVSİMİ adlı polisiye filmi izleyenler bilir. Filmin ana teması olayların ancak farklı gözlerle bakıldığında çözülebileceğidir. Bu yüzden amir sürekli yanındakilere “bakış açınızı değiştirin” olaylara bir de farklı açıdan bakın der.
Filmin finalinde de çözülmesi imkânsız bir olayın değişik bir bakışla çok kolay çözülebildiği mesajı verilir. Ne yazık ki üzerinde yaşadığımız coğrafya da filmin aksine tekçi bakış açısı hiç değişmedi. Değiştirmek isteyenler de ağır bedellerle karşılaştılar. Bakış açısı değişmeyince de gördüğümüz ve yaşadığımız vahşetler, katliamlar, inkârlar, yıkımlar oldu.
Son günlerde aynı bakış açısının neticesi olarak ülkemiz Avrupa ve dünyanın gündeminde. Spor alanında aynı benzerliği yaşıyoruz. Acı, dramatik bir şekilde. Devşirme sporcularla alınan madalyalar bir bir geri alınmaya başlandı.
Aslana yem olmamak için aslandan, ceylanı avlamak için ceylandan hızlı koşması gerektiğini bilen bu genç Afrikalılar da aldıkları paranın hakkını verdiler fazlasıyla. Ne salladıkları bayrak, ne aldıkları kimlik umurlarında değildi. Onlar için hayal bile edemeyecekleri paralar ve gördükleri itibar önemliydi haklı olarak. Bu yüzden doping yapmayı da ihmal etmediler tabi. Bayrağımız dalgalanmış, törenler yapılmıştı ya gerisi teferruattı. Devşirme zaferler acı mağlubiyetlere dönüşüyor kaçınılmaz olarak.
Bu topraklar da Ermeni, Alevi, Kürt, Solcu, Aydın olmanın ne demek olduğunu ancak olanlar, yaşayanlar bilir. Yaşadıkları acılar ne anlatıla bilinir, ne anlaşılabilir…
Bu değişmeyen bakış bizi bilimden, insandan, doğadan uzaklaştıran karanlık bir tünele mahkûm ediyor ne yazık ki. Yanıyoruz, yakılıyoruz, ölüyoruz, parçalanıyoruz bu yüzden. Yetmez mi artık? Mezhepçi ve tek etnisiteli bakış yetmez diyor. Bir yüz yıl daha heba edilecek anlaşılan. Asla kabul etmeyenler ve etmeyecekler henüz ölmedi ama. Tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN onlara..
Kadir Dağhan–Teletex News24
Average Rating