
RUSLAR AFRİN’E NEDEN KONUŞLANDI? / Fehim Taştekin.
Fehim Taştekin
Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı’yla Suriye sahnesinde tek taraflı operasyonları derinleştirme planları, Kürtleri yalnızlaştırma hedefi açısından ters sonuçlar verdi.
Türkiye El Bab’ı İslam Devleti’nin (İD) elinden aldıktan sonra Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve müttefiklerinin kontrolündeki Menbiç’e yönelince kentin kuzeybatısında Amerikan, güneybatısında Rus ve Suriye bayrakları ile karşılaştı. Şimdi benzer bir senaryo Fırat Kalkanı güçlerinin kontrolündeki bölgenin batısında yer alan Afrin’de de devreye sokuldu.
YPG sözcüsü Redur Halil’in 20 Mart’ta Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesinde Rus askerlerinin Afrin’e bağlı Cindirês’te üsleneceğini açıklamasının hemen ardından bölgeye giren Rus bayraklı askeri araçların fotoğrafları yayımlandı. Halil de şöyle konuştu: “Rus ordusu birliklerinin Cindirês ilçesindeki varlığı güçlerimiz ile Rusya ordusu arasında yapılan anlaşma sonucu gerçekleşmiştir. Söz konusu anlaşma teröre karşı mücadele ortaklığı temelinde ve Rus ordusunun savaşçılarımıza askeri eğitim vermesi üzerine yapıldı. Rusya ile doğrudan ilişkilerimiz bulunmaktadır.”
Al-Monitor’un YPG kaynaklarından edindiği bilgilere göre anlaşma, Ruslar ile YPG arasında 19 Mart’ta Hmeymim üssünde yapılan toplantıda sağlandı. Ruslar, İdlib’i merkez edinen Nusra Cephesi’ne karşı ortak mücadele geliştirmek istediklerini kaydetti. Kürtler ise ortaklığın sadece Nusra Cephesi’ni değil Türkiye’nin desteklediği Ahraruş Şam gibi örgütlerle de mücadeleyi kapsaması gerektiğinde ısrar etti. Ancak taraflar örgütlerin isimleri üzerinde fazla durmadan Rusların Afrin’de bir merkez kurmasını kararlaştırdı. Kürtler, Rusların kurulacak merkezde Suriye ordusu olması ve Suriye bayrağının dalgalanması önerisini ise reddetti.
TEV-DEM’in Afrin’deki yetkililerinden Zelal Ceger’in Al-Monitor’a verdiği bilgilere göre, Kürtler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) desteklediği silahlı grupların Afrin’e yönelik saldırıları karşısında Ruslarla anlaşmaya gitti. Birkaç araçtan oluşan Rus askeri konvoyu önce Afrin’in hemen güneyinde, Türkiye sınırına yakın Cindirês’e gitti. Ancak Ruslar daha uygun olacağı gerekçesiyle kuzeydoğuda Azez’e 15 kilometre mesafedeki Kefir Ceni’de üslenmeye karar verdi.
Ceger şöyle devam etti: “Bir tarafta Türk devleti diğer tarafta çeteler var. Kendi gücümüzle direniyoruz. Ancak Suriye üzerinde ittifaklar kuruluyor. Bu ittifak bütün bir Orta Doğu için. Biz de bu dengeler üzerinde bir şeyler yapmak zorundayız. Çünkü Türk devleti bizi her gün tehdit ediyor; her gün Raco, Şarra ve Şiyi taraflarını toplarla vuruyor. Yazdan beri 15-20 insanımız öldü ya da yaralandı. Sadece Afrin değil Tel Fırat hattından da baskı var. Ayrıca Türkiye, İdlib taraflarına yığınak yapıyor. İdlib’deki çetelere silah yardımı da devam ediyor. Burada bir savaşın gelişmesi ihtimali söz konusu. Biz de kendimizi korumak için Ruslarla ittifaka gittik. Bizimle Türkiye arasında bir koordinasyon gerekiyordu. Ruslar Türklerin buraya saldırmasını önlemek için koordinasyon sağlayacak.”
Esasen Rus askeri uzmanlar iki yıldır Afrin’e gelip gidiyor. Rusların ziyaretleri, Türkiye’nin “YPG Fırat’ın batısına geçemez” tehdidi üzerine YPG’nin Fırat’ın batısından doğuya, yani Afrin’den Azez tarafına başlattığı hamlelerin ardından başlamıştı. Ruslar ise ilk kez Afrin’de bir merkez edinip kendilerini görünür kılma gereği duydu.
Peki Ruslar Kürtlerle ittifak görüntüsünü neden verdi? YPG’li üst düzey bir yetkili konunun hassasiyetine binaen isminin açıklanmaması kaydıyla şu yorumu yaptı: “Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşma gereğince Türkiye’nin El Bab’ı DAİŞ’ten (İD) aldıktan sonra Suriye ordusuna bırakması gerekiyordu. Ama Türkiye El Bab’tan çıkmadı. Tam tersine El Bab dışındaki stratejik bir tepede ikinci bir üs yapıyor. Bir diğer üssü Aktarin’de yapmıştı. Türkler El Bab’tan çekilmeyince Ruslar da başka bir mesaj vermek istedi. Rusların Kürtlerle yakınlaşması, Türklerle Rusların ilişkilerinin yürümemesinden kaynaklandı.”
Peki, Ruslarla yakınlaşma ABD ile Kürtler arasındaki ortaklığı etkiler mi? YPG’li komutanın yanıtı şu oldu: “Hayır. Çünkü biz Ruslarla ilişkiyi Amerikalılarla açık açık konuşarak başlattık. Biz Amerikalılara ‘Eğer bizimle El Bab ve Afrin’de iş birliğine yanaşmıyorsanız biz de başka ilişkiler kurarız’ dedik. Onlar da buna ses çıkarmadı. Rakka konusunda Ruslarla Amerikalıların pozisyonu birbirine yakınlaştı. Bu da bizim iki tarafla ilişki kurmamızı kolaylaştırıyor.”
Rusya ile Menbic’te sağlanan mutabakattan sonra YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) Amerikan askeri yardımları kesilmedi. ABD, Rakka operasyonu kapsamında zırhlı araçların yanı sıra ağır silahlar ve helikopter sevk etti. Kürtler Apache helikopterleri de bekliyor. Kürtler ABD’nin bu süreçte, Rojava Peşmergeleri diye bilinen Barzani yönetimi destekli gücün Rakka operasyonuna dahil edilmesi önerisini de “Bunu komplo olarak değerlendiririz. Bu Kürtler arasında bir savaşın açılması anlamına gelir. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz” diyerek reddetti. Bütün bu gelişmeler, ABD’nin Kürtlerin ikili bir strateji izlemesi karşısında esnek bir pozisyonda olduğunu ya da Kürtlere fazla şart dayatacak durumda olmadığını gösteriyor. Kürtler kendilerine manevra alanı açan Amerikan-Rus dengesinin kısa süreli olduğunun da farkında.
Kritik konulardan birisi de şu: Halep’teki silahlı grupların tahliyesinin ardından sıra İdlib’e gelince ne olacak?
Rusya, Türkiye ile geliştirdiği iş birliği sayesinde Halep’teki silahlı grupların bölgeden çıkıp İdlib ve Azez hattına taşınmasını sağlamıştı. Ruslar İdlib konusunda Türkiye ile henüz bir ortak hareket zemini bulabilmiş değil. Dahası Ruslar Türkiye’nin Suriye politikasında ikili oynadığını düşünüyor. Rusya ve Suriye ordusunun İdlib’e yüklenmesi halinde çatışmaların Afrin’e taşma ihtimali var. Türkiye’nin yönlendirmesine açık gruplar daha önce defalarca Afrin’e girmeyi denemişti.
Kürtler şimdilik politikalarını sadece Afrin’i savunmaya endekslese de İdlib’ten gelebilecek tehditlere karşı Rusya ile ortak operasyona açık bir pozisyondalar. YPG’li komutanın dediği şu: “İstenildiği zaman tabii ki İdlib’teki gruplara karşı operasyona katılabiliriz. Dananın kuyruğunun kopacağı yer İdlib’tir. İdlib operasyonu başladığında Afrin’e dönük baskılar da artacaktır. Bu nedenle farklı alternatiflere açık olacağız.”
YPG’li komutana göre, Türkiye destekli grupların ya da doğrudan TSK’nin Afrin’e yönelmesi halinde Afrinli Kürtlerin elinde iki seçenek var: “İlk seçenek zaten Ruslarla iş birliği. Bu zaten devreye girdi. Rusların Afrin’e yerleşmesi Türkiye’ye açık bir mesajdır. Afrin’in ikinci alternatifi Suriye ordusuna yeşil ışık yakılmasıdır. Afrin Suriye’nin bir kentidir. Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde yapılan değerlendirmeyle Suriye ordusu buraya gelebilir. Eğer mecbur kalırsak bunu yapabiliriz.”
Bu baskı, Kürtlerin Suriye ordusuyla şu aşamada istemedikleri yüzleşmeyi erkene alan başka bir sonuç da doğuruyor.
Özetle, Rusların Afrin’de konuşlanmasının nedeni olarak üç unsur öne çıkıyor: Ruslar, El Bab’dan çıkmaya yanaşmayan Türkiye’ye Kürtler üzerinden mesaj veriyor. İkincisi, TSK Afrin’e yönelirse Rusya’nın buna izin vermeyeceği anlaşılıyor. Üçüncüsü, İdlib’te Tahriruş Şam gibi gruplara karşı operasyona kuzeyden de Kürt cephesi açılıyor. (Al Monitor)
Average Rating