BAHAR İNADI…

Read Time:1 Minute, 54 Second

img_1498



Kışlara, karanlıklara inat bahar o güzel yüzünü gösteriyor işte. Engellenemiyor. Engellenmesi mümkün değil. Gündüzle gece bir birini eşitliyor. Toprak canlanıyor, enerji fışkırıyor doğadan. Ne var ki hep karanlıklar da can bulanlar, gündüzlerden korkanlar, inkârcılar bundan çok rahatsız.

Şiirler okuyorlar, nutuklar atıyorlar, marşlar söylüyorlar, bayraktır, şehittir, vatandır…

Umurlarında değiliz oysa. Ölmüşüz, öldürülmüşüz dertleri değil. Mekânları cennet olsun muş, şu ölmezmiş, bu ölmezmiş.

Bu günümüzü filanlara borçluymuşuz. Filanlar olmasaymış adımız bile bilmem ne olurmuş. Okuyorlar, konuşuyorlar, gürlüyorlar biz öldükçe. Salladıkça sallıyorlar. Biz sallandıkça.

Demokrasi yok, hukuk yok, insan hakları yok, adalet, özgürlük, eşitlik, barış nedir bilmiyoruz artık… Dört yanımız korku, dört yanımız karanlık. Kaldırımlar suskun. Kuşlar sessiz.

Unutulsun istiyorlar yaşananları. Unutturacaklarını düşünüyorlar. Nasıl unutalım ki. İnsan gibi doğup insan gibi yaşamak ve insan gibi ölmek isteyenler unutmaz. Unutamaz.

TAŞ ATAN ÇOCUKLAR vardı mesela. Neler gördüler, neler yaşadılar, şimdi neredeler, ne oldular bilemiyoruz. Unutulup gittiler (Mİ) belki de. Taş atanlar, bir bölge de terörist bir başka bölge de direnişçi, kahraman ilan edildi bu coğrafya da. Yıkımlar bir yerde vatan savunmasıyken başka bir yerde doğa katliamı sayıla bildi yine bu iklimde. Taş atıyorlarsa sonucuna katlanacaklar, bunlar terörist, niye bizim çocuklar atmıyor gibi ve benzeri tafraları eksik etmeyenler bu gün herkesten çok günah çıkarma yarışında.

“Özgürlük neye yarar, yaşıyorsa bir arada özgürlerle, tutsaklar.” Der Berthol BRECHT.
Tüm kavramlar anlamsızlaşmış, bitik bir çabayız çamur deryasındayız sanki. Konuştuklarımızın hiç bir anlamı yok. Ne sanat, ne müzik, ne edebiyat. Çıkıp gitmiş hayatımızdan. Varsa yoksa ölüm, varsa yoksa yıkım, kin, nefret, zulüm, hamaset. Ama ille de HAMASET. Bilimle, ilimle zaten ilgimiz kalmamış.

Ama çok önemli, yaşamsal sorunlarımız var. SURVİOR’ dan kim gitti, kim kaldı, Hakem niye penaltı verdi, vermedi. Evet, mi, hayır mı, tek mi, çift mi?
“Tarihte olaylar iki kez tekrar eder. Birincisi trajedi, ikincisi komedidir.” der MARX. Bizde aynı olaylar bir değil, iki değil defalarca kez tekrarlanıyor. Değişen bir şey olmuyor ne yazık ki.

Tek farkla ama olaylar tekrarlandığı bölgeye göre farklı anlam kazanıyor, farklı isimler alıyor hala. Ancak diğer taraftan yaşamın pratiği teorik lafları yemiyor artık. İflasın eşiğinde tüm yalanlar. Çünkü direnenler, yaşamdan yana olanlar bahar inadıyla Yaşama umut, UMUDA ışık damlatmaya devam ediyorlar ısrarla. Kışları ısıtan baharlar gibi. Vazgeçmiyorlar. Vazgeçmeyecekler de. Tüm dillerden SELAM OLSUN onlara. Ve tek değil tüm dillerden NEVRUZ KUTLU OLSUN. NEWROZ ŞNORHAVOR. NEWROZ PİROZ BE.

 

Kadir DAĞHAN-Teletex News24 

About Post Author

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d