
2017 Newroz İzlenimleri Halk Duruşuyla Konuşmacılardan Daha Önemli Mesajlar Verdi!
Geçen yıl Amed Newroz meydanın da Newroz’u deyim yerindeyse biz bize kutlamıştık. Taş çatlasın bir kaç on binli rakamla ifade edilebilecek. Az ama kararlı, bağlı, buruk, kalbi kırık bir yapı ile birlikte. Newroz meydanının ancak onda birini doldudurmuş. Yüzümüzde ve üstümüzde bayram sevinci ve coşkusu yerine. Derin acıların ifadesi ve üzerimize serpilen ölü toprağının kasveti vardı. Bu gün sabaha kadar ağlatan derecede diş ağrısı çeken kızım Nujiyan’ımla birlikte sabahladık. Sabah dokuzdan sonra diş hekimliği fakültesine gittik. Nujiyan’ın 3 tane dişini çektikten sonra. Anneannesi, dedesi ve teyzesini alıp Newroz kutlamalarına gittik. Diyarbakırın içi o kadar tenhalaşmıştı ki, biz bile şaşırdık.
Geçen yıldan kalan acılar nedeniyle bilinç altımızda yine çok kalabalık olmaz düşüncesi hakimdi. Biz bize kutlayacağız diye düşünüyorduk. Daha alana girer girmez bu düşüncemiz yok oldu. Tıpkı 2-3 yıl önceki Newroz’lar gibi alanda insan selinden geçilmiyor. Göz gözü görmüyordu. Kızımın dedesine Kürtçe ”Amed hemû hatiye” Diyarbakırın hepsi gelmiş dedim. Oda döndü ve bana dedi ki, ”yeki vek min kû ez çar mehe lî ber êşa linge xwe. Li êrdeme ez hatimê. Çawa xelkê Amedê naye” benim gibi dört aydır ayaklarının ağrısı nedeniyle yerde olan biri gelmiş. Diyarbakır halkı nasıl gelmez dedi. Sevinçle güldüm. Bak bu tarihi bir söz oldu. Çok güzel çok sevindim dedim.
Hızla gergin olan polis noktalarını geçip alana girdik. Alanda internet bağlantısı yok denecek kadar çok çok azdı. Konuşmalar bildik, barış, çözüm ve referandum da hayır eksenli olduğu için. Konuşmalardan çok daha fazla beni çeken şey. Amed halkının ellerinde NA-HAYIR Flamaları ile, kadını, çocuğu, yaşlısı, genci yüzbinlercesi çok kararlı bir biçimde orda öylece ayakta durarak. Ki bu Newroz piknik Newroz’u hiç değildi. Halk hep ayakta durarak. Bu duruşlarıyla ”biz siz öldürsenizde varız. Burdayız, bitmedik, bitmeyeceğiz. Yılmadık, korkmadık, yılmayacağız ve korkmayacağız” diye. Kendi gerçek mesajlarını verdi.
Evet bu Newroz’u son 19-20 yıllık Newroz kutlamalarından ayıran en temel özellik buydu. Halk oraya geldi ve oraya gelerek platform, tertip komitesi ve konuşmacılardan bağımsız. Büyük bir kararlılık, varlık, birlik ve beraberlik mesajı verdi. ”Biz varız, var olacağız. Tıpkı binlerce yıl önce var olduğumuz gibi. İşte on bin yıllık Newroz bayramı geleneğimizi böyle yüzbinlerle kutlayarak sürdürüyoruz.” Gördüğüm kadar alanın etrafında ki, polisler bile bunu farketmişlerdi. Halka büyük bir şaşkınlıkla bakıyorlar. Adeta ”bunlar nereden çıktı böyle” diyen gözlerle. Durumu anlamaya çalışır gibiydiler. Konuşmaların içeriği çok sıradan hatta sıkıcıydı. İktidarın muhalefet tarafından eleştirisi misali. Oysa bu coğrafya son iki yılda neler yaşadı. Neler gördü. O meydan da konuşan yürekli ve vicdanlı bir siyasetçi.
Yarım milyondan fazla insanın huzurunda yapılan vahşetten hesap sorabilmeli. O platformu bir hesap sorma, teşhir ve mahkum etme platformuna dönüştürebilmeliydi. Bu bir nebze olsun. Halkın kanayan yarasına derman olur. Halkın üzerine atılan ölü toprağını halkın bu günkü silkinişiyle birlikte tamamen atmasını doğururdu. Oysa hazırlık komitesi tam tersini yapıyor iki dakikada bir alanda gençlerin gezdirdiği ve açtığı bayrak, açtıkları poster ve flamalarla ilgili uyarı yapıyor. Hatta kendilerine ciddi uyarı yapıldığını. O nedenle konuşmaları zırt pırt kesip uyardıklarını haykırıyorlardı. Bu objektif olarak alandaki halk iradesine saygısızlık ve sözlü saldırıydı. Bu anonslar dışında moralimi bozacak bir durum ben oradayken yaşanmadı. Ama ben gelmeden önce bir insanımızın öldürüldüğünü duydum. Bu ölüm hakkında başkada bir bilgim olmadı.
Ali Candan-Teletex News24
Average Rating