EFSANE YA DA MİTOLOJİDEN YARATILAN GERÇEK: NEWROZ

Read Time:6 Minute, 9 Second

IMG_1691


Bugün yaşanarak da görüldüğü gibi Newroz’un üç hali var. Birisi; efsane ya da mitolojik yönü, diğeri; doğa ile ilgili yönü, üçüncüsü de; Özgürlük Hareketinin büyük bir yetenek ve yaratıcılıkla geliştirmiş olduğu: Toplumu motive etme, ayağa kaldırma, organize hale getirme yönü. İşin efsane yönü konusunda kimsenin kesin bir bilgisi yok. Kawa diye bir devrimci demirci var mıydı, Dehak diye bir zalim mevcut muydu, insanlara akıl almaz zulümler uyguluyor, işkenceler yapıyor, herkesi canından bezdiriyor muydu, belli ve kesin değil. Efsane böyle. Dehak diye zalim bir hükümdar var, halka zulüm yapar, işkenceler uygular, akıl almaz yöntemlerle insanları canından bezdirir. Bunları neden yaptığı bilinmez. Ama rivayete göre öyle birisi varmış ve ismi de Dehak’mış. Bu zalime karşın bir de Kawa diye bir demirci varmış. Bu iki zıt kişilik birbiri ile amansız bir mücadele içine girmişler. Tabi halkın işkence, eziyet gören diğer kesiminden ses seda, itiraz yok. Sadece bu iki kişi amansız kavga halindeler. Bu amansız kavga sonucu Demirci Kawa bir punduna getirir, zalim Dehak’ı öldürür.

Fakat halkın, yani ora ahalisinin Kawa’nın Dehak’ı öldürdüğünden haberi olmaz. Buna karşın Kawa, dönemin iletişim aracı olarak kullanılan ateşi herkesin görebileceği kadar yüksek bir tepede alevleri göklere çıkacak şekilde yakarak ahaliyi zalim Dehak’ın ölümünden haberdar eder. Bu hikaye Newroz ateşinin efsane ya da mitos yönü. Böyle bir şeyin olup olmadığı konusunda net ve kesin bir bilgiye sahip değiliz. Ama efsanenin hikayesi böyle. Newroz ateşinin bir de doğa ile ilgili yanı var. Doğa ile ilgili yanı: 21 Mart’ın baharın müjdecisi olduğu, aynı gün bütün doğanın canlandığı, o güne kadar deliğinde uyuyan yılanın, mağara uykusuna dalmış olan ayının, toprağın içine gömülmüş olan kaplumbağanın, toprağın uyandığı, göçmen kuşların yuvalarına döndüğü, hayvanların çiftleri ile buluştuğu günün yine eski dönemin yönetimi tarafından en etkili iletişim aracı olan ateşle herkese bildirilmesi olayıdır. Bu doğa olayı belki bütün kıtalara, hatta bölge iklimlerine denk gelmez. Çünkü her kıtanın hatta bölgenin kendine özgü iklimi, ona denk doku ve dengeleri vardır. O nedenle Newroz bütün kıtalarda, bölgelerde ve dünyada baharın müjdecisi olarak görülmez. Söz konusu anlamda da kutlanmaz.

İran, Kürdistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan vb. gibi ülkelerde bir doğa olayı, doğanın uyanışının, baharı müjdelemesinin günü olarak kutlanır. Newroz’un bir doğa olayı olarak kutlanması bir efsane ya da mitos olarak değil, gerçek bir olgu olarak nitelenebilir. Fakat bu doğanın uyanışı olayını bir halkın uyanışına, kendine gelişine, motive oluşuna, organize hale gelişine tahvil etmek kelimenin tam anlamı ile büyük bir yetenek ve beceri işidir. Bunu sadece Kürt Halkı yapmıştır. İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan vb. gibi ülkeler ve halklar Newroz’u bir bahar bayramı, baharın müjdecisi olarak karşılayıp kutlarken, Kürt ulusu hem baharın hem de Kürt ulusunun uyanışı olarak karşılar ve bu bağlamda kutlar. Şahsen Özgürlük Hareketinden önce de Kürtler Newroz’u bu anlam ve bağlamda kutluyorlar mıydı, bilmiyorum. Newroz’u ulus olarak dirilme, ayağa kalkma, kendine gelme, organize olma motivasyonunun bir enerjisi haline getirme gibi algılama konusunda bilgi sahibi değilim. Ama Özgürlük Hareketinin Newroz’a çok özel bir anlam yükleyip, Newroz’u Kürt ulusunun uyanışının müjdecisi, mücadeleye hazırlanışının bir dinamizmi olarak değerlendirdiğini yaşayarak ve görerek de biliyoruz.

Newroz devrim mücadelesinin çok önemli bir enerji kaynağı haline getirilmiş durumda. Örneğin Barzani ve KDP de Newroz’u bu anlam ve önemde değerlendiriyor mu bilmiyorum. Newroz ateşini despotizme, anti-demokratik tarz ve tutumlara karşı bir isyan ateşi olarak görüyor, ateşi bu amaçla tutuşturuyor mu bilmiyorum, fakat sanmıyorum da. Sanmıyorum çünkü söz konusu anlamda kutlamış olsaydı, Erdoğan’la el ele, omuz omuza Şengal’e saldırıya geçmezdi. Şengal Ezidi Kürtlerin yurdu. Şengal’de ve bölgenin diğer alanlarında sadece silahlı bir savaş devam etmiyor. Aynı zamanda kuram, sistem, ideoloji, teori ve organize olma mücadelesi de veriliyor. Bölgenin kadim yapılanması olan ulusal modernize her ne kadar tarihsel ve toplumsal sürecini doldurarak tarihin sahnesinden kalkmış olsa da, yerine herhangi bir sistem oturtulamadığı için kör-topal varlığını devam ettirmeye çalışıyor. Ulusal modernizenin karşısına alternatif olarak demokratik ulus, demokratik devlet ve demokratik federasyon çıkartılmış durumda. Tabi ki sadece karşısına çıkartılmadı, aynı zamanda hayata uyarlanarak toplumun testinden de geçirildi. Demokratik ulusun demokratik devlet ve demokratik federasyonun iç yapılanması olarak öz ve özerk yönetim de dost düşman gözünde somut bir olguya dönüştü.

O nedenle artık bölgedeki savaş sadece silahla verilen bir savaş değil, aynı zamanda kuramlar, sistemler ve organsal yapılanmalar arası bir savaş olarak da devam ediyor. Sistem ve kuramlar arası mücadelede Ezidiler: Özgür ve Özerk olmak istiyorlar. Barzani ve partisi KDP ile Erdoğan ve partisi AKP, Ezidilerin kendi iradesi ile seçip, hayata uyarlamakta oldukları Öz ve Özerk yönetimi benimsemedi. O nedenle de Şengal’e karşı harekete geçip savaş başlattılar. Özgürlük Hareketi Newroz’u Kürt Halkının ayağa kalkmasının, toparlanmasının, devrim mücadelesine motive olmasının bir öğesi haline getirdiği gibi demokratik ulus, demokratik devlet, demokratik federasyon, öz ve özerk yönetimin de bir enerjisi haline getirme yönünde de önemli bir mesafe kaydetmiş durumda. Kaydetmiş olduğu söz konusu mesafe içinde Şengal de var. Şengal’in Ezidi Halkı hem Barzani ve yönetimine güvenleri olmadığı, hem de öz ve özerk yönetimi kendine uygun bir yönetim olarak görüp benimsediği için Özerklik ilan etti. Barzani ve yönetimine güveni yok. Çünkü : Barzani ve yönetimi Ezidileri IŞİD’in eline bırakarak Şengal’den kaçtılar.

IŞİD hiçbir direnişle karşılaşmadan Şengal’i kolayca işgal etti. Mallarına el koydu, kadınlarını kurmuş olduğu kadın pazarlarında sattı. Barzani ve yönetiminin bu tavrı Ezidiler’de hiç ama hiç unutamayacakları bir güvensizlik yarattı. Ezidiler: PKK’nin vermiş olduğu destek ve demokratik ulus, demokratik yönetim temelindeki organize olma yöntemi ile toparlanıp, ülkelerini kurtardılar ve demokratik yönetim Öz ve Özgür yapılanmalarını organize ettiler. Barzani Ezidilerin Ezidiliklerine değil, onların demokratik ulus, demokratik sistem temelinde kurmakta olduğu Öz ve Özerk yönetime saldırıyor. Erdoğan’ın Kürt düşmanlığına bir de Özgürlük Hareketinin demokratik ulus, demokratik devlet, demokratik federasyon temelindeki yapılanması da eklenince iyice kudurdu. K. Kürdistan’da binlerce Kürd’ü katlettiği, yüz binlercesini yerinden yurdundan ettiği, Rojava’ya saldırması ve onlarca Rojavalı’yı katletmesi yetmedi, Barzani’yi kışkırtarak da birlikte Şengal’e saldırdı. Dolayısı ile artık bölgede sadece IŞİD’e karşı bir savaş yok. Aynı zamanda bir sistemler savaşı da başlamış durumda. Hem Kürdistan’ın kendi içinde, hem de bölgede artık bir de sistem ve sistemler arası mücadele var ve devam etmektedir.

Aslında sistemler arası mücadele sadece bölge ile sınırlı da değil. Şimdilik Suriye sahası ve Şengal’le ilgili alanlarda olsa da ABD ve Rusya gibi süper güçlerin bölgedeki varlığı nedeni ile evrensel bir boyut kazanma olanağı da taşıyor. Rusya daha şimdiden Suriye Anayasasının taslağını PYD ile tartışıyor. Çünkü bölgenin ve Suriye’nin sorununu çözecek tek yaklaşım olarak PYD’nin demokratik ulus temelinde oluşturmuş olduğu Öz ve Özerk yönetimi görüyor. Suriye ve bölgenin en dingin, huzur ve barış içinde yaşanan alanının Rojava ve o bağlamda oluşturulmuş olan KSF olduğunu biliyor. Özgürlük Hareketinin bu demokratik ulus projesi ve söz konusu projenin üzerine oturduğu kuram sadece bölge halklarına değil insanlığa da umut vermektedir. Bu umudun kaynağı, Newroz’un doğanın uyanışının müjdelemesinden, Newroz’u Kürt ulusunun uyanması, ayağa kalkması, organize olması, öz ve özgür yönetimini oluşturmasını sağlayan yetenektir. Kawa efsanesinden; kurtuluşu, baharın gelişi, doğanın canlanmasından Kürt Halkının uyanışı ve derlenişi sonucunu çıkartan yetenek, söz konusu olguları demokratik ulus, demokratik devlet ve federasyon olgusuyla da bütünleştirmiş durumda.

Bu durum Erdoğan’ın da, Barzani’nin de uykularını kaçırmış durumda fakat korkunun ecele faydası yoktur. Newroz’la bütünleşmiş olan demokratik ulus giderek bölgede etkin bir konum kazanacak. ABD ile Rusya gibi Süper güçler bu sistemin seküler, yani laiklik yönünün üzerinde anlaşabilirlerse (ki anlaşmış gibi gözüküyorlar) yakın bir gelecekte hem İslam alemine, hem de Erdoğan’ın ilmek ilmek örmekte olduğu din devletinin karşısına alternatif olarak koyabilirler.

Teslim TÖRE-Teletex News24
19 Mart 2017

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: