YALAN DOLAN ŞER İLE… / Melik AYGÜL

Read Time:2 Minute, 59 Second


Beni yöneten ve bundan sonra da yönetecek olanlara hele bir bakın…

Bundan birkac gün önce televizyonda sabah haberlerini dinlerken, eski bir Türk diplomat, “elçi “son süreç’deki yaşanan Hollanda Türkiye arasındaki krızin ülkeye siyaseten getiri ve götürülerini anlatmaya çalışıyordu.

IMG_2631

Zaman zaman, yaklaşık elli yıl önceki siyah beyaz resimlere bakarken, ister istemez bu günlerle kıyaslıyor ve derin bir iç çekiyoruz.
Ağzımızdan düşen tek cümle şu oluyor.

Ey vaaahhh, Nerdeeennn Nereyeee.

Çünkü, o eski resimlerdeki insanların çağdaş giysiler içindeki, şık ve kendinden emin duruşları ile, bu günkü insan manzaralarını karşılaştırıyor ve elli yıl önce daha demokrat ve daha ilerde olduğumuzu görüyor, kabul ediyor ve onaylıyoruz.
Belki, o gün kentlerimiz çok büyük kentler değildi ama, daha kültürlü kentlerdi.
Bugünki Kentler gibi ucube değildi.
İnsanımızda öyle çünkü, okuyordu.

İnsanlarımız daha moderndi.
Bırakalım İstanbulu, Doğuda ki,
İç Anadolu da ki ya da Ege’de ki kentlerimiz de öyleydi.
O günlerde bir Diyarbakır’da yada Erzurum’da tiyatro, sinema, kitap evleri ve ailece eğlenilecek gazinolar, eğlence bahçeleri varken, ne yazık ki, bu gün bu tür sosyal mekanların izine bile rastlamak mümkün değil.

Televizyondaki eski diplomat konuşurken her konuda donanımlı, kültürlü, diplomatik terbiyeyi almış, diplomasi ve siyaset dilini mükemmel bir şekilde kullanarak, adeta diplomat olmanın sıradan birşey olmadığını, uluslararası siyasi bir eğitim ve kültür gerektirdiğini, bu günkü devlet erkanına ve diplomasi alanında görev yapanlara göstermek ister gibiydi.
Bu günkü diplomatlar ya da siyasiler nasıl bir de ona bakalım.
Üç kağıtçı, kurnaz tombalacı tarzıyla hareket ederek köşe kapmaca oynuyorlar.

Son günlerde Avrupa ülkeleri ile, Türkiye arasındaki yaşanan kriz’de. C.Başkanından M.Vekiline, B.Bakanından Parti Başkanlarına, Bakanlardan Diplomatlara kadar, kullandıkları siyaset diline ve jargonuna baktığımız da
” Eyvaaah düştüğümüz hale bakın ” demekten kendimizi alamıyoruz…

Eyyyy Hollanda, Almanya, Danimarka
siz kimsiniiizzz, kiiimmm…
Ben sizlerin kim olduğunuzu çok iyi biliyoruuummm…
Ceddinizi, cibilyetinizi biliyoruuum…
Evel Allah eyvallah etmeyiz kimseyeee…
Bizim kim olduğumuzu biliyormusunuuz.
Biz istediğimiz yere gireriiizzz.
Hadinizi bilin haddiniziii…
Bilmezsen bildirmesinide biliriiizzz…
Görün ki başınıza neler getiriiizzz…
Siz bizim kim olduğumuzu göreceksiniiizzz öğreneceksiniiizzz …
Faşistsiniiiz Faşist. Gibi söylemler.

Hadi buyurun burdan yakın.
Bunları kim söylüyor ?
Türkiye Cumhuriyetinin C. Başkanı,
B. Bakanı, Dışişleri, Adalet, İçişleri Bakanı.
Gel de utanma, Gel de yüzün kızarmasın,
Gel de yerin dibine batma.
Tam bir sokak jargonu, tam bir mahalle kabadayısı dili, tam bir lunpen ağzı.

Dönüp adama sormazlar mı, be kardeşim sen hele ülkeni ve ülkendeki insanlarını düşürdüğün hale bir bak.
Hukukunu düşürdüğün hale bir bak.
Parlementonu düşürdüğün hale bir bak.
Ülkendeki hak ihlallerine bir bak.
Ceza evlerine bir bak.
Yıktığın kentlere dön bir bak.
Getirmek istediğin tek adam diktatörlüğüne bir bak.
Yerlerde süründürdüğün cesetlere bir bak
Nehirlere, molozlarla birlikte döktüğün insan bedenlerine bir bak.
Ülkendeki sindirilmiş, susturulmuş, korkutulmuş halkını düşürdüğün rezil yaşama bir bak.

Söylediklerin belki koyun sürüsü haline getirdiğin kendi insanın için geçerli olabilir ama, bir de bizim penceremizden kendi haline dön bir bak.
Benim ülkemde 150 koltuklu bir parlementoda 10 un üzerinde parti koltuk sahibi olurken, kendi ülkendeki 60 sandalye sahibi olan HDP’nin başına getirdiklerine dön bir bak gibi.
Ev baskınlarında öldürttüğün genç insanlara dön bir bak.
Başkentin dahil, ülkenin her köşesinde patlayan bombalara bir bak.
Kurduğun sivil, gayri nizami Akp ordusuna kolluk gücüne bir bak.
Peşinde ki bando takımının mızıkacıları,
Perinçek’e, Bahçeli’ye, Kılıçtaroğlu’na
dön bir bak.

Umarım şimdi hak vermişsinizdir, neden
iki gün önceki makalemde, Kürtler artık
yüksek perdeden siyaseti dillendirmeli, federasyonu, hatta ayrılığı bile masaya sürüp konuşmalı dedığime.
Bu dili kendine şiyar edinmiş, ceketinin düğmesini çözmüş, önüne gelene parmak sallayıp adeta naralar atan,
Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Devlet ve en önemlisi de Tek Adam diyen ve bunuda Yalan Dolan, Zor ile, Hile ile, Şer ile topluma dayatan bir zihniyetle ben nasıl huzur içerisinde ve kardeşçe yaşarım…

 

Melik AYGÜL-Teletex News24 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: