PARİS KOMÜNÜ

Read Time:5 Minute, 39 Second

 

20170318_170540.png

Fransa 1792 tarihinde mutlak monarşiyi yıkıp yerine Cumhuriyet’i kurduktan sonra Avrupa ülkelerinin birçoğunda görülen sanayileşme hareketini hızla gerçekleştirdi. Takip eden yıllarda da burjuva demokratik devrimini gerçekleştirdi. 1848 devrimleri Avrupa ülkelerinde görülen en yaygın kitlesel huzursuzlukların sonucudur. Birçok ülke genel grevler, fabrika işgalleri, gösteri ve eylemlere sahne olmuştur. Ancak bu hareketlerin büyük çoğunluğu örgütlü değildi. İşçiler günde 13-15 saat çalışıyorlar, sağlıksız ve pis konutlarda zor koşullarda yaşamaya çalışıyorlardı. Köylerde artan nüfus işsizliğe ve toprak yetersizliğine yol açmış, alt yapının yetersiz kalmasına neden olmuştu. Sınıflar arasındaki gelir dağılımı uçurum gibiydi. Bir avuç burjuvazi yani nüfusun % 20’si ulusal gelirin % 60’ını alırken, nüfusun % 80’ni ancak % 40’ını alabiliyordu. Mark’sın proletarya diktatörlüğü için koşullar İngiltere için hazırdır söylemi kitaplara geçmişti. 1848 devrimi sırasında Fransız burjuvazisi köylülerle birlikte karşı devrim tavrı içindeydi. Fransız proletaryası Haziran 1848 ayaklanmasına çok ağır bir yenilgi aldı. Her şeye rağmen bu ayaklanma gelecekteki mücadeleler için önemli bir deneyimdi.

 

Paris Komünü, dünyada ilk kez kurulan bir proleter devlettir. 18 Mart 1871 tarihinde Fransız proletaryası ayaklanarak Paris’te iktidarı devralmıştır. Bu devlet 28 Mart 1871 günü seçimle işbaşına gelmiştir. Paris Komünü ilk kez burjuva devlet çarkını kırmış ve iktidar olmuştur. Ancak ömrü ne yazık ki sadece 72 gün sürmüştür. Fransız proletaryası ne yazık ki köylü kitlesiyle gerekli ittifakı kuramamış, bu olgu da köylüyü karşı devrimci bir konuma getirmiştir. 18 Mart’ta kurulan devlet 28 Mayıs’ta devrilmiştir.

20170318_170734

1870 tarihinde başlayan Prusya-Fransa savaşında Paris’te yapılan gösteriye 200 binden fazla insan katıldı. Kitlelerin en önemli sloganı “yaşasın cumhuriyet” ve “kahrolsun Bonapart” idi. İktidarda olan III. Napolyon, 1865 tarihinden itibaren itibarını halkın nezdinde kaybetmeye başlamıştı. 1860 yılında İngilizlerle yapılan ticaret anlaşması burjuvazinin devlete karşı tepkili olmasına yol açmıştı. Napolyon bu süreci tersine çevirmek için Prusya ile yapılan savaşı bahane gösterdi. Olası bir zafer ufukta görülen Alman Birliği’ni engelleyecekti. Özellikle Ren bölgesinin batısındaki toprakları ilhak edecekti. Ancak gelişmeler Napolyon’un istediği gibi olmadı. Alman burjuvazisi Alman Birliği’ni mutlaka istiyordu. Çünkü bu birlik yeni bir devlet, toplum ve birey ilişkisini olumlu yönde geliştirecekti. Avusturya zaferi de Fransa’ya karşı savaş hazırlıklarını hızlandırmıştı.

20170318_171049.png

Fransa, Prusya’ya karşı 1870 tarihinde savaş ilan etti. Ancak savaş başladığında Fransa’da hiçbir savaş hazırlığı yapılmamıştı. Askeri alanda da oldukça yetersiz ve organizasyonsuzdu. Savaşın başlamasından kısa bir süre sonra Fransız ordusu bozguna uğratıldı. Prusya’nın bu zaferi Fransız halkının devlete karşı olan öfkesini tetikledi. Paris Halkı 1870 tarihinde Halk Meclisi’ni bastı. Cumhuriyet’in tekrar ilanını ve ülkenin savunmasını istedi. Fransız Meclisi, 4 Eylül 1870 günü imparatoru iktidardan uzaklaştırarak cumhuriyeti ilan etti. Hükümeti kuran elit kadro kralcıdan çok cumhuriyetin sağ kanadını oluşturan Fransız burjuvazisiydi. Hükümet yapısı itibariyle gerici, yoz ve halk düşmanı zihniyetine sahipti.

20170318_171015.png

İtalyanların da Fransa lehine savaşa katılımı ile birlikte Prusya’nın takip ettiği yol tam anlamıyla barbarlıktı. Her ölen bir asker için 100 Fransız sivilini katletmeye başladı. Kentler, büyük semtler ve köyler yıkıldı. İşgal, vahşete dönüştü. Fransız burjuvazisi de hem devlete, hem de halka karşı ihanet içindeydi. Bu ihanetin sonucunda Prusya sınırında bulunan Fransa’nın Metz kuşatıldı. 170 bin kişilik Fransız ordusu direnmeden teslim oldu. Prusya direnişte bulunan Fransız birliklerine karşı da olanak sağladı. Paris halkı burjuvazinin mutlak surette Prusyalı işgalcilere teslim anlaşmasını imzalamak istiyordu. Bu amaçla da Paris’i teslim etmeye niyeti yoktu. Sonuç itibariyle Fransız halkı direnişe geçti. Fransız Ulusal Muhafız birlikleri halkın yanında yer almıştı. Prusya birlikleri Paris’e girdiklerinde hiçbir direnişle karşılaşmadı ve kısa süre sonra da Paris’i terk etti. Paris’te olası bir savaş hazırlığı erken başladı. Savaş’ta arta kalan ve olası bir Paris işgali için kullanılacak 400 adet topa hükümet el koydu. Bu toplar ileride olası bir iç savaşta halka karşı kullanılacaktı.

20170318_170819.png

Komünal konsey 92 vasıflı işçi, doktor ve gazeteciler ile reformcu cumhuriyetçilerden ve değişik sosyalist gruplardan oluştu. 1789’la özlem duyan Jakobenlere (Fransız devrimi sonrasında bir yıl süreyle egemen olan ve devrimden çok daha fazla kanın döküldüğü “Terör Dönemi”ne sebep olmuş siyasi parti) kadar çok sayıda siyasi örgüt ve partiler vardı. Tüm imkânsızlıklara rağmen Konsey, iki milyonluk kentin temel hizmetlerini ifa etmek yönünde iyi bir başlangıç yapmıştı. Bununla birlikte önemli sayılacak değişikliklere de imza attı. Kiraların hafifletilmesi ki, kuşatma sırasında mülk sahipleri fahiş bir fiyata başvurmuştu; Pastanelerde gece işinin kaldırılması, giyotinin yasaklanması, borçların ertelenmesi, faizin kaldırılması, sahiplerince terk edilmiş fabrikaların işçilerinin işletmeye devam etmesi, zorunlu askerliğin kaldırılması gibi önemli sayılabilecek reformist önlemler alındı. Konseyin resmi reformizmine rağmen bileşenler çok daha devrimciydi. Bu arada üç renk yerine kırmızı bayrak kullandılar.

 

Friedrich Engels, sürekli ordunun bulunmayışı, semtlerin kendini yönetmesi ve bunun gibi etmenler nedeniyle Komünün artık bilindik bir “devlet” olmadığını ifade etti. Ancak bu görüş sadece kuramsal olarak kalacaktı. Bir hafta sonra burjuva ordusu tarafından saldırıya uğratıldı.

 

Komün, 2 Nisan 1871 tarihinde burjuva ordusunun hükümet güçleri tarafından saldırıya uğradı ve iki kent bombalandı. Savunma zorlaştı. İşçi kadınlarca Ulusal Muhafız ordusuna geçerek bir tabur oluşturdular. Köylüler burjuva ordusuna gerekli desteği sağladılar. 21 Mayıs’ta Paris’in batısındaki şehir duvarları top atışlarıyla yıkıldı. Burjuva ordusu şehri işgale başladı. Zengin mahallelerine girip büyük ilgi ve sevinçle karşılandılar. Komünün olumlu bir özelliği olan bağımsız yerel örgütler, zenginler yüzünden pozisyonları dezavantaja dönüştü. Artık birlikte tasarlanmış olan bir savunma, yerel bazda kendisi için savaşıyordu. Saldırı süresince hükümet topçuları silahsız vatandaşları katletti. Mahkûmlar öldürüldü, birçok idam gerçekleştirildi. 27 Mayıs’taki direniş kuşatıldı ve 50 rehine vahşice katledildi. Bu rehinelerin birçoğu Komün tarafından desteklenen rahiplerdi. Hükümet güçlerinin kaybı 900 civarındaydı. Ancak bunun acısını fazlasıyla çıkardılar.

20170318_170625

En güçlü direniş kentin doğu kesimiydi. Burada emekçi kitleleri oldukça yoğundu. Savaş bütün hızıyla sokaklara yayıldı ve sekiz gün sürebildi. Buna rağmen Paris’in en yoksul kesiminin yaşadığı mahalleler hala direniyordu.  28 Mayıs’ta bu barikat da yıkıldı.

 

Yenilgi sonrasında ciddi misillemeler yapıldı. Bazı direnişçiler Komüncüler duvarı denen yerde vuruldu. Binlerce destekçi Prusya hatlarına doğru kaçarken vuruldular. Çok azı kurtulabildi. Versailles’a gönderilen göstericilerin büyük bölümü idam edildi. Geriye kalanlar da en ağır çalışma şartlarına çarptırıldı. Geri kalanlar ise Pasifik’teki Fransız adalarına ömür boyu sürgüne gönderildi. Kesin rakam olmamakla birlikte idam edilenlerle öldürülenlerin sayısı 50.000’in üstündeydi. 7000 kişi de Avustralya kıtasının 1200 kilometre doğusundaki Yeni Kaledonya adalarına sürüldü. Tutuklananlar için 1889 tarihinde genel af ilan edildi. Paris kenti sonraki beş yıl boyunca sıkıyönetimle yönetildi.

 

Karl Marks, Komüncülerin Versailles’dakilerin işinin ilk ve son olarak bitirmek dururken, demokratik seçimler düzenlemesiyle çok değerli anlar kaybettiğini söyledi. İçinde milyarlarca Fransız Frank’ın olduğu Paris’teki Fransız Ulusal Bankası, dünyanın tepkisini çekmemek için Komüncüler tarafından dokunulmadan ve korumaya alınmadan bırakıldı. Ancak bu paralar burjuva ordusunun kurulması için hükümetçe kullanıldı. Lenin 1917 devriminde ilk icraatlardan biri de bankaları kamulaştırmaktı.

 

Anarşistler, sosyalistler ve komünistler, Komüne, katılımcı demokrasi temelindeki sistem üzerinde yükselen özgür bir toplumun ilk örneği gözüyle baktılar. Paris Komünü, birçok komünist ve sosyalist önderin saygınlığını kazandı. Mao Zedung, sürekli Komüne referans verdi. Lenin, Marks ile aynı görüşteydi. Kümünü proletarya diktatörlüğünün yaşanmış bir örneği olarak niteledi.

 

Mazha ÖZSARUHAN-Teletex News24

 

 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: