
12 Mart 1971 Muhtırasını oluşturan koşullar (2)
12 Mart Muhtırasını Gerektiren Sebeplerden bazılarını irdelemeye çalışacağız.
16 Şubat 1969 Kanlı Pazar
Biri işçi, diğeri öğrenci iki gencimizin ölümüyle sonuçlanan bir protesto eylemidir. Gençleri polis öldürmedi, ancak polis gözetiminde ve başında bugünkü meclis başkanı İsmail Kahraman’ın başkanı olduğu Abdullah Gül, Mehmet Ali Şahin, Hüseyin Çelik, Bülent Arınç, Abdulkadir Aksu, Tayyip Erdoğan ve bugünkü AKP kurucularının oluşturduğu Milli Türk Talebe Birliği denen faşist bir grup tarafından katledildi. Sorumluları bulunamadı, ya da görmezden gelindi. Çıkan arbedede 114 genç insanımız yaralanmıştı bu kanlı Pazar’da….
Öğrenci hareketleri Türkiye’ye özgü bir hareket değildi. 1968’li yıllarda dünyayı sarmalayan bir hareketin adıdır 68’de başlayan ve 70’lere kadar devam eden bu tür eylemler. Örneğin gerici De Gaulle’ye karşı 1968 Mayıs ve Haziren Aylarında Fransa Sorbonne Üniversitesinde başlayan hareketleri Fransa Öğrencileri Ulusal Birliği tarafından organize edilmişti. 20 bine yakın öğrenci, üniversite hocaları ve sivil toplum kuruluşları, sendikalarla birlikte Sorbonne’a doğru yürüyüşe geçmişti. Fransa burjuva demokratik devrimini tamamlayan ve burjuva demokrasisi ile yönetilen bir ülke olması itibariyle herhangi bir ölüm olayına rastlanmadı. O tarihlerde sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştı. Bu olayın ardında yeni olaylar meydana geldi. Bu kez de sayıları 50 bini geçen işçilerin de desteğini görüyoruz.
68 hareketini tetikleyen önemli etkenlerden birisi de Küba devriminin liderlerinden Ernesto Che Guevara’nın 1967 tarihinde Bolivya dağlarında yakalanarak infaz edilmesiydi. Çoğu gözlemcilere göre 68 kuşağı hareketini tetikleyen en önemli etkenlerden biridir.
68 eylemlerinin diğer bir yönü de ırkçılığa karşı olan duruşudur. ABD’nin siyahi lideri Martin Luther King’in 4 Nisan 1968 tarihinde ırkçılığa karşı olan duruşuyla öldürülmesi ve siyahilerin ayaklanması, Colombia Üniversitesi’nin siyahi ve beyaz öğrenciler tarafından birlikte işgal edilmesi de bir başka ateşleyici etmen olmuştur.
Tüm bu eylemlerin esas nedenini irdelersek 1960’lı yıllarda kapitalist dünyada baş gösteren ekonomik krizleri görebiliriz. Özellikle emperyalist güçlerin ulusal kurtuluş mücadelesi veren sömürge ve yarı sömürge tipi ülkelerin halklarına karşı uyguladıkları şiddet, baskı ve asimilasyon politikaları ile yaptığı katliamlar, bir yerde gençliğin tepkisini yükseltmişti. Örneğin ABD’nin 1955 tarihinden başlayan ve 1975 tarihine kadar devam eden Vietnam, Kamboçya ve Laos’taki müdahalesi, Fransızların 1945’li yıllarda başlayıp, 1958,1962 yıllarında uyguladıkları Cezayir politikası, Kongo’da Fransız ve Belçikalıların uyguladığı katliam, ABD’nin Küba’ya yaptığı Domuzlar Körfezi çıkartması ve SSCB’nin arasındaki gerginliğin dünya ekonomisine yaptığı olumsuz etkiler ve bunların genç kuşaklar üzerinde bıraktığı izlenimler, bir anda dünya çapında gençlik hareketini alev topuna dönüştürmüştür. Bunda gerici MTTB ve MHP’nin düşündüğü gibi ne bir Sovyet parmağı vardı ne de Çin ya da Küba’nın. ABD emperyalizmine ve ülkelerdeki yerli işbirlikçilerine karşı yapılan bir tepkiydi. Ancak ne yazık ki bu tepkilerin ülkemiz bazındaki etkisi bir yandan NATO, öte yandan işbirlikçi hükümetlerce kanla bastırılmıştır.
20 Mayıs 1969 Darbe Girişimi
1966 tarihinde Cemal Gürsel’in Millet Meclisi tarafından hastalığı nedeniyle görevinden alınmasından sonra yerine Cevdet Sunay getirtildi. 19 Mayıs 1969 tarihinde MİT’te görevli bir CİA ajanının ABD’ye gönderdiği mesajda Türk Silahlı Kuvvetlerinin askeri darbeye hazır olduğunu bildirmişti. Bu olgu mevcut siyasal iktidar için belki de mağduriyet rolünün oynanmasının başlangıcı ve sonraki yıllarda gelenek haline gelen bir alışkanlık olacaktı.
12 Ekim 1969 Genel Seçimleri
Mağdurları oynayan Adalet Partisi aldığı % 46,5 oy oranıyla 450 Milletvekilinin 256’sını çıkararak tek başına iktidar oldu. Ancak olaylar durmadı. 1970 tarihinde düzenlenen 274 sayılı İş Yazası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası işçi haklarını törpüleyen yasalardı. Bu yasaların kabulüne CHP onay vermişti. Bu yasalar, aynı zamanda başlayacak işçi hareketlerinin habercisi idi. 15-16 Haziran 1970 Haziran olaylarının müsebbibi bu yasalardır denebilir. Bu yaşanın esas amacı Türk-İş’ten DİSK’e yapılan işçi akışının önünü kesmekti. Türkiye İşçi Partisi’nin Anayasa Mahkemesine taşıdığı yasa tasarıları için iptal davası açıldı. DİSK’e bağlı sendikalar 75 bini aşkın işçiler katıldı. Olayların büyümesi üzerine Bakanlar Kurulu İstanbul’da 60 günlük sıkıyönetim ilan etti. CHP’nin onay verdiği bu kanun tasarısı 2 işçi, 1 polis ve 1 esnafın yaşamına mal olmuştu.
Mazhar ÖZSARUHAN-Teletex News24
Average Rating