
KOLAY OLMAYACAK BİLİYORUZ…
Dünya da hiç bir yenilik, hiç bir devrim kolay olmamıştır. Ama kalıcı da olmamıştır. Esasen kolay olsaydı belki de anlamı kalmayacaktı. Kalıcı olsaydı sürekliliği olmayacaktı. Başka açıdan bakarsak keşke kolay ve kalıcı olsaydı da bu kadar katliam, vahşet, kirlilik hiç olmasaydı. Söz gelimi son hızla kirletmemize karşın en kolay ve en B hayati şey HAVA almaktır. Havasız yaşayamayız ama hava aldığımızı fark etmeyiz bile.
Otomatiğe bağlanmış gibi alır veririz. Ama nefesimizi de tutmayız. Nefes almak için direnir, son nefesimize kadar karşı koyarız. Ve bu yaşamsal direniş hiç kolay değildir.
Bu yüzden karanlıklara, köleliğe, baskılara, inkârlara karşı verilen ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK, HAK mücadelesi de doğal olarak kolay olmamıştır, Hiç bir zaman da kolay olmayacaktır. Biliyoruz. Bunu kabul ediyoruz baştan. Ama işte her defasında başa dönmek, ağır bedeller ödemek kaçınılmaz oluyor. Diktalar, Tiranlar, Kafayı sıyıranlar hiç eksik olmuyor gezegenimizde. Ve hep ölenler de, hep direnenler de.
Kim bilir belki de tüm yaşananlar NEWTON’un üçüncü hareket dediği ya da fizikte Etki-Tepki yasası adıyla formüle ederek açıklamaya çalıştığı durum ile ilgilidir. Bilindiği gibi yasanın ana ilkesi “bir cisme bir kuvvet ETKİ ettiğinde cisimden de aynı kuvvette zıt bir TEPKİ gelir.” Şeklindedir. Ve gördüğümüz, bildiğimiz kadarıyla hayatın her alanında geçerlidir. O halde şikâyet etmenin bir anlamı yok.
Yaşadıklarımız ya da yaşamak zorunda kaldıklarımız tam da budur. Buraya kadar söylenecek bir şey yok. Sıkıntı yasanın dışında kalmaktır. Şöyle ki: Cisimden yasaya aykırı olarak zıt bir tepki gelmez ya da tepki zayıf olursa o cisim yok olur. Tıpkı yok olan, dağılan, yıkılan toplumlar, ülkeler gibi. Zira baskılara, yasaklara, inkârlara… karşı koymak, direnmek doğanın ve yaşamın yasası gereğidir. Aksi halde tükenmek kaçınılmazdır. Şeriatın kestiği parmak acımaz, döver de söver de zihniyeti yok olmayı baştan kabullenmiştir.
“Özgürlük bir başına koşulan ve adamın iflahını kesen uzun bir mesafe koşusudur.” der Albert CAMUS… Önemli olan bu maratonda yıkılmamak, inat ve sabırla koşmaktır. Biliyoruz ki güçlü bir rüzgârla dağılmayacak sis, güçlü bir ışıkla bitirilmeyecek karanlık yoktur. Kolay değil, kolay olmayacak. Adı üstün de uzun mesafeli koşu, yani maraton.
Herkesin gözü önünde, alenen, hiç çekinmeden yağmalayan, talan eden yakan, yıkan barbarlara karşı 3 maymunu oynayan adaletsiz bir sistemde insanlık mücadelesi vermenin kolay olmasını beklemek zaten doğanın yasasına aykırıdır. Zor da ısrar etmek ise yasa gereğidir ve de YASAL’dır. Bu yüzden aşkla, bilimle, inançla, inatla, yürekle ve hep gülerek yürüyecek olanlar hiçbir maratondan kaçmazlar. Kaçmayacaklar. Kaçtıkları da görülmemiştir. Tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN onlara.
Kadir DAĞHAN-Teletex News24
Average Rating