
AĞAÇ GİBİ, EĞİLMEDEN.
Bir toplumda, bir aile de veya her hangi bir toplulukta Sevgi, Saygı kavramları artık sözü bile edilemez hale gelmişse ne olur? Ortalık küfürden, nefret söylemlerinden, yalanlardan, iftiralardan geçilmez olur en kısa tabiriyle. Birlikte yaşamanın tüm taşları yerinden oynar, düşer.
Bir toplumun eğitim felsefesi, öğretileri, yaşam biçimi aydınları, yazarları o ülkenin aynasıdır aynı zamanda. Bir ülke de çocuklar nasıl bir sorgulama veya biat kültürüyle yetişir. İnsanlar olaylar karşısında nasıl tepkiler verirler. Hangi çağda hangi çağın kafasıyla yaşarlar. İnsan hakları, demokrasi, özgürlükler onlar için ne ifade eder. Hepsi aynadan yansıyan görüntülerdir.
Söz gelimi biz eğitim ve öğretimimizde “ağaçlar yaş iken eğilir.” diyerek daha küçük yaşlardan itibaren insanımızı biat etmeye, güvenini yok etmeye, hamaset ve yalanlarla zihinlerini köreltip kaderciliğe teslim ederken, gelişmiş ve yaşam temelli toplumlar ağaç gibi ayakta kalmayı ve ağaç gibi ayakta ölmeyi esas alırlar. Bu yüzden küçüklere sevgi, büyüklere saygı lafta değil yaşamlarının özündedir. Bu öz bilimdir, özgürlüktür, eşitliktir ve tabi ki SAYGI’dır.
İspanyol yazar Alejandro CASONA’nın “Ağaçlar ayakta ölür.” Adlı ölümsüz eseri sevginin, saygının, içtenliğin nelere kadir olduğunu çok yalın ve etkili bir şekilde dile getirir.
Gerçekten de ağaçlar da tıpkı diğer canlılar gibi aç-susuz kalabilir, yakılabilir, kainatın en acımasız türü insanlar tarafından rant uğruna sökülebilir, kendi dallarından yapılmış bir baltayla kesilebilirler. İçinde ki kurtlar tarafından çürütüle bilirler. Ancak ağaç olmaktan vazgeçmedikçe eğilmeyi asla kabul etmezler.
Tüm gücüyle sonuna kadar direnirler. Ölürler, kesilirler, yakılırlar ama asla öldürmezler, yakmazlar, linç etmezler…
Rant nedir, katliam nedir bilmezler. Ağaçlar sevgidir, saygıdır, yaşamdır, yol göstericidir…
Bu yüzden büyük şair üstüne basa basa haykırır “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe sine.” Bir ağaç gibi ayakta kalmasını bilenler ve ayakta kalmaya inat eden insanlar ise zaten hiçbir güç karşısında eğilmezler. “Nedenler değişmeden sonuçların değişmesini bekleyenler budaladır.”. der Albert EİNSTEİN.
Yaklaşık 100 yıldır bu coğrafya da hangi neden değişti yaşamımızda..bu yüzdende sonuçlar hep aynı değil mi. Tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN eğilmeyen, bükülmeyen, inadına ayakta kalan tüm CANLARA.
Kadir DAĞHAN-Teletex News24
Average Rating