Yakup ASLAN Yazdı: Yanikapı “Milli İrade” ruhunu merak edenlere…

Read Time:3 Minute, 35 Second


Yanikapı “Milli İrade” ruhunu merak edenlere…

Yakup ASLANimg_1696

Yanikapı, IV. Murat devrini rivayet eder aslında. Padişah tarafından İstanbul’da, mey/şarap, afyon, tütün, kahvehane ve fal bakmak yasaklanmış bütün meyhaneler ve kerhaneler kapatılmaya başlanmıştı. 11 yaşında tahta çıktı. 21 yaşına kadar 50 bin muhalifin kellesini vurdu. 1640 yılında 28 yaşında iken öldü.

Osmanlı tahtının on yedinci padişahı olan IV. Murat, 16 yıl 4 ay 8 gün saltanat sürmüştü. Bu müddetin büyük bir kısmı annesı Mahpeyker Kösem Sultan’ın idaresi altında geçmiş bulunduğundan hakikî saltanat süresi 7 yıl, 9 ay 21 günden ibarettir.

Tahta geldiği zaman Osmanlı çalkalanıyordu. Fesad, fuhuş, zorbalık ülkenin her yanını sarmıştı.. Yeni Çeri Ocağıyla birlikte hareket eden muhalifler, hayata hakim hale gelmişlerdi. Yeniçeriler, Sadrazam Hâfız Ahmet Paşa’yı IV. Murat’ın gözleri önünde parçalamaya kadar işi ilerletmişlerdi. Ondan sonra da baskıyla Damat Topal Recep Paşa’yı sadarete getirmişlerdi ve o Yeni Çerilerin gücüne dayanarak padişahı tehdit etmekten de geri kalmıyordu.

O kadar ki, IV. Murat’a “Padişâhım abdest alıp öyle dışarı çıkın” diye tehditlerde bulunacak kadar pervasızdı. IV. Murat da ilk fırsatta, “Tez başın vurun şu hainin” dediği anda ilmik, Topal Recep Paşanın boğazına geçirilmiş ve orada boğulmuştu.

 

Karışıkların kahvehane gibi umumî yerlerde organize edildiğini düşünen IV. Murat, şehirdeki bütün kahvehaneleri kapattığı gibi toplantıları da yasakladı. OHAL ilan ederek, akşam sokağa çıkmayı yasakladı ve dışarıda fenersiz duranların tutuklanmasına karar verdi. Tütün yasağından önce 1633 yılında İstanbul’da büyük bir yangın çıkmış, çıkan yangında 20 bin evin yanması tütün kullanımına bağlanmıştı. Bu sebeple halkın dedikodu merkezi haline gelen, zorba taifesinin tütün içip dedikodu yaparak vakit geçirdikleri kahvehaneleri kapattı.

Zamanın âlimleri, yani Şeyhulislam/Diyanet bu yasak üzerine; Padişah’ın yasakladığı bir şeyi yapmanın caiz olmayacağına dair fetva vererek halkı uyardılar. Zorbaların/mafyanın idare ettiği meyhanelerini yıktırdı. İçkiyi yasakladı ve yasağın uygulanıp uygulanmadığını bizzat kendisi tebdili kıyafet ile denetim yapıyor, takip ediyordu

Denetleme gecelerinden birinde… 4. Murat, tebdili kıyafet İstanbul’a indiğinde karşıya geçmeye karar verip bir sandal kiralar. Sandalcı müşterisinin sultan olduğunu bilmiyormuş tabii. Bir ara, sandalın yanından sarkan bir ipi çekmiş. İpin ucunda bir testi! Sultan, ‘’Ne var o testinin içinde?’’ diye sormuş . Sandalcı ‘’Ne olacak mey/şarap işte’’ diyerek gülerek müşterisine ikram etmiş. Her ne kadar yasaklamış olsa da, 4. Murat’ın alkole arasının iyi olduğu bilinir. İkramı kabul etmiş ama yine de, ‘’Mey yasak. Hünkârımız görse kafanı vurdurur diye korkmuyor musun?’’ diye sormaktan kendini da geri kalmamış. Sandalcı da haliyle, ‘’Yahu hünkâr nereden görecek bizi denizin ortasında’’ demiş.

Aradan biraz zaman geçmiş. Sandalcı bu kez de, teknenin tahtalarından birini kaldırıp aradan afyon çıkarmış ve nargilesine atarak körüklemeye başlamış. Gönlü zengin adam, hemen müşterisine de ikram etmiş. Sultan yine kabul etmiş ama yasağı yine hatırlatmış. Sandalcı aynı şekilde, ‘’Kim görecek ki bizi denizin ortasında’’ demiş. Biraz daha vakit geçmiş. Bizim sandalcı cebinden fal taşlarını çıkarmış. Hünkâra, ‘’Ver 5 akçe de falına bakayım’’ demiş. Fal 4. Murat’ın en kızdığı şeymiş, ama ‘’Hadi biraz daha sabredeyim’’ diye düşünüp, ‘’Bak bari’’ demiş.

Fal taşlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı, ‘’ Efendi, sorunu sor bakalım’’ demiş. Padişah, ‘’ Hünkâr şu anda nerededir?’’ diye sormuş. Sandalcı taşlara bakıp ‘’Hünkâr bu denizdedir’’ demiş. 4. Murat güya endişelenmiş havalarına girip, ‘’Sakın yakınımızda bir yerde olmasın’’ diye sormuş sandalcıya ve tekrar iyice bakmasını söylemiş. Sandalcı taşlara tekrar bakmış ve birden, 4. Murat’ın ayaklarına kapanıp, ‘’Affet beni Hünkârım’’ diye yalvarmaya başlamış. Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam etmiş. Padişah dayanamayıp `‘Sana bir soru soracağım. Eğer bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu anında vurduracağım’’ demiş. Sandalcı sevinçle,
‘’Padişahım çok yaşa’’ demiş ve merakla soruyu beklemeye başlamıştır.

  1. Murat, sandalcıya, ‘’Dönüşte İstanbul’a hangi kapıdan gireceğim?’’ diye sormuş. Tabii sandalcı hemen itiraz etmiş, ‘’Hünkârım şimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz. Affınıza sığınarak, gireceğiniz kapıyı bir kağıda yazsam ve size versem; kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu?’’ demiş. Hünkâr başını ‘’Olur’’ anlamıyla sallayınca, sandalcı tahminini yazıp kağıdı vermiş.

Padişah kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine, ‘’Hemen boynunu vur bu kafirin’’ emrini vermiş. Sonra da, ‘’Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul’a oradan gireceğim’’ demiş çevresindekilere. Kapı 5-10 dakikada açılıp, padişah ve erkanı şehre girmiş. 4. Murat bir ara sandalcının kağıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiş. Kendinden çok eminmiş, laf olsun diye cebindeki kağıda bakmış. Ama okuyunca hayretler içinde kalmış. Sandalcı kağıda şunları yazmışmış: ‘’ Hünkarım, yeni kapınız vatana millete hayırlı olsun’’ O gün bugündür de işte o kapı, ‘Yenikapı’’ olarak anılıyormuş.

 

Yakup ASLAN-Teletex News24 



 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: