
SİYAH ALTININ SERÜVENİ) KÜRTLER VE MANGAL KÖMÜRÜ ÜRETİMİ
(Kömürün Tarihçesi
(1) mangal-komurunun-diger-komurlerden-farki-nedir/Çok eski çağlarda büyük tufanlar, devasa orman ve odun yığınlarını ya bulundukları veya sürükledikleri yerlerde toprağa gömdüler. Havasız ortamda kalan odunlar mikroorganizmaların etkisi ile bitki özündeki özel bir değişim ile düzenli artan karbon oranı sonucunda karbon- Linyit kömürleri veya halk diliyle taş kömürü oluştu. Denile bilinir ki insanlık bu gün kömür sayesinde bu medeniyet seviyesine ulaşmıştır.. Aslında tarihin başlangıcında kömür de tanınmıyordu. Linyit, Kok kömürü nedir bilinmiyordu, bunları elde edecek teknoloji de yoktu. Bilinen tek enerji kaynağı odundu ama odun enerjisi de sadece insanları ısıtmaya yetiyor, metalleri eritmede yetersiz kalıyordu.
Demir, bakır gibi metaller hep kömür ateşinde eritilerek kullanıma sokulabilmiştir. Kömürün Avrupa’da en azından beş bin yıldır bilindiği tahmin ediliyor. Kömür Asırlar boyu camın üretilmesinden, Mısır’da piramitlerdeki mumyalama işlemlerine kadar çeşitli alanlarda kullanılmıştır.
Mangal Kömürü Nedir? Nerelerde üretilir?
(Siyah Altının Serüveni) (2)
( 2)Kömüre siyah altın demek,bütünüyle Kürtlere ait bir tanımlamadır.Bu da bereket ve işe yarar halinden kaynaklanıyor.Çünkü Kürtlerin yaşamında belki yuz yıldan fazladır bir geçim kaynağı olarak rol oynamaktadır.
Maden Kömürünün bilinmediği, odunun da yetersiz kaldığı o zamanlarda insanlar odun kömürünü, günümüzdeki adıyla mangal kömürünü keşfettiler. Odun kömürünün özelliklerinin ne zaman farkına varıldığı, ilk kez nerede ve kimler tarafından üretildiği bilinmiyor ama bronz ve demir çağlarında madenleri eritmek için kullanıldığı biliniyor. Odun kömürü günümüzde de hâlâ o ilk yılların usul ve teknolojisinde üretiliyor.
Kaliteli bir Odun kömürü başta meşe türleri ve narenciye ağaçları olmak üzere sert bir dokuya sahip ağaçlardan yapılır. Her ağacın odununu kömür yapabilirsiniz. Ama istediğiniz kaliteyi elde edemezsiniz. Çünkü bazı ağaçların dokusu gevşek ve yağlıdır. Onlardan çıkacak kömür gevşek ve isli olur. Bu da kebap pişirme işine gelmez.
Odun kömürü, rüzgâr ve yağmurun az olduğu mümkünse dere kenarında, tercihen sonbahar veya ilkbaharın sonlarına doğru verimli bir üretim yapılabilir. Diğer mevsimlerde de yapılır ancak yağışlı ve rüzgârlı hava kalite ve üretim düşüklüğüne yol açar. Yazın ise ocağın sıcaklığı sıcak hava ile birleşince ve toz-duman sağlıklı bir çalışmaya pek izin vermez…
Üretim yerindeki odun kubbelerinden tüten dumanlar filmlerdeki Afrika köylerini andırır. Yazın orman içinden veya bir tarla kenarından yükselen, ince mavi bir dumanlar orasının muhtemelen odun kömürünün üretildiği bir yer olduğuna işaret eder…
Odun Kömürü Nasıl Yapılır?
Çok basit bir işmiş gibi görünen odun kömürü üretiminde, aslında usta, ince ve hassas bir işçilik gerektiriyor. Ağaç kesimi, budama, Ocak çatma, odunun üzerini çam pürü, ağaç yaprakları veya ot ile örtme, bunun da üzerini toprak ile örtme, yanma süresi boyunca içini besleme, usta bir işçilikle yakım işini gerçekleştirmek. Ocağı söndürmeye yatırma, kömürü toprak altından çıkarma, çıkarılan kömürün kabasını, incesini ayıklama Çuvallama, Toptan Satışa sunmak için taşıma gibi periyodik olarak gelişen pek çok işleme ihtiyaç vardır.
Kaliteli ve verimi bol bir kömürün üretimi için usta bir işçiliğe sahip bir yakıcıya ihtiyaç vardır. İşin ilmini bilmeyen, tembel veya ihmalkâr bir yakıcı hem bin bir zahmetle toplanan odunu boşa yakar. Emeği zayi eder. Hem kaliteyi düşürür. Çünkü odunu kömüre dönüştüren temel faktör ateştir. Toprak ve pür gibi diğer ögeler yardımcı elemandır. Kömürün asıl düşmanı rüzgâr ve yağmurdur. Ocağı batıran ise ateşin seyrine göre gerekli tedbiri alıp, Önlemini almayı beceremeyen acemi bir yakıcıdır.
Kesilip düzgün bir şekilde budanan odunlar ortası delik olmak şartıyla bu şekil dizilir. Yerle bitişik kısımda taş veya odunla ayak veya etek yapılır.
Bu dizimin üstü önce çam pürü. Diğer ağaç yaprakları veya otla örtülür. Onun da üstü toprakla örtülür. Daha önce yanmış toprak tercih edilen birtopraktır. Ocak, sabah erken saatlerde, rüzgârsız bir havada, açılan hava deliklerinden sokulan ateşle alttan ve üstten yakılır. İlk ateşlemeden sonra 3-4 saatte bir ateşin beslenmesi için bacadan içeriye odun parçalan atılır. Üstü toprakla örtülü olduğundan kubbe için için yanar. Bacadan önce su buharı, sonra sarı renkli bir duman çıkar.
En sonunda karbon monoksitin mavi dumanı görüldüğünde bütün delikler tıkanır. İnce bir ayar ile kömürleşme aşağıya doğru peyder pey iner. Kömürleşme odunun hacmine göre iki hafta ile üç hafta sürebilir.Ondan sonra kömür yığını bütünüyle havasız bırakılır. Hava almadıkça sönme gerçekleşir. Sönme gerçekleşince kömür toprak altından çıkarılır. Çıkarılan kömür çuvallara doldurularak, araçlara yüklenerek toptan veya parekende satış yerlerine ulaştırılır.
.
Son yıllarda mangal kömürünün piknik alanlarında, deniz kenarlarında, kebap, döner ve balık lokantalarında yaygın olarak kullanılması, yanma sırasında havayı diğer kömür türlerine göre daha az kirletmesi, talebi gittikçe arttırıyor. Mangallarda kullanılan kömürlerin kolayca tutuşabilmeleri gerekir.
300 derece civarında bir sıcaklıkta kömürleştirilenler mangalda da kolay tutuşurken daha yükseksıcaklıklarda elde edilen kömürler daha güç alevlenir. Kömürler içinde “elleme” denilen iri boy olanların değeri daha fazladır, daha çok balık ve kebap lokantalarında kullanılırlar.
Kürtler ve mangal kömürü
Kürdistan ilk çağlardan bu yana tarım ve hayvancılık toplumu olarak günümüze kadar gelmiştir. Dağlık bölgelerinde ise hayvancılık, ormancılık ve bağcılık ön plana çıkmıştır. Ve Kürdistan’ın bitki örtüsü genelde meşe ormanlarıdır. Onun için ormanlık alanlardaki Kürt köylüleri 1980’lere kadar kömürcülük ve odunculuk ile geçimlerini sağlıyorlardı. Dolayısıyla bazı bölgelerdeki Kürtler kömürcülüğü bir baba mesleği olarak öğrendiler.
Kürdistan illerine 1990’larda dayatılan köy boşaltmaları sonucu yaşanan mecburi göç sonrasında Adana’ya göçmüş Kürtlerden bazılarının yaşamlarından aldığımız kareler.
Fotoğraflara konu iş alanın sahipleri benim yakın akrabalarımdırlar.
Ortalama otuz yıldır bu şekil akıp giden bir yaşam söz konusu.
Bu odun yığınları yoğun bir emek ve zahmet sonucu kebaplık mangal kömürüne dönüşür.Onun için bu topraklarda kim nerede bir lokma kebap yiyorsa o lokmada kürtlerin alın teri var demektir.Bir kömür yönünden,iki hayvancılık yönünden.Eğer Kürtler haklarını helal etmezlerse herkesin işi çok zor…
O göçler sürecinde biz de bir kaç yıl bu işi yapmak zorunda kalmıştık. Bu yüzden hangi konumda olursak olalım ezilen bu yanımızı ve nerelerden geldiğimizi hiç unutmuyoruz. Unutamıyoruz.
Onun için Adananın kenar mahallelerinde yaşama tutunan kürdün yaşamı çok çilelidir. Ancak çok onurlu ve temiz bir yaşamdır. Çünkü çok yoğun bir alın teri akıyorlar yaşamın özüne. Onlara misafir gittik iki hafta önce… Bir tarihe, bir yaşama not tutalım dedik.Ve o niyetle çektik bu kareleri.
Sedat DOĞAN-Teletex News24
Average Rating