
Gelecek ve insanlık var olacaksa, Marxsizmin idealist, sınıfsız toplum ön görüsü’de var olacaktır. Kürtlerde orada yerini alacaktır. Ya siz ?
20. yüz yılda,bürokratik ve asalak sahte ‘sosyalist’diktatörlükler yıkıldıktan sonra, 21. yüz yıl içinde sıra kapitalizme geldiğini ve alt üstler yaşanmaya başlandığını bir şekilde bugünden göre biliriz. küresel kapitalizm, ulusçu kapitalizme,eski kabuğuna,gerici noktasına yani başladığı yere geldiğini, ABD deki seçimlerle gelen yeni başkan trumpun kişiliğinde açıkça göre biliriz. yeni yüz yıla damga vuracak yeni kaçınılmaz şey,çağın durdurulamaz ulus sınırlarını aşan,teknolojik dinamik, gelişmiş gücü ve onun evrimidir. ister istemez eski ,atıl olan ne varsa, gereksiz kalacak ve tek,tek yıkılmasına,yok olmasına neden olacaktır. sürecin hızlanmasında yeni felaketlere karşı (iç çatışmalar,küresel savaşlar) sosyal,kültürel ve sınıfsal kardeşlik bazında emeğin kardeş birliğinin temel devrimlerin sürekliliği, sürekli devrim marxsist koşullarının evrensel yöntem biçimi çok büyük bir öneme sahip olacaktır.
günümüz kapitalizmin küresel kimliği, kapital değerleri hala klasik, atıl çağ dışı ulusaldır. onu oluşturan mülkiyet karakteri, bireyci çıkar ilişkileridir. rejim, sisteme bağlı olarak kapitalist ahlak, yöntem ilişkileri kendi şöven moral ilişkilerini sürekli geri kalmışlığı kamçılar. o yüzdende yirminci yüz yılla başlayan, evrensel emek ve sermaye karşıt mücadeleleri onun kolektif değerler karşısında çelişkilerini dahada yükseltir. bugün daha çok entelektüel bazda sınırlanmış da olsa, düşman sınıf şekillenmesi, küresel anlamda sınıflar arasında keskinlik daha da artmıştır. süreç içinde mülkiyetin ve bireyselliğin toplumsal sorgulaması bir şeklide toplumsal mücadelelerde, kapitalizmin ideolojik zorlanmasına yol açacaktır. çıkar temelli kuralları, ona bağlı her türden egemen ulusal kimliğinden, gericiliğinden dışarı çıkmasını kalıcı kılacaktır. bencil doğası , klasik sömürgeci yapısı, kendisinin bu düzlemde, everensel değişim ve gelişim karşısında, yapısı gereği durağanlaşacak ve egemen ulusal sınırları içinde daha çok gericileşecektir. ulus kimliğinde ısrarcı her girişimi, şöven ulus çukurunda yalnızlaşacak ve kendini kurtaramaz hale gelecektir.
kapitalist üretim,her ne kadar kendi çıkarları doğrultusunda geliştirmiş olsa da, sonunda, kaçınılmaz olarak gelişen teknoloji ve onun yarattığı çağın getirdiği,küresel her türden ilişki, hızla gelişen kültürel, sosyal ve teknolojik zorunlu gelişim koşulları, tüm egemen ulus değerleri, kimlikleri bir yerden sonra anlamsız hale sokacaktır. üretimde emeğin ulus sınırlarını aşan gerek tekolojik gerek entellektüel bağı, bireysel egemenliğin asalaklaşan yanı daha belirginleşecek anlamsız bir hal alacaktır. toplumsal dönüşüm, evrensel ilişkilerde, birey çıkarına karşı yeni,fakat öz kökleri itibari ile klasik kollektif sınıf çelişkinin, sınıfsal mücadelenin yükselmesine neden olacaktır.çelişkilerin ana damarı ve hedefin bizzat kendisi olacağı dışlanacağı kesindir.
marxsizmin temel kavramları modern çağın yarattığı yeni sermaye çelişkisinde, sermayenin mülke dayalı gereksizliği, anlamsız konumu, ihtiyaçsız ayrıcalıklı asalak hali, bir şekilde (gönüllü yada devrimci yöntemle) tasfiyesine neden olacağı kaçınılmaz bir öngörüyü içinde barındırması daha mantıklı olacaktır. çünkü insan zekası, gelişiminde, dönüşmediği her durum, kolektif vahşetin içinde kendi kendini yok etme döneminin sebebi nedeni, kendisi olacaktır.
teknolojik, bilimsel yeterlilikle başlayan, yönetmeye ve yönetilmeye ihtiyaç duymayan yönetimsizlik (devletsizlik) olanağı, en üst modern teknolojisi ile kadrosuz,hatta sınıfsız kollektif ve toplumsal gönüllü, yeteneklere göre iş bölüşümü, ön gören dönem başlayacaktır. arz ve talep, bürokratik tüm fazlalıkları modern teknolojiye tasfiye edip, insan gereksimi ücrete ve benzeri her türden şeye ihtiyaç duymayan bilimsel teknolojiye bırakılacağını şimdiden göre biliriz.para değeri,artı değerle değil,ihtiyaca göre kullanım değerine dönüşümü zorunlu olarak, ihtiyaçsızlık gereği kendiliğinden gelecektir.
gelecekte sermaye adına her türden birikim gerici bir değer olarak dışlanacak artı değer değerini ve kıymetini yitirecek, ona ihtiyaç duyulmayacaktır. yerini bilim ve zekanın ortak bölüşümü kültürel ve yeni devrimlere yerini bırakacaktır. tüm etik ve ahlak değerleri de bu koşulların üstünde yeşereceği kaçınılmazdır..
bugün geleceğin temellerini atarken, fütirist ön görüler de sınıflı toplumlar gelecek içinde hiç bir anlamı kalmayacak koşulların, yani sömürge ve benzeri her türden ulus kavramı barbar ve atıl olarak kabul edileceği kesindir.bugün için olması gereken ulusların kendi kaderini tayin hakkı etik, insani ve moral kurallarının önemli gelişimin vazgeçilmez çağdaş mihenk taşı olacaktır. yarının ulusuz ve sınıfsız topluma geçişte, eşitlik, gönüllü ve toplumsal gelişimleri modern toplumların oluşumunu hızlandıracaktır. Egemen, sömürgeci ulus olma, ulus kalma saçmalığı da ancak yeni toplumlarda ayrıcalıksız olmamasından geçeceğini bilmek, bir diğerine özgürlük değerlerine saygı duymakla, kolektif devrimlerin başlayacağını herkesin bir şekilde kafasına sokması gerekecektir.
kısaca, yapılmasını istemediğin şeyin, seninde bir başkasına yapmama gereğini kavramak çağdaş ve modern insan değerlerini yücelteceği kesindir. özgürlüğün sınırları, bir başkasının özgürlüğünü sınırlamadığı yer olduğunu, karşılıklı empatiyle kafamıza sokmak, gelecek nesillere bırakacağımız en güzel miras olacaktır ! yoksa evren insansız yolculuğuna devam edecektir.
Erkan Polat-Mezopotamia News.
Average Rating