Evetcilerin tek kozu PKK ve Kürt sorunu ise, bu konuda gerçekleri söylemekte bizlerin boynun borcudur ! Erkan Polat

Read Time:5 Minute, 45 Second

Referandum meselesi gündeme geldiğinden bu yana evetci partilerin umut bağladığı tek nokta PKK nefreti ve kürt sorunundan kaynaklanan bir sürü cana mal olmuş kamplaşmaları fırsat bilip evetleri arttırmak. olan hassasiyeti kullanıp, referandumdaki evetin tek çıkışı olarak görüyor olmalarıdır.

evet cephesi için toplumsal çözümsüzlüğün halka yansıyan fırsat noktası kaybedilmiş evlatların acısıdır. ateşin düştüğü yerde kavrulan yürekler ve iç savaşlar, nefretin yönü, birilerince çok rahat manipüle edilecek koşulları içinde taşıyor. nedenin asılı,öz yanı otoritenin devamından yana kesimlerce rahatlıkla kullanılıp rahatlıkla saptırılır. Kamplaşma’dan doğan milliyetçi duyguların rahatlık la ırkçılığa ve ötekileştirmeye varan toplumsal nefretin aracı yapılır. Sanki sorunların temel kaynağı olarak tek o etnik kaynaklar gösterilir.

Eğer bir yerde sorun varsa, onun da tarihsel yanlışlıklara dayanan sebep ve nedenlerini de bilmek gerekir . T.C. devleti 90 yıllık resmi tarihi bize gösteriyor ki, tarihin geçmiş derinliği hiçte yazıldığı gibi olmamıştır. osmanlı sonrası oluşan devlet ve akabinde gelişen kürt sorunu,bugüne kadar binlerce evladın kanına mal olan,kanlı mürekkeple, yeniden yazılmaya başlamış olmasının getirdiği toplumsal bedel,çok ağır sonuçlara yol açtığını kimse inkar edemez.

Burada PKK ve onun 30 yıllık savaş geçmişini ele almaya gerek görmememin tek nedeni, bu kirli savaşın propagandalarla çok kötü manipüle edilmiş,saptırılmış olmasıdır. gerçeklerin su yüzüne çıkması ancak demokratik bir ülkede toplumsal yüzleşmeyle olacaktır. Bu’da ancak demokratik tahamüllerin olduğu ortamlarda geçerlidir. ne yazık ki günümüz gerçeğine baktığımızda demokratik kazanımlarımız tehlikeli sularda seyir halinde, hakikatı bulmak bugünler için mümkün değil gibi, hatta imkansız gözüküyor. daha dün bir darbe gerçeğiyle yüz yüze kaldık.Günümüze ışık tutacak yegane şey,yeni ve daha çok yıkıma yol açacak hataların önüne geçmek adına, yakın tarihi mercek altına almak ve hafızalarda yeniden sık sık tazelenmektir.

Birilerin bu günlerde çok yanıldığı gibi PKK bir neden değil, bir sonuçtur. PKK yi ortaya çıkartan nedenler tarihsel yanlışlıklara dayanır. Bugün PKK nin kürt sorununda ki yöntem biçimini,yapısını,liderliğini nefretle karşılaya biliyorsunuz.bu sizler için çok büyük nedenleri içinde barındırıyor.diyelim ki mesela, PKK hiçbir zaman tarih sahnesine çıkmadı. peki siz kürt sorununun çözümünde devlet erki ile hareket etmenin devamlılığında, sonuçlarında yeni bir kürt hareketinin doğmayacağını garanti ede bilirmisiniz. Hele daha dün 12 eylül şartlarında Diyarbakır zindanlarında yaşanmış vahşeti göz önüne alırsanız ,sonuçlar suskunluğa yol aça bilirmiydi,isyan gelişmezmiydi ? kürt sorunu hiç mi olmazdı. onca yaşanmışlıklardan sonra devletin kürtlere karşı ırkçı, şöven gelenekçi, katliamların hiç’mi bir suçu yok sanıyorsunuz. bunca ölümlerin tek nedeni ve sebebi adı ne olursa olsun o kürt örgütlerimi suçlanacak.

Bugün aslı ve astarı olmayan ve gerçeklerden uzak HDP ve PKK benzetmesi devlet erkinin bunda ısrarlı hareket etmesinin  yegane nedeni HDP nin toplumsal muhalefetinde iktidarı temelden sarsacak görüşlere ve fikirlere sahip olmasıdır.

Evet doğrudur ! HDP kürt sorununa sistem  partilerinden çok farklı görüşlere ve çözüm önerilerine sahiptir. demokrasi ve özgürlükler konusunda diğer partilerden çok farklı düşünmektedir .bundan doğal ne ola bilir ki. zaten farklı parti olmasının temel nedeni de bu değilmi.HDP programıyla,tüzüğüyle zaten bunu deklare etmiş. saklısı,gizlisi,gizli bir acentasıda yoktur.peki elinde tek bir silah olmadığı halde,onca baskı ve devlet terörü bu partiye karşı niçin yapılmaktadır.

Rahatlıkla şunu söyleye biliriz. Kürt sorunu her yerde olduğu gibi kürtler arasında da farklı eğilimler ve örgütlenme meyilleri doğal olarak vardır.12 eylülle son bardağı taşıran çözümsüzlük kıskacında  birtakım kürt örgütleri,cunta öncesi de sonrası da,tarihi nedenlerden ve katliamlardan dolayı kürt sorununu çözüme kavuşması için, savaşmaktan başka çare kalmadığına inanıyordu.bunun içinde silahlı guruplar ve örgütler oluştu,kuruldu.uzun bir dönem içinde bu gurupların içinden PKK,gerek örgütlenme yapısıyla,yöntemleriyle, ön plana çıkarak bu eğilimdeki silahlı güçlerin önüne geçerek kendi sürecini yarattı.çoğu örgütte bu dönem içinde ya bu partiye katıldı,yada farklı yapıların,gurupların,partilerin içinde entegre oldu.

diğer taraftan  gerek kürtler içinde gerekse türkler içinde önemli bir oranda sol eğilimli yapılar,tarihsel haznesini,deneyimini oluştururken meselenin demokratik kanallarla çözüle bileceğini ele aldı ve temel sorunun demokratik çözüm olduğunu büyük bir çoğunluğu kabul etti.30 yıllık savaşın vahşet hali bu görüşlerin uzun bir süre sonra taban bulmasına ve güç kazanmasına kitleselleşmesine neden olmuştur.gerek türkiye kürdistanında gerek ise türkiye solunda ,demokratik bir çözümün mümkün olduğunu ve barış ile meselenin çözüle bileceğini sürekli tekrarladılar ve bu konuda demokratik mücadelelerini vermeye başladılar,örgütlendiler.bu konuda en belirleyici olan HDP ve geçmişte  diğer zengin kök parti deneyimleri,halkın içinde yeni bir umut ve kabulenir olması,güçlü bir siyasi çözümden yana kitle partisi konumuna getirdi.

 

Otomatik alternatif metin yok.

 

 

PKK gerek  konumu gereği,gerek savaşan bir örgüt olması,yeni gelişimleri her zaman ihtiyatla karşıladı.devlete olan güvensizliği ,türkiyenin kürt sorununa bakışı bunun en belirleyici keskin yanıdır. Devletin  Her barbar girişimi ve vahşi saldırılarını gerekçe ve örnek gösteren PKK demokratik örgütlenmelere mesafeli refleksleri ve uzlaşıda itiyatlı davranmıştır.bugün hala bu konuda,gelinen sonuçları gerekçelendirerek haklı olduğunu ve silahlı mücadelenin ve silahlı örgütün devletin kürdistanın imhasında caydırıcı olduğuna inanmaktadır.

Gerek PKK gerekse HDP aynı kitle tabanına hitap ettiği kısmen doğrudur.fakat unutulan bir konu var oda HDP yalnızca kürtlerin değil,tüm demokratik güçleri ve renklerin partisi konumunda başarılı olmuş olmasıdır. Yöntemde,sonuçlarda, aralarında aşıla bilir uçurumlar bulunan PKK ve HDP bu noktada güç ve dengeleri türkiyenin demokratik süreciyle de direk bağları vardır.Hiç bir PKK li  gerilla sandığa gidip oy vermeyi düşünmemiştir,nede hiçbir HDP li eline silah alıp dağa çıkıp savaşmıştır.

Demokrasi üzerine en ufak bir kaygısı olmayan ve oteriter rejim özlemlerini içselleştiren parti ve yapıların bu ayrımı görmesi imkansızdır. Hele meseleyi bir kan davasına dönüştürmüş nefret söylemleri etkisindeki kitlelerin bunu fark etmesi de şu koşullarda ,tek yanlı propaganda da zordur.işte AKP iktidarı ve onun yanaşması ırkçı ve faşist parti MHP bu zeminden ve kandan beslenmek kolaylarına geliyor. Topluma her kanaldan,her mecradan propaganda yarışına tutması, pompalaması,milliyetçi duyguları,genç asker cenazelerini ,nefreti,ırkçılığı sürekli körüklemesinin nedeni budur.çünkü onlar gücünü ötekileştirmekten ve nefretten almaktadır.dünyanın her yanında olduğu gibi egemen iktidarlarının, geçmişin tüm pisliklerinin ortaya çıkmaması için,suçlarının örtülü kalması için,daha çok kan,daha çok savaşa ihtiyaçları vardır.

Eğer suriye bataklığına gözleri kapalı gidiyor ve gençleri cepheye sürüyorlarsa,bunun tek nedeni feto terör örgütüyle ve benzeri ISİD gibi örgütlerle olan geçmiş ilişkileri kirli çamaşırları ortaya çıkarmama çabasıdır.onlar mitnig alanlarında kuranları sallamaktan,dini duyguları zedelemekten çıkarları üçün kullanmaktan çekinmezler.artık bugün herkes en basitinden şu soruyu kendine  sorması gerekir.hırsız ve arsız,suçlu değilseler, niçin geçmişte yolsuzlukları ve hırsızlıkları ayuka çıkmış bakanları aklamaya çalıştılar. yargılanmalarını niye engellediler. Devletin tepesindeki şahıs sürekli kendine kumpas kurulduğunu idda ediyorsa niçin temiz eller insiyatifine girişmedi ve buna dur demedi.kitle desteğine rağmen,  önergeleri sürekli hasır altı yapmaya çalıştı,tıkadı. barış ve çözüm sürecini niçin bitirdiğine dair bir mantıklı açıklaması varmı ?

MHP li bahçeliye zaten bir söz söylemeye gerek dahi duymuyorum.kendi tabanı dahi onu ciddiye almıyor artık. o tarihi görevini her zaman olduğu gibi MHP ye yakışır biçimde uyguluyor.kendi partisinin sonunu AKP elerine zaten teslim etmiş.

Bizler ısrarla söylüyoruz.referandum türkiyenin demokratik barış dolu geleceğinde çok önemli yere sahiptir.ülkesini seven bizler, bu ülkeyi hala vatan görmek istiyorsak geçmişin tüm kirli çamaşırlarını temizleyecek fırsatı ülkemize sunalım ve bu haramilere karışı #HAYIR sesimizi yükseltelim.

Erkan Polat.

 

 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d