Fecri DOST oAKP-Erdoğan 16 Nisan’da yapılması planlanan Referandum öncesinde tüm umudunu El Bab’a bağlamış durumda. İçeride referandum’da hayır diyenleri Fetocü, PKK’ci, DHKP’ci olarak Nitelendiren Erdoğan, öte yandan El Bab’tan bir ‘zafer’ çıkarmak uğruna aylardır çaba gösteriyor. Gelinen noktada tam bir çıkmaza girmiş durumda ve yeniden Suudi Arabistan, Katar ve Bahreyn’den yardım almak için körfez ülkelerine koştu . Bir yandan rejim ilerlerken, diğer yandan manidar Rus bombaları patlıyor. İŞİD ile de bozulan ortaklığın ardından TSK’ya saldırı gerçekleştiriyor ve bu arada kayıplar gittikçe artıyor. Gitmek mi zor kalmak mı sorusu artık tam bir bilmece olmuş durumda. DAİŞ’in kendi medyası üzerinde yayınladıkları görüntülerde Türk askerlerinden ele geçirdikleri tanklar, panzerler ve daha nice askeri malzemelerin görüntüleri servis ediliyor.
El Bab’a girmeye çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 9 Şubat günü Rusya’ya ait savaş uçaklarınca vurulması sonrası iki taraftan gelen farklı açıklamalar, “Bab’ta ne oluyor?” sorularını yeniden gündeme getirdi. 3 askerin yaşamını yitirdiği, 11 askerin ise yaralandığı saldırı sonrası TSK, yaptığı ilk açıklamada “olayın kazaen gerçekleştiğini” söylemişti. 10 Şubat günü Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov ise “koordinatların TSK tarafından verildiği” açıklaması yapmıştı. Bu açıklamadan saatler sonra TSK’den yapılan açıklamada ise “09 Şubat 2017 tarihinde uçakla vurulan unsurlarımız takriben 10 günden beri aynı noktada bulunmaktadır” denildi. Açıklamada en son 8 Şubat günü Humeymim’deki harekât merkezine koordinat verildiği savunuldu.
İki taraftan gelen farklı açıklamalar Türkiye ile Rusya arasında Bab konusunda anlaşmazlıkların olduğu yorumlarına neden oldu. Ayrıca saldırının CIA Başkanı Mike Pompeo’nun Türkiye’de olduğu günde gerçekleşmesi dikkat çekmişti. Ziyaret öncesi Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD’nin isteği doğrultusunda Rakka’ya özel birlik gönderebileceklerini açıklamışlardı. Buda akıllara Rusya’dan Türkiye-ABD yakınlaşmasına bir misilleme mi sorusunu getirdi . Nitekim bugüne kadar da olay net bir şekilde açıklanamamıştır.
TSK ve beraberindeki silahlı grupların kentin batısından Bab’a girme çabaları sürerken; Suriye rejim güçleri ile beraberindeki Hizbullah ve İran destekli milisler de, güneyden kentin sınırlarından kente girdi. Rejim güçleri, 10 Şubat günü akşam saatlerinde Bab’ın güneyindeki Ebu Taltal Köyü’nü DAİŞ çetelerinden almıştı. Bu köyü alan rejim güçleri, Bab’ın hemen gişindeki Tadif Kasabası’nıda alarak El Bab,a Güney’den girdi. El Bab’ın Güney’inden kentte ilerleyen Suriye rejim güçleri ile TSK ve ona bağlı gruplar arasında 9 Şubat günü akşam saatlerinde çatışma çıkmıştı. El Bab’a bağlı El-Xor ve Ebû El-Zendeyn bölgelerinde yaşanan çatışmalarda 2 rejim askeri yaşamını yitirmiş, 5 TSK üyesi ise yaralanmıştı. Ancak bu konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Rejime yakınlığıyla bilinen Lübnan merkezli El Meyadeen televizyonu Rusya’nın devreye girmesiyle çatışmaların durdurulduğunu aktardı.
Öte yandan 24 Ağustos’ta başlatılan Fırat Kalkanı isimli harekat kapsamında dün Bab’ta Son can kaybı ile birlikte harekatın 175. günü geride bırakan TSK, harekatta resmi açıklamalara göre 71 asker yaşmaını yitirdi, yüzlercesi ise yaralandı. Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu’nun kayıp sayısı ise 500-550 olarak ifade ediliyor. Daha önce Bab’tan sonra Rakka, Minbic ve Efrîn’i alacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Afrika gezisi dönüşü “Bab’ta daha güneye inmemek lazım” demişti. Dün körfez ülkeleri gezisi sırasında tekrar zikzak çizerek; Şimdi Elbap tamamlanmak üzeredir burada Membiç, Afrin, Rakka’ya kadar ineceğiz dedi. Gerekçelerini ise şöyle sıraladı; Türkiye olarak güvenlik’li bölge oluşturmak için çalışma sürdürüyoruz. Doğuya yönelerek Membiç ve Rakka’ya kadar gidebiliriz. Eğer koalisyon güçleri ile müşterek adım atarsak bu müşterek adımda birlikte terörden arındırılmış bir güvenli bölge,uçuşa yasak bölge oluşturabiliriz. Bu güvenli bölgeye özellikle ağırlıklı olarak arap kardeşlerimiz ve türkmen kardeşlerimiz yerleşme imkanı bulacaktır diyor ama sözde Kürt kardeşlerine de düşmanlığın en danışkasını yapmaktadır .
Öyle anlaşılıyor ki referandum yaklaşırken Erdoğan Türkiye’yi her türlü bataklığa sürmeye devam edecektir. İçerde toplumu kutuplaştırırken dışarda da akıl almaz bir şekilde her gün Türkiye’yi bir adım daha Suriye bataklığına anti-Kürd propagandası üzerinden sürüklemektedir. Kürt düşmanlığı yaparak milletçi oyları alma çabasında olan Erdoğan, hem Suriye’de kaydedecektir hemde başkanlık hayallerine kavuşamayacaktır. Ama ölen fakir fukara gariban ailelerin çocukları olacaktır. DAİŞ barbarlarının diri diri yaktığı askerin çığlıkları hala kulağımda inliyor.
[caption id="attachment_40445" align="alignleft" width="150"] Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan[/caption] NATO Zirvesi vesilesiyle Biden-Erdoğan ve ABD-Türk heyetleri görüştü. Ne verildi,...
[caption id="attachment_40427" align="alignleft" width="150"] Yakıp Aslan[/caption] İkinci Meşrutiyet İslamcılığının, dönemin şartlarına uygun özelliklerini belirledikten sonra Osmanlı İslamcılarının hangi noktada İslami...
FİLİSTİN BOYUTUNDA İSRAİL-İRAN KAPIŞMASI Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan [caption id="attachment_40445" align="alignleft" width="150"] Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan[/caption] Son...
Peker’in yayımladığı videolar mafya, devlet, siyaset üçgeninde gelişen kirli ilişkileri ortalığa saçtı. Susurluk skandalında yer alan dönemin aktörleri, bugünkü Saray...
Average Rating