Trump’un Flaynn teorisi üzerine inşa edilecek orta doğu projesi ve CIA Başkan’ının Ankara ziyareti. / Haber yorum Fecri Dost

Read Time:7 Minute, 0 Second

Trump yönetiminin Yeni Ortadoğu projesi Flaynn teorisi doğrultusunda şekillenecek. Davutoğlu’nun stratejik derinlik teorisi Çökerken arkasında yeniden inşa edilmesi zor bir enkaz bıraktı ve Türkiye’yi dışardan izole etmekle birlikte içerde de kaosa sürükledi. Yeni osmancılık hayallerine kapılan AKP-Erdoğan Emevi camii’sinde namaz kılmak için aldığı abdest Halep’in düşmesiyle bozuldu. Şimdi El Bab’da ne ilerleyebiliyor ne de geri çekilebiliyor. Öte yandan Geçen gün ABD’den Rakka operasyonuyla ilgili çok önemli bir son dakika açıklaması gelmişti. Açıklamada, “IŞİD’in Suriye’deki defakto kalesi Rakka’nın önümüzdeki bir kaç hafta içinde tamamen izole edileceğini ön görüyoruz” denilmişti. AP’ye konuşan ABD’li Korgeneral Stephen Townsend’ın sözcüsü , ‘IŞİD’in kalesi’ olarak da bilinen Suriye’nin Rakka ve Irak’ta Musul’un gelecek altı ay içinde tamamen düşmüş olacağını ifade edilmişti. Daha önce Erdoğan’ın Musul’da hem sahada olacağız hemde masada da olacağız sözünün unutulduğunu atırlatarak devam edelim.

img_2023

 

Parelel Olarak yürütülen Musul ve Rakka operasyonlarının Musul ayağında Erdoğan’ın iddia ettiği gibi olmadı. Türkiye ne sahada nede masada yer almiyor. Türkiye Irak sathasında tamamen dizkalifiye edildi.

Rakka operasyonuna hangi güçler katılacak?

ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun sözcüsü Albay John Dorrian, (AA) muhabirinin, halihazırda Rakka’nın doğu, batı ve güney sınırlarının açık olduğunu, birkaç haftalık süre içerisinde o bölgeleri kapatmak için ellerinde ne tür bir alternatif bulunduğu sorusuna ise, o alanları da kapatmak üzere çalışmaların devam ettiğini ve Rakka’yı sarma planı tamamlandığında bölgenin tamamının kapatılmış olacağını ifade etmişti. John Dorrian, Rakka saldırısında yer alacak kuvvetlerle ilgili olarak ise; Bunlar devam eden görüşmeler, ortaya nasıl bir şey çıkacak bekleyip görmemiz gerekir ifadelerini kullanmıştı. Ancak peşinden de büyük bir ihtimalle DSG ile olacak demişti.  Gelinen aşamada  YPG’nin öncülük ettiği (DSG) “Demokratik Suriye Güçleri”         Tarafından Rakka’nın  etrafını tamamen kuşatıldığı ve izole edildiği haberleri geliyor.  Burada da anlaşılıyor ki Türkiye Musul’da olduğu gibi Rakka operasyonunda da olmayacak.

Hatırlanacağı üzere  Donald Trump, seçim kampanyası sırasında, IŞİD terör örgütüne karşı savaş planı sorulduğunda net yanıt vermemiş, bunun gerekçesini de Amerika’nın düşmanlarına niyetlerini önceden belli etmemek olarak açıklamıştı. Trump, geçen Cuma günü ise detaylı bir askeri strateji konusunda generalleriyle toplantı düzenlemiş ve kabine üyeleri ile Genelkurmay Başkanı’na 30 gün içerisinde hemen uygulamaya geçirilebilecek şekilde IŞİD’e karşı bir plan hazırlamaları talimatı vermişti. Taknik detaylar olmasa da, askeri kampanya konusunda Trump, geçen Ağustos ayında yaptığı bir konuşmada, “radikal İslam” ideolojisiyle daha etkili mücadele edilmesi gerektiğini belirtmişti.

 

Konu savaş planı olduğunda, kampanya döneminde Trump sadece 3 taktik önerisi sunmuştu:

1- IŞİD’e yönelik bombalamaların artırılması

2- Irak’ta petrol sahalarının kontrolünün ele geçirilmesi 

3- NATO’nun Ortadoğu’da aktif devreye girmesi…

 

Siyasi çevreler Trump’un bu planında Flynn’in etkisi olduğunu söylenmektedir.

Trump’ın IŞİD’e karşı savaş hakkında söylediklerinin çoğu, eski istihbarat generali, şu anda Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Mike Flynn’in yazdığı bir kitaptan ilham alıyor. Burada öne çıkan soru; Flynn’in genel düşüncesinin Trump’ın nihayetinde onay verdiği askeri strateji üzerinde ne kadar etkisinin olacağı. Flynn, geçen Temmuz ayında yayımlanan, muhafazakar tarihçi Michael Ledeen ile birlikte kaleme aldığı “The Field of Fight” adlı kitabında, IŞİD ve El Kaide’yi yenilgiye uğratmak için “kazanma stratejisi” olarak tanımladığı bir stratejiden söz ediyor. Bu strateji, önceki Barack Obama’nın benimsediği teknoloji güdümlü ve insansız hava araçlarıyla saldırma politikasından ziyade askeri güce bel bağlıyor. Bu durumda ABDnin Suriye ye daha fazla asker göndereceği anlamına gelmektedir. Kitapta Flynn, Amerika’nın tıpkı 2. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi gücünün tüm ağırlığını cihat yanlılarının üzerinde kullanması gerektiğini belirtiyor. Flynn ayrıca, geleneksel Körfez müttefikleri de dahil cihat yanlılarına doğrudan olmayan ya da diğer şekillerde yardımcı olduğu düşünülen yabancı ülkelerle ilişkilerin kesilmesi önerisinde bulunuyor. Flynn’e göre, eğer cihat yanlılarına barınak sağlayan ülkeler, bu grupları yok etmiyorsa o zaman Amerikan güçleri devreye girip bunu yapmalı. İsimlerinin açıklanmasını istemeyen Pentagon yetkililerine göre, şu anda yönetim içerisinde strateji üzerinde bir anlaşmazlık yaşanıyor. Yetkililer, Flynn’in ulusal güvenlik konseyi ekibinin, Savunma Bakanı James Mattis’in öncülüğündeki Pentagon’un tercihinden çok daha geniş boyutlu bir stratejiyi uygulamaya sokmak istiyor.

Büyük strateji

Flynn’in tasarladığı kampanyanın “2. Dünya Savaşı ya da Soğuk Savaş sırasındaki çabaya benzeyeceği” öngörülüyor ve kitabında da bunun Başkan’a karşı sorumlu olan tek bir lider tarafından idare edilmesi gerektiğini savunuyor. Savunma Bakanlığı’ndaki yetkililer ise, bu fikre itirazlar olduğunu, IŞİD’e karşı savaşta taktiksel yetkinin büyük çoğunluğunun Ulusal Güvenlik Konseyi’nden Pentagon’a geri verilmesi gerektiğini düşündüklerini belirtiyor. Pentagon planlamacıları, Flynn’in “The Field of Fight” kitabını yazmasından bu yana, taktiksel bağlamda çok şeyin değiştiğini söylüyor. Pentagon, Amerika öncülüğündeki hava saldırılarında, IŞİD savaşçılarının yüzde 75’inin öldürüldüğünü, bunlar arasında 180 üst düzey komutanın da bulunduğunu kaydediyor. Terör örgütünün yabancı savaşçıları bünyesine katma yeteneğinin kesildiği, elindeki toprakların da sahadaki müttefiklerin katkılarıyla küçüldüğüne dikkat çekiliyor. Sahadaki tevfik ileri denilince de siriye sahasında akla ilk gelen YPG’dir. Ki daha önce Trump ben Kürt savaşçılarna hayranım demişti. ABD’li yetkililer, IŞİD’e karşı savaşın hızlandırılmasına yönelik taktik odaklı seçeneklerin kuvvet komutanları tarafından Savunma Bakanı Mattis’e sunulduğu bilgisini veriyor. Yetkililer, seçeneklerin, IŞİD savaşçılarının Suriye ve Irak arasındaki hareketliliğini önlemenin ve terör örgütünün Rakka’dan nasıl atılabileceğinin yollarını içerdiğini belirtiyor.

Bilgi ağı

Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford geçen ay Brüksel’deki NATO toplantısında, kilit hedeflerden birinin terör örgütleri ve yabancı savaşçılara karşı istihbarat paylaşımını artırmak olduğunu söylemişti. Dunford, “Yapmak istediğimiz büyük şey, mümkün olduğu kadar geniş boyutta bir bilgi ve istihbarat ağı oluşturmak” diye konuşmuştu. Askeri yetkililer de Obama yönetiminin insansız hava araçları ve bombalı saldırılara getirdiği kısıtlamaların gevşetilmesini istiyor. Pentagon da baskınlar ve kurtarma misyonlarında kullanılan özel güçlerin sayısını artırmak istiyor. İkinci öneri, Flynn’in düşüncesine muhtemelen uyacak. Flynn, geçen yıl yaptığı bir açıklamada, Obama yönetimi altında yaşanan sorunlardan birinin “ordunun ellerinin bağlı olması” olduğu görüşünü dile getirmişti. Flynn, 2004-2007 yılları arasında Müşterek Özel Operasyonlar Komutanlığı İstihbarat Direktörü olarak, “bul, düzelt, bitir” olarak bilinen, Irak’ta şüpheli teröristlerin yakalanması ve öldürülmesine dönük istihbarat güdümlü stratejide önemli role sahipti.

ABD’de bütün bu planlar yapılırken CIA Başkanı süpriz bi ziyaret için Ankaraya niye geldi?

9 Şubat 2017 tarihinde CIA Başkan’ının süpriz bir şekilde Ankara’ya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CIA’in yeni Başkanı Mike Pompeo Ak Saray’da bir araya geldi. Görüşmeye MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı. Trump yönetimin ardından CIA’in yeni Başkanı olan Pompeo, ilk resmi yurtdışı gezisi için Türkiye’yi seçmesi herkes tarafından büyük merak uyandırdı. acaba çantasında neler vardır ? Pompeo önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Bu görüşmenin ardından iki istihbarat teşkilatı başkanı, birlikte Cumhurbaşkanlığı’na geçti. Yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmeye ilişkin herhangi bir bilgilendirme yapılmadı. Buda CIA Başkan’ının Ankara ziyareti fiyaskoyla sonuçlandı olarak değerlendirilebilir. Nitekim Türkiye’nin anti-Kürt fobisi, ABD’nin Kürtlerle birlikte çalışma isteği Türk-ABD ilişkilerini oldukça zorlanmaktadır. Türkiye ABD’nin Kürtlere desteğini kesmesi karşılığında her türlü tavizi vermeye hazır olduklarını, gerekirse Rakka’ya kadar gidebileceklerini defaatle dile getirmektedir. Ancak ABD’li yetkililer bu konuda Türkiye ile hemfikir değiller.  Irak ta nasıl diskalifiye ettilerse ettilerse, Suriye’de de Türkiye’ye daha fazla rol vermee niyetlerinin olmadığını anlaşılmaktadır.  Nitekim türkiye’nin almak istediği rol tamam ben Kürt anasını görmesin meselesidir.  Yani Kürt Kantonları birleşmesin, Kürtler hiçbir şekilde bir statü sahibi olmasın hesabıdır. YPG ile olan  işbirliğinden vaz geçmeyen ABD haliyle bu durum ABD Türk ilişkilerini de germektedir.

ABD’nin DSG’ye yaptığı yardımlar

CIA Başkan’ının Ankara ziyaretinden edinilen bilgiye göre görüşmede, ağırlıklı olarak Suriye ve Ortadoğu’daki gelişmeler ele alındı. Özellikle IŞİD’e karşı yürütülen mücadelede iki ülke arasında yeni işbirliği olanakları ve olası Rakka operasyonu masaya yatırıldı. ABD’nin Suriye’de DSG’ye verdiği destekten duyulan rahatsızlığın dile getirildiği öğrenildi. Ayrıca, FETÖ ile mücadele kapsamında Türkiye’nin ABD’den beklentilerinin de belirtildiği kaydedildi. CIA Başkanı Ankara’dan Mit müsteşarı ve cumhurbaşkanı erdoğanla görüşürken, Öte yandan Başbakan binali Yıldırım da mekik dokuyordu. ABD başkan yardımcısını  telefonla arayarak  ABD’nin Kürtlere verdiği desteğini kesmesi karşılığında Türkiye’nin ABD için her şeyi yapabileceğinin garantisini veriyordu . Başbakan Binali Yıldırım ile telefonla görüşen ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in “Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir gün” ifadesini kullandığını sölenmişti havuz medyası. Başbakanlık kaynakları ise görüşmede başta ‘askeri, güvenlik ve terörle mücadele’ alanlarında olmak üzere müttefiklik ve ortaklık temelinde ikili işbirliğinin yoğunlaştırılması ve yanlış anlaşılmaların giderilmesi hususunda mutabık kalındığı kaydedildi. Her ne kadar Türk yetkililer basına bu beyanatları verselerde, kulislerde edinilen bilgilere göre Trump yönetimi yükarda dile getirdiğimiz Flyinn’ın projelerini İçeren dosyayı Ankara’ya sundu fakat Ankara’nın anti-Kürt fobisi görüşmeleri tıkadı ve bir anlaşma sağlanamadı. Netice olarak Türk ABD ilişkileri gerginliğini sürdürürken CIA başkanının Ankara ziyareti fiyaskoyla sonuçlandı.  Son günlerde  Rus uçaklarının Türk askerlerini bombalaması ve Suriye güçlerinin el baba girmesini hesaba katarsak bugünden sonra Türkiye adım adım Suriye’den çekilmek  Zorun da kalacağı aşikardır.  Osmancılık hayalleri ve stratejik derinlik El Bab’dan geri döndü, dönmesine de şimdi nasıl geri çekilecekler onu merak ediyorum.

 

Fecri DOST-MEZOPOTAMİA NEWS 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: