
Geçti o günler ! Kadir Dağhan
Lafonten’in aptal karga ile kurnaz tilki hikâyesini bilmeyen yoktur. Kurnaz tilki alttan girer üstten çıkar, sonunda kargayı kandırır ve ağzında ki peyniri almaya muvaffak olur. Bunun hep böyle gittiğine ve gideceğine inanan kurnaz tilki yine bir gün peyniri hedefleyerek kargaya diller dökerken karga önce peyniri afiyetle yer ve aşağıda ki sözüm ona kurnaz tilkiye seslenir. “Git selam söyle Lafonten’e. GEÇTİ O GÜNLER. “
Son günlerde acemice yazılmış ve aynı acemilikle çevrilmiş ve aynı anda tüm kanallar da servise konmuş çok düşük reytingli bazı görüntüleri izleyince bu diyalog geliyor aklıma. Aynı sesler, aynı yüzler tilkicilik oynamaktan hiç vazgeçmiyor. 10 yıl, 50 yıl, 100 yıl öncesinde nerdelerse hala aynı yerdeler. Karşılıklı olarak yer değiştirmeleri sonucu değiştirmiyor.
Ne söylersek yutturur, ne dersek kabul ettiririz sarhoşluğundalar. Ve hala kendini akıllı, kurnaz başkasını saf, aptal, cahil görüyorlar. Ben de onlara sesleniyorum. “GEÇTİ O GÜNLER.”Çünkü geldiğimiz nokta bu riyakârlıkları kaldırmıyor artık. Tehditler, küçük hesaplar, yalanlar, iftiralar tilkinin sırtında kuzu postuna bürünme işlevini çoktan yitirdi. Üstelik işe de yaramıyor. Ya da bir yere kadar idare ediyor. İçi boş, inandırıcılıktan uzak hamasi böbürlenmeler yaşamın gerçekliğine çarpıyor her gün. Tuzla buz oluyor. Tilkiler bu yüzden bu kadar tedirgin, panik içinde.
Korkular salınarak yaratılan sessizlikler kimseyi aldatmasın. Tepkiler cılız da olabilir. Volkanlar patladığında dışardan görünmeyen büyük bir enerji açığa çıkar. Bu yüzden hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Değildir de. Sürekli karartma çabaları ışığı ne kadar hapsedebilir.
Zira tarihin tanıklığında biliniyor ki karanlık ne kadar güçlü olursa olsun, ne kadar uzun sürerse sürsün güneş mutlaka doğar. Hırsla, inatla, aşkla, karanlıkları parçalayarak. Kim durdurabilir. Durdura bilinir mi.
“Gürültüden değil sessizlikten korkun.” Der bir Afrika atasözü. Tam da böyle bir süreçten geçiyoruz. Daha önce de çok geçtiğimiz için yabancısı değiliz bu süreçlere. Birilerinin gerekli gereksiz gürültüler çıkararak etkili olduklarını sanmalarına da. Sessizliğin boyutu ölçülemiyor çünkü.
Oysa ben terörist değil anneyim. Katliamları durdurun.Çocuklar ölmesin.Doğamıza dokunmayın. Diyenlerin sessizliğinde saklı büyük bir güç var hala. Geri adım atmaya da hiç niyetleri yok. Bedeli ne olursa olsun barış hemen şimdi çığlıkları duyulmuyor olsa bile kararlılığından ve inadından bir şey kaybetmiş değil.
Dün ne yaşadık, ne gördük, bu gün neler yaşıyoruz. Anlatamadıysak da biliyoruz. Ne şatafatlı törenlerin, ne süslü nutukların ne de tilki kurnazlıklarının bir hükmü yok sessiz çoğunluğun karşısında. Hiç kimse tilkiye peynirini vermek niyetinde değil. …….GEÇTİ O GÜNLER…
Kadir DAĞHAN -MEZOPOTAMİA NEWS
Average Rating