21.YÜZYILDA FAŞİZİMİN YERİ…
1930 yıllarında burjuvazinin işçi sınıfının devrimci dalgasına karşı bir bariyer olarak kullandığı,ırkçı ve faşist ideolojinin sistem olarak, emperyalizm için çok pahalı bir deneyim olarak onlarında hafızalarında derin etki yaptı.kapitalist üretim ilişkilerin çıkarları doğrultusun’da,sosyalist değerler karşısında hiç bir kazanım elde etmemiş olması, tersi daha çok yıkımla sonuçlanması, faşist ideolojinin burjuva güçlerinin favorisi olma özelliğini kaybetmesine neden oldu.
soğuk savaş dönemlerinde,devrimci direniş dalgaların iktidar mücadelesinde ,faşist yıkımın sonuçlarından kaynaklanan korku, daha çok ülke ve bölge sınırları içinde tıkama taktiği yeni dönem için daha az riskli olması açısından ,burjuvaziyi çıkarlarını koruma ve kollama görevini bürokratik ( ordu . polis ) kastlarını güçlendirmesi ‘ yasal’ statülerini genişletmesi, kitlelerin karşısında bir sindirme aracı olarak kullana bilme rahatlığı yarattı.
uluslar arası işçi sınıfı örgütsüzlüğü ve ulusal sınırlarına gömülen ideolojik çıkmazı, tehlikeli ve alternatif gücünü kaybetmesi ne rağmen,her ihtimale karşı, faşist ideolojiyi savunan milis güçleri bir yedek güç, kadro olarak kullanılmasında burjuvazi, titiz davranırken,diğer yandan, parti ve yan yapılanmalarını canlı kılan ideolojik örgütlenmelerini devrimci güçlere karşı kullanma tavrından vazgeçmedi.
üniversitelerde ve fabrika direnişlerin de onlar artık askeri cuntaların yada teknokrat yönetimlerin katil güçleri olarak ,komünist ve devrimci güçlere karşı maşa görevini aşmayan bir statüde canlı kılmaya,uzun yıllar özen gösterdi.bizim gibi ülkelerde etnik coğrafyası güçlü olan ülkelerde ,ezen ulus statüsü açısından daha bağnaz ve acımasız davranmıştır.sıfır tölerans ilkesi ,eski kemalist (bonapartist) ilkelerin vazgeçilmez ulus devlet değerleri, ilkelerinde vazgeçilmez çizgileri olarak kaldı.
bu gün eğer mhp ile sembolleşmiş faşist ideolojinin ,chp gibi kendini sözde sosyal demokrat gören partilerin içindende ses veriyorsa,bu kemalist ideolojinin etnik temelde kendi burjuvasını ve milletini yaratma döneminden kalan demogojik artıkların chp de yaşamasının nedenidir.
çağımızda modern kapitalizmin ,uluslar arası statüsü gereği, etnik sorunların güçlü olduğu , bölge ve devletlerde kimliklerin baskın rollerin barışçıl çözümlerle halledilmesini çıkarları anlamında daha akılcı bulması ,geçiş sürecinin bizim gibi ülke ve bölgelerde sancının bir süre daha sürme doğallığı ve riskini göz ardı etmemek gerekir.
burjuvazi; kendi sorunu olan ‘ etnik ‘ çözümleri barışçıl yöntemlerle çözmediği oranda,devrimci dinamiklerin canlı kalacağını ve bununda kendi çıkarlarına ters düşeceğini çok iyi biliyor. chp gibi partilerde faşist artıkların olması kadar kolay bir şey olamaz.tarihi geçmişi ve günümüz de, içinde direnen muhafazakar, hata faşist davranışların olması beni şaşırtmıyor! Erkan Polat
Average Rating