
TRUMP’IN AMERİKASI /BİLHAN TUNCEL.
” Yeniden yüce-büyük Amerika” sloganı Hillary karşıtlığındaki seçim çalışmalarında sıkça kullanıldı. Küresel sağcı politikalarda ulusalcı, milli damarın yeniden güçlendiği ve iktidarlaştığı günümüzde küresel politik çıkarların nasıl korunacağı sorunu da giderek gündemleşmek zorunda kalacaktır. ABD’nin Ortadoğu ve uzak doğu politikalarında AB ile ne kadar uyum içerisinde çalışma riski taşıdığını merak ediyorum. Uzun yıllardır, ABD- İngiltere- İsrail ittifakını yazanlardan ender biri olduğumu düşünüyorum. Ortadoğu’dan bakılınca bu konunun küresel Batılı ittifaklar içerisinde ayrı bir önemi olduğu neredeyse hiç yazılmıyor. Trump’ın Amerika’sı bu ittifakı mutlaka etkin bir şekilde kulanacaktır. Özelikle, Ortadoğu politikalarında bu ittifak yeni arayışları ve alternatifleri düşünecektir. Rusya- İran ikilisi ile pazarlığa ve diyaloğa dayalı bir yol izleyeceği kesindir. Bu yol tıkanırmı, bilinmez. Trump bu pazarlıktan istediğini alamazsa beklenmedik radikal kararlar alabilecek bir karaktere sahiptir. Rusya’nın Doğu Avrupa, Akdeniz ve Ortadoğu politikalarındaki İran dostluğu ABD’yi İsrail sopasını kulanma düşüncesine itebilir. Başta, diyalog ve müzakere ile sonuçlar tatmin edici olmasa; daha sonra, kılıçlar çekilebilir. İran Nüükler santraller sorunu’na İsrail güvenlik stratejistlerinin nasıl bir çözüm üretmek istediği önümüzdeki aylarda anlaşılır.
Türkiye ile ilşkilerde gel- gitler, inişli- çıkışlı süreçler olacaktır. Türk devleti’nin son yıllarda izlediği iç ve dış politika başta ABD olmak üzere tüm Batılı küresel güçleri çok ciddi ölçülerde rahatsız etmiştir. Diplomatik dil ve uslup gereği çok açık söylenmesede Türk devleti’nin küresel Batılı güçlerin Ortadoğu politikalarını- başta Irak ve Süriye olmak üzere -yerle bir ettiğini herkes biliyor. Mülteciliği “dışarıdan içeriye taşınan suç ve cinayet şebekeleri” olarak gören Batılı güçlerin Türk devletine sabırlı davranmasında Türk devleti’nin mültecilik ve cinayet şebekelerini durdurabilecekleri Asya ve Avrupa arasındaki bir ” tampon” devlet olarak düşünmeleriyle ilgilidir. Radikal dinci terörizmin beslenilip büyütüldüğü ülke sonuçlarına katlanmak zorundadır.Maliyeti ağır olan insanlık suçları birazda böyle bedel ödetilerek hesaplaşılıyor. Mültecileri hizmet sektöründe kulanan Batılı güçler mültecilerin kısa sürede sınıf atladığını ve ülke ekonomisinde pay sahibi olduğunu görüyor. Bir çok ABD, İngiltere, AB kentleri mültecilerin fethettiği kaleler gibi adeta! Demokratik kültür ve liberal ekonomi içerisindeki ezik mülteciler çok kısa sürede devlet olanaklarını ve rekabet ölçülerini yok ediyor. Suç ve para cenneti gibi görüyor. Vergi kaçakçılığından kadın ticaretine, insan kaçakçılığından eroin ticaretine varan bir mültecilik sorunu inkar edilemez.
Avrupa’daki sağcı- faşist eğilimlerin bu denli güçlenmesinde kimi haklı argümanların varlığı düşünülmelidir. Özelikle, Türklerin katkı payı büyüktür. ABD ortalama yıllık bir milyon mülteci almaktadır. Ezici çoğunluğu Latin Amerika ve Afrika ülkelerinden. Erdoğan Batılı ülkelerin yıllık aldığı mülteci sayısını bilmiyor. “Üç milyon mülteci aldık “diye bağırıp duruyor. Kendi küçük dünyasında mülteciliğin sadece bir Süriye sorunu olduğunu düşünüyor olmalı! Avrupa’da kendi ülkesinden beş milyon mülteci yaşıyor. Kürdlerin mülteciliğine sebep Türk faşizmini yüzüne vuranda olmuyor. Irak ve Süriye başta olmak üzere Trump Kürd politikasında cesur adımlar atabilir. Kürdlerin yapıcı- pozitif ilşkileri bu süreci hızlandıracaktır. Bu konuda, yetkili kurumların devrede olması önemlidir. Kürd sorunu Ortadoğu’nun çözemediği ve Batılı küresel güçlerin kendi çıkarlarıyla orantılı bir strateji izlediği sorundur. Kürdlersiz çözümün olamayacağını herkes görüyor.
Kürdlerin ABD- İngiltere-İsrail ittifakından alacak borçları vardır. Bu borçlar ödenmelidir. Ulusal birlik sağlanırsa iş çok daha kolay olacaktır. Abd ve AB kıtaları insan ve yer altı- üstü zenginlik kaynakları açısından yaşlı kıtalar olsada Türk yetkililerin iddia ettiği gibi Tüklerin genç nüfusundan falan korktukları yoktur. Sadece İngiltere’nin ” commonwealth” dediğimiz 52 sömürge devleti halen duruyor. Kraliçe toprakları ve nufusudur. Erdoğan’ın cinayet şebekelerine, suç makinelerine ihtiyaçları yok. İç kamuoyunu AB ” bir hiristyan külübüdür. Genç nüfusumuzdan korkuyorlar…” gibi komik argümanlarla kandırmalarına izin verilmemelidir. ABD ve NATO Türk devleti’nin işlediği günahları kayıt altına almıştır. Türk devleti en az Esad rejimi kadar suçludur. Ortadoğu’yu Erdoğan iktidarı bu hale getirdi. Suç ortaklarıyla Türkiye’yi Arap şeyh ve kralıklarına dönüştürme, başkanlık sistemi gibi kralık hevesleri bu suçların örtbas edilmesine yetmez. ” Keser döner sap döner, gün olur hesap döner.” Biz bu tehditlere alışkınız.
Kuzey Kore, İran ve Rusya ile ilşkileri birazda Çin ile ilgili olacaktır. Trump iklim değişikliği ile ilgili Paris antlaşmasını tanımadığını söyledi. Küresel ısınmanın Çin tarafından Batılı güçlerin ekonomik olarak dünyaya açılmasını engellediğine inanıyor. Yükselen ekonomi gücü ve nüfusu ile Çin bir felaket olarak düşünülüyor. Yanlızlaştırılması ve en azından sınırlarının daraltılması düşünülüyor olabilir. Bu ülkelerle olan diplomatik dil ve uslup ” ABD Ortadoğu’da bu güçlere yenildi ya da çekiliyor…” gibi algılanıyor. Böyle ucuz siyaset üreten bir sürü akademisyen, yazar, Prof vs var. Bunları ciddiye almayın. ABD gibi küresel bir güç her adımında bir sonraki hedefi mutlaka hesaplar. Uluslarası ilşkilerin doğasında bunlar var. Rusya ile çok uzun süreli ilişkilerimiz oldu. İlk söylediğim şuydu, arkadaşlara ” Rusya bizi kullanmayı aklına koymuş. Biz bu bilinçle yaklaşalım. onlar bizi kulandıklarını düşünürken biz onları kulanalım….”
ABD’nin müttefiklik ve düşmanlık ilişkileri okunabilir. Rusya ise elinizi sıkarken boğazınızı sıkabilir. Rusya ile ilişkilerde kendi adıma çok dikkatli davranırım. Trump’ın danışmanları Türkiye- Rusya ilişkilerini mutlaka sorgularlar. ABD ve AB Kürd sorununda Türkiye ve Kürdleri politik çözüme zorlarken Rusya’nın hem Kürdlere hem Türk devletine oynaması sadece NATO ile izah edilemez. Rusya, Kürdlere yaklaşımda tarih boyunca ikili oynamıştır. ABD ve NATO Kürd düşmanlığını birazda Rusya yüzünden yapmıştır. Rusya NATO üyesi olmadığı halde neden Öcalan’a komplo kurdu?
Trump sadece bir politikacı olmayacak. Ekonomist, Medyatör, iş adamı olarak ABD’yi yönetecektir. ABD’deki Kürd diplomasisi bu gerçekler ışığında Kürd parti ve temsilcileriyle birlikte siyaset üretmelidir. Sadece, Ortadoğu’daki askeri- siyasi gelişmelere göre değil, hep birlikte ve bütünlüklü- örgütlü bir süreci başlatmalıdır.
- Yüzyılda Kürdlerin bir çok devletten daha fazla gücü var. Bu gücü bugün harekete geçirme zamanıdır.
BİLHAN TUNCEL-MEZOPOTAMİA NEWS
Average Rating