

İŞİD Tarafından Yakılan Askerlere Ve Sur’da Özel Tim Tarafından Elbiseleri Çıkartılan Kadın Ve çocuklara Yapılan Vahşet İnsanlık Dışıdır!
Sosyal medya da bir kaç gündür. Geçen yıl Diyarbakır Sur’da özel harekat timleri tarafından çekilen bir kaç video paylaşıldı. Görüntüleri yüreğim yerinden çıkarcasına. Büyük bir öfke ve nefretle izledim. Tıpkı İŞİD, barbarlarının yaktığı Türk askerlerinin görüntülerini izlerken yaşadığım derin acı ve insanlık onurunu yaralayıcı duyguları yaşadım. İnsanlığımdan utandım.
Bu canavarca hislere sahip yaratık ruhlulardan nefret ettim. Bunlar yaratılmışların en alçağı, en şerefsizleridir dedim. Bu görüntüleri tıpkı yakılan askerlerin görüntülerinde olduğu gibi yayınlamadım. Yüreğim buna el vermedi. Çünkü ayrımcılık ve insanlığa karşı suç kapsamına giren eylemleri asla ve asla salt köken itibariyle ele almıyorum, almadım ve almayacağım. Yoksa bu vahşet vahasında korkarım ki, insan olarak kalamayacağız. Vahşetin kurbanının, mağdurunun dini, dili, etnik kökeni hiç önemli değil.
İnsan olmak, sadece ve sadece insanca ve insana dair tepkiler vermekle mümkün. Bu görüntülerde ki, çocuk ve kadınlar hepimizin çocuğu, annesi, bacısı ve kız kardeşidir. Tıpkı o feci biçimde yanan askerler gibi. Ben her şeyden önce insanım. Sonra, Kürdüm, şu dinden, şu siyasi görüştenim, veya hiç bir siyasi görüşüm, inancım yok. İnsanlığımı yitirirsem geriye hiç bir şeyim kalmaz. Ne ırkım, ne din-kitap-Allah-inanç ve nede siyasi görüşüm, apolitikliğim. O yüzden insan olmak. İnsan kalabilmek her şeyden önemli. Zaten insan olamadınmı geri kalan hiç bir şeyin önemi yok. Hayvan bile böylesi bir yaratıktan daha iyidir.
Hiç bir insana insanlık dışı muamelede bulunulamaz. Hele hele kadın ve çocuklara böylesi insanlık dışı ve aşağılıkça muamelede bulunmak. Düşürülmüşlüğün en büyüğü, en lanetlisidir. Şerefsiz, sadist, kişiliksiz ve beş para etmezlerin işidir. O nedenle ben o görüntüleri. Ha Türklere, ha Kürtlere, ha Arap, ha Afrika, ha Avrupalı kadın ve çocuklara yapılmış diye ayırt etmeden ele alıyorum. Şimdi şu soruyu sormak hakkımız olsa gerek. Filistinli kadın ve çocuklara İsrail özel timleri bu aşağılık uygulamayı yapmış olsa suç değil mi. Tabi ki hemde en ağır suç sayılır. Peki şimdi Kürt kadın ve çocuklara Türk özel timi yapınca İslamiyete göre sevapmı oluyor. Yoksa biz Kürtler tekfirci İŞİD mantığıyla kafir ilan edildik te kadın ve çocuklarımız Türklere helal mi. Öyle değilse bu özel tim kıyafetli teröristler neden açığa çıkarılıp yargılanmıyor. Bu yaratıkları kim koruyor.
Kürt, Türk birlikte yaşayacaksak bu travmaları nasıl atlatacağız. Kürt siyasetçileri de. Türk siyasetçileride bu suçların üzerine gitmeli ve sonuç alana kadar peşini bırakmamalıdır. Madem ki beraber yaşayacağız. Birbirimizin kutsalına, değerlerine savaşta bile olsa böyle alçakça saldırmayacak değer vereceğiz. Düşmanlığın bile bir onuru var. Düşmanlığını öyle bir yap ki, yarın düşman dediğinle dost olacağını bile hesaba kat. Peki biz yarın nasıl birbirimizin yüzüne bakacağız. Bunu ne Kürt siyasi iradesi. Ne Türk siyasi iradesi hiç unutmasın. Asıl kırılma, ruhsal kopuşlar böyle olur. Buna ya dur denilecek. Yada halk hiç bir siyasi iradeyi takmayacaktır.
ALİ CANDAN-TENDUREK POST.
Average Rating