
NE YAPMALI VE GÜCÜN ÖLDÜRÜCÜ ZEHRİ…
Öz ve yalın bir biçimde anlatmaya çalışırsak. Ortalama insanımızın zeka düzeyi elbette ki, deha düzeyinde değil. Ama insanlar geri zekalı da değil. Türk toplumu tüm sınıf, dil, din, inanç ve etnik katmanıyla ekonomi temelli ve devlet merkezli düşünen, davranan ve tercihte bulunan bir toplum. Buna birde iki yıl gibi bir süredir yaşanan güvenlik, korku, kaygı, kuşku, kısaca her açıdan kaotik olan ortamın kasvetli havası eklenince,daha çekingen bir hale geliyor. Bu ahval ve ohal içerisinde eski rejim köklü bir biçimde değişirken. Biz Kürtler tarafından sorulması. Hatta son bir kaç yıl içinde yaşanan hatalara düşmeden en doğru şekilde cevaplandırılması gereken tek bir soru var.
NE YAPMALI SORUSU KÜRTLER NE YAPMALI, TÜRKİYE HALKLARI NE YAPMALI?
Öncelikle biz Kürtlerin sol tandanslı akıldanelerinin maniplasyonlarına-yönlendirmelerine gelinmemeli. Büyük suçlar işlemiş, günahkar Kemalist rejim savunucusu CHP’den uzak durmamızda da sayısız fayda var. Eski asimilasyoncu, inkarcı, redci, imhacı, vesayet rejiminin yıkılmasından hiç bir şekilde rahatsız olmamalıyız. Hatta bu rejimin yıkılmasında en büyük pay sahibi olduğumuzu devamlı bilince çıkarıp, hatırlamalı ve hiç unutmamalıyız. Eğer 40 yıllık Kürt özgürlük mücadelesi olmasaydı. Bu 90 yıllık vahşi, ceberrut rejim AKP eliyle böyle kolay kolay yıkılamazdı. Bunu herkes biliyor.
Kürtler eski rejimin en büyük mağduru ve mezar kazıcısıydı. Dolayısıyla bu meftalaşmak üzere olan eski vesayetçi sistemi. Umutsuz ve canhıraş bir biçimde kurtarmak için. Son çığlıklarını atan. Boş, nafile çabalar sergileyen CHP ile birlikte hareket etmek doğru değildir. Bu yol Hendeklerde yanmaktan daha feci bir yoldur. Daha büyük bir oyundur. Bu halk artuk ikinci bir büyük hatayı kaldıramaz. Türk halkının çoğunluğu AKP-MHP-Ulusalcı ittifakı temelinde bu değişimin yanında yer alacaktır. CHP bile özünde AKP ile ittifakın merkezindedir. İtirazı AKP’nin rejim değişimini deyim yerindeyse kanırta kanırta yapmasınadır. Yani eski vesayetçi rejimin destekçilerince eski rejim tilaveti’nin artık yapılamamasını kabul etmemekte. Tüm itirazları buna yönelmektedir. O nedenle göstermelik krizler. Bir kaşık suda fırtına ve küçük kıyametler koparmaktadırlar. Bunların hiç biri, eski rejimin çanına ot dikmede kararlı Erdoğanı ve onun AKP iktidarını yolundan çeviremeyecektir.
Türk halkı da referandum da yeni rejime evet diyecektir. Gerisi fasa fisodur. Kürt siyasi hareketi kadroları, siyaset acemiliği, CHP ve Türk sol fraksiyonlarının fitnesi nedeniyle 80 vekille siyasi çözümün tek şartı olan başkanlığı. Seçimin ertesinde direk AKP’ye kapıları kapatarak. Aynı şekilde eş zamanlı olarak. Ve trajikomik bir biçimde, MHP’yede kapısını ardına dek açarak. Elindeki büyük bir fırsatı kaçırmış. Olası bir çözüm şansını heba etmişti. Şimdi yeni fırsat kapıda. AKP içerde her ne kadar ister tabanındaki gönüllülükten. İsterse yarattığı korku ikliminden kaynaklı çok güçlü olsada. Bu güç çok kırılgan ve çok sıkışmış bir halde. Giderek küresel hakim konumundaki dış dinamiklerin karşıtlığına savrulması. İçte ve dışta dört bir yana karşı. Aynı anda yumruk sallaması. Bir çok cephede savaş yürütme ve bu savaş yükünün yarattığı ekonomik kriz vd sayısız nedenlerden ötürü. İktidar adeta sırça köşkte oturur vaziyette. Yaşanan derin kırılganlıklar, hassas ve sürdürülmesi imkansız dengeleme yöntemlerine dayalı bu metazori zorlama yoluyla yürüme durumu. Tekleşen gücün ölümcül zaafını oluşturmaktadır.
ABD’de seçim kazanan Trump sürprizi de bu durumu dahada içinden çıkılması zor bir hale getirmiş bulunuyor. Kürt sorununun büyük Kürt savaşıyla mı. Yoksa büyük Kürt çözümüne dönüşerek mi çözüleceği bu noktada büyük önem kazanmış durumdadır. Bu sorun ivedi ve kaçınılmaz bir şekilde çözümünü dayatmış bulunuyor. Yeni rejim eski rejimi tarihin çöp sepetine atıp güvenlikli bir şekilde kendi inşaasını tamamlayıp. Varlığını sürdürebilmek için. İki temel uzlaşma yapmak zorunda. Biri ABD’nin yeni yönetimi. Diğeri bu yönetimle iç içe geçmiş. Bölgesel ve küresel bir zorunluluk haline gelmiş Kürt halkı ve irsdesiyle büyük Kürt uzlaşması. Düşünün ki, 6 milyon Kürt oyunun referandum boykotu bile Yeni anayasanın debi düzeyini yükseltmede olduğu kadar, Referandum sonrası Kürt sorununun masa başı çözümüne dönüş,Kuzey Suriye Federal Sistemini tanımaya varıncaya değin Çok geniş bir uzlaşı alanı yaratacaktır.
Herkes ve her kesim politikalarını A planı olarak buna göre yeniden formatlamalı. Kimse boş hayallerle kendini kandırmasın. Erdoğan öyle kolay kolay gidici değil. Tam tersine son 16 yıllık iktidarında ister sev ister sevme. Çok büyük riskler alıp, çok büyük badireler atlattı. Açık, gizli ne darbe girişimleri yaşadı. Hepsinden daha da güçlenerek çıkmayı başardı. Ülke de yıllardır fiili başkan konumun da. Ülke içi tüm güç odaklarına diz çöktüren adam. Şimdi fiili durumu yasal hale getiriyor. Politika da kişisel kin, öfke, nefret ve anlamsız düşmanlıklar olamaz. Sadece çıkarlar ve konjoktür doğrultusunda bu duygular, hisler kullanılır. Konjoktür ve çıkarlar değişir. Eski düşmanlar dost. Eski dostlar düşman olur. Zaaf ve güçleri değerlendirdiğimizde ABD’nin Trump’la Türkiye’de Kuzey Suriye bağlamında. Kürt çözümü konusunda yapacağı girişimler. Ortaya yukarda değindiğim yepyeni ve geniş bir sürecini çıkaracaktır. Unutulmamalı ki, Erdoğan son 15 yıldır nasıl yenilmez ve saldırılardan güçlenerek çıkıyorsa. Kürt özgürlük hareketi de son 40 yıldır aynı şekilde yenilmez ve saldırılardan güçlenerek çıkmaktadır. Sosyolojik, siyasi ve askeri olarak birbirini bitiremeyecekleri tartışmasızdır. Geriye akılla ulaşabilecekleri tek yol uzlaşma yolu kalıyor. Buna dışardan itekleyici, destekleyici ABD’nin elinin değmesi. Sorunun çözülmesi demektir.
ABD bunun dışında kaos alternatifi ile Türkiyeyi kaybetme riskini bu konjoktürde zannımca göze alamaz. Neden çünkü Rusya Türkiyeyi o zaman tamamen kafesleyebilir. Trump, Erdoğanı belkide ticari tarzda al-ver yöntemiyle ikna edecektir. Fiili durumu yasalaştırmasına. Partili Cumhurbaşkanlığını almasına evet diyecektir. Kuzey Suriyeye ve tüm Kürtlere dost olmasını isteyecek. Düşman İŞİD, Esad ve Rusya diye agresif, atak bir dış politikayla Erdoğan’a Kürtler senin himayende olacak. Kürtlerle ticaret yap yeniden kalkın. Rusya dan uzaklaş. AB’ne yakınlaş temelinde baskılarla sonuç alacak. Rezza faktörü, FETÖ ayrı kullanım kartlarıdır. Tüm bu seçenekleri tüketmeden. Alttan alta yıkım girişimlerine baş vurmayacak. Bunlar ve daha nice alışverişler yapılacak. ABD dünya hakimi hiç kimseyle kişisel bir kin ve nefret ilişkisi yok. Tamamen çıkar ilişkileri. Biz Kürtlerde biraz kafamızı çalıştırmalıyız. Sorunları kişiselleştirmemeli, bireylerin şahsına indirgememeliyiz. Türkiyenin demokratikleşmesi 93 yıldır hala gerçekleşmedi. Neden çünkü Türk halkı ve yönetici elitleri demokrasi değil. Güçlü lider istiyor. Halka rağmen halk için diyen Kemalizm 80 yıl halkla uğraştı yenildi.
Biz Kürtler 180 yılda uğraşsak başaramayız. B planımızıda buna göre yapmalıyız. Ha yarın mevsim değişir ilkbahar olur. O zaman C planı devreye girer. Ama görünen o ki, yeni sistem başaracak. Dün TÜSİAD’ın yeni başkanı TV’de ayağının tozuyla yeni rejime daha seçildiği gibi tilavet’te bulunuyor. ”Türkiyede ekonomik bir kriz yoktur. Sadece dolar biraz hareketli. O da geçici” diyordu. Burjuvazi her zaman için güvenli limanda demirler. Erdoğan gidici olsa ilk tekmeyi burjuvazi atar. Türk burjuvaları bırakalım tekme atmayı. Erdoğan’a gül atıyor. Siyaset birazda uzlaşmayı bilme sanatıdır. Ortadoğu gibi bir zeminde politika yürütüp 17 yıl ayakta kalabilen adam. Bunu uzlaşma becerisine borçludur. Yeni bir dünya kurulduğunu. Kürtlerin de o yeni dünyada yer aldığını artık sağır sultan duydu. Kaf dağının ardındakilerde biliyor. Kürde düşman olanların akibeti en son İŞİD örneğinde ortada. Kürde dost olanların ABD-RUSYA-AB ve illerici insanlığın ne kadar büyük kazandığı çok açık. Herkes tercihini ona göre yapacaktır. Yeni din tandanslı Türkiye. Kürtlerle birleştimi ortadoğunun patronu olur. Aksi halde yeni rejimin ömrünü tüketme nedeni çok güzel bir örnektir.
Ali Candan-Tendurek Post.
Average Rating