

ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA YÜREKLERİMİZ… Kadir Dağhan
Kim söylemiş bilmiyorum ama adeta bir cümle de yaşamın tamamını formüle etmiş söyleyen kişi..Şöyle diyor..
”Esaret ile Cesaret arasında ki tek fark “C” harfidir.”Uzun uzun anlatmaya gerek var mı. Bir harfin bile yeri geldiğinde tüm kavramları,hayat felsefemizi,yaşam biçimimizi nasıl alt üst edebileceğine dair bundan daha öz bir anlatım olabilir mi..Cesaretin “C” sinden kaçan ya da toplumun gerçek dinamikleri olan “C”leri reddeden yığınların Esaretin pençesine düşmesinde işte bu yüzden şaşılacak bir durum yoktur..Söz gelimi gerçek bir bilim insanı hiçbir otoriteye boyun eğmez..Çünkü sahip olduğu bilgi,birikim ve bilimsel duruşu onun “C” sidir ve bu yüzden Cesaretlidir.
Öz güveni ve aydın namusu duruşuna sahiptir.Tarih bunların örnekleriyle doludur..Diğer yandan bilimle,bilgiyle alakası olmayıp es kaza adının üzerine bir şekilde “bilim adamı” etiketi yapıştırmış “C” si olmayan sözüm ona bilim adamlarından böyle bir duruş beklene bilinir mi..Kimsenin şüphesi olmasın ki ilk ve her fırsatta etiketini otoritenin emrine sunmaktan bir saniye bile tereddüt etmeyeceklerdir. Etmemişlerdir de..Adları sanları bilim adamı da olsa onlar artık sahibinin sesidir..Bunları bilmek,görmek için tarihin tanıklığına gerek de yoktur..Her dönemin güncelleridir çünkü..Her zaman, her yer de görürüz onları..Güç neredeyse onlar da oradadır..Gerçek Bilim Adamları parçalıyor kendilerini.”Çevre yok oluyor,doğa ölüyor!!!.Önlem alınmazsa 100 yıl içinde dünya diye bir şey kalmayacak”.Duyan yok,takan yok..Çığlıklar içinde dönüyor dünya…Cesaretli insanlar çığlık çığlığa yırtınıyor.Uçuruma sürükleniyoruz,karanlıklar da kayboluyoruz..Duvarlara çarpıyor sesleri.”C” sahibi olmayanlar tarafından susturuluyorlar anında..
“Çığlık çığlığa yarı geceler.kardeşin duymaz eloğlu duyar.”…diyor Zülfü LİVANELİ.
Sokaklar aç,yoksul,üşüyen çocuklarla dolu. Görülmüyor, duyulmuyor. ”C” si olmayanların dünyasında bilinmiyor bile.. Sokağa çıkma yasaklarının olağanlaştığı noktaların birinde yıkılan evini, paramparça olmuş hayvanlarını, ölü bedenleri göstererek sesinin yettiğince bağırıyordu bir kadın…”Bu insanlık mı,bu MÜSLÜMANLIK mı, bu VİCDAN mı.”..Çığlıklar kayboluyordu hava da..Ne duyan oldu ,ne gören…
Dünya ise dönüyor hala… Sokaklar kanlı,ölümler sayısal,hava soğuk,hava tedirgin,günler yarınsız…Vurun kellesini,katli vaciptir diyor birileri..Şu kafirdir,bu dinsizdir fetvaları..Nasıl yaşayacağımız,nasıl giyineceğimiz,cennetimiz,cehennemimiz hep birilerinin derdi..
“MALİKİ YEVMİDDİN” yani DİN ALLAHINDIR..Kimsenin değil demiş yaradan…Ne hakla kullanır birileri, kendine ait olmayanı.Benim dinim,senin dinin…İbadet etmek,dua okumak,şükretmek yetmiyor birilerine..İster cennete giderim ister cehenneme…Sana ne başkasından. Vicdanın yoksa, mazlumun sesine kör sağırsa yüreğin, tüm dinler, tüm mabetler senin olsa ne yazar…Ama diyemiyoruz işte. Prangaya vurulmuş dillerimiz esarete bürünmüşlerin dünyasında..Ancak hep çığlık çığlığa da olsa inadına esaret değil CESARETle atan yüreklerimiz..Tek değil tüm dillerden SELAM OLSUN bu yüreklere..
Kadir Dağhan-Tendurekpost
Average Rating