
Öz Güvenli Bireyler Öz Güvenli Toplum Yaratır. Bir insan Değişirse Dünya Değişir…
”Öz sevgi özgürlüğün çocuğudur; birey olmanın cesaretlendirildiği, farklılıkların yargılanmadığı ortamlarda boy atar.” Bu cümle, ana fikir düzeyinde çarpıcı bir cümledir. Gerek bireysel, gerekse toplumsal düzeyde en temel, en hayati sorunumuz. Öz güven dolu kişilik sorunumuzdur.
Çoğumuz birey olarak gerek aile, gerek toplumsal gerilikler nedeniyle, özgür, sağlıklı, bilinçli bir ortamda büyüyemedik. Dolayısıyla, özgüven, özsevgi, özdeğer, özsaygı gibi kavramların bütünlüklü bir arada yer aldığı bir kişilik şekillenmesi bizde çoğunlukla daha sonra bilinç edinerek gelişti. Bu gün maalesef, toplum bu değerlerle yetişmediği gibi, yeni nesillerinde bu değerlerden uzak, bu değerlerin farkında olmadan yetiştirildiğini görüyoruz. Farkında olanlarımız ise, ‘yarışmacı sistemin’, düzenin dayatmalarının, kendi kalıbına, hızına, tarzına, ihtiyacına, mantalitesine göre insan yetiştirmesi ve ailelerinde çocuklarını buna göre koşturması nedeniyle değerleri ve yaşanılması, paylaşılması gereken nice güzellikleri ıskalıyoruz.
Oysa çocuklarımıza sadece eğitim, çevre ve sistemin değerlerini değil. Kendi değerlerimizi aşılamamız gerekir. Yani, en az bizim kadar özgüvenli olacak. Kendini doğru temelde sevecek. Kendine saygı duyacak. Kendine değer veren birey haline getirecek tarzda sevgi, güven, saygı ve değer aşılayarak yetiştirmeliyiz.
Böyle yetişmiş bir çocuk. Her halükarda kazanmıştır. Sınav, okul başarılarıyla çocukları değerlendirmek. Daha kötüsü kendi değer yargıları, beğeni, kabul ve red ölçüleri gelişmemiş. Kendini çözümleyememiş, tanıyamamış, duygu ve düşünceleri, yaratıcı yetenekleri geliştirilmemiş çocuklar yetiştirmek. Daha sonra birer handikap, birer sorun yumağı haline gelmekten kurtulamaz.
Toplumun hastalıklı hale gelmesi. Her türlü zehirli fikrin. Şiddetin, çağ’dışı mezhep hortlamaları, kadın-erkek eşitsizliğinin. Gericiliğin. Toplumsal ve bireysel paranoyanın. Güvensizliğin. Ötekileştirmenin. Ayrıştırmanın. Korku, önyargı ve cehaletin. Kısaca toplumu ve bireyi; gerek siyasal düzeyde gerek ekonomik ve gerekse her alanda esir almış bulunan tüm sorunlarımızın. Hukuk ve adalet sisteminin çöküşü de dahil olmak üzere! Sosyal çürümenin, toplumsal çözülüşün ve çöküşün en temel nedeni. Biricik sebebi budur. Hastalıklı bireyler olmamız. Hastalıklı bireyler yetiştirmemiz. Hastalıklı bir toplum haline gelmemizdir. ”Yitirileni yitirilen yerde aramak gerekir.” Sözü gereği. Toplum olarak sağlımızı burada kaybetmişiz.
Ancak burada kendimizi; tek tek bireyler ve toplum olarak geri kazanabiliriz. Sağlıklı bir birey ve toplum haline getirebiliriz. Sağlıklı bireyler sağlıklı bir toplum yaratır. Özgüvenli bireyler özgüvenli toplum yaratır. Adil bireyler adil toplum yaratır. Kendini seven bireyler. Sevgi dolu bir toplum yaratır. Değerlerine bağlı bireyler. Değerli bir toplum yaratır. Özgür bir gelişim sunan ortamlarda yetişmiş bireyler. Özgür bir toplum yaratır. Tüm bunların temeli.
Kendimizi aile ve çevremizi doğru temelde ve bir an önce değiştirmeye başlamaktır. Unutmayalım ki hiç bir zaman geç kalınmış değildir. Bir insan değişirse dünya değişir.
Ali Candan
Average Rating