Ya Başkanlık Ya Kaos?

Read Time:3 Minute, 37 Second

IMG_0278



Sanırım birisi başkan olmak istiyordu ve tam da onu Başkanlığa terfi edecek 20 maddeden oluşan anayasa taslağı 10 gün sonra meclise gelecekti. Bu tasarının 330 evet oyu bulmaması da muhtemeldi! Ve bundan sonraki süreçte de Başkanlık sistemini referandumda başarıya ulaştırmak için bir şeyler yapmak gerekiyordu ya da yapılması muhtemel olan eylemlere göz yummak gerekiyordu.

İşte tam da burada İstanbul’daki patlama gerçekleşti. Bu patlamadan sonra tasarı artık rahat bir şekilde 330 ve daha fazla oyla geçmesini garantilendi ve ilerdeki referanduma da yatırım yapıldı. Sadece bu kadar da değil elbette başka bir dizi isteklerinizde bu yolla meşrulaştırmaya çalışılacaktır. Bu bakımdan artık Erdoğan-AKP bir çok alanda olacağı gibi Başkanlığa da giden yola döşenen taşları bu eylemleri de bahane ederek hızlandıracaktır.

Hatırlarsak Erdoğan-AKP her sıkıştığında mutlaka böyle bir olay yaşanıyor. Bunlar bu kadar da tesadüfen gelişen sıradan eylemler ve olaylar değildir. Ha şu ihtimalde gözardı edilemez. Yani bu eylemi başka örgütlerde yapmış olabilir. Ancak hani şöyle bir deyim var ya, derler ki: “Yalancı çobanın evi yanmış ama kimse inanmamış.”

İşte mesele tam da bu. 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce başlayıp bariş sürecini ortadan kaldırmak için Suruç’ta nasıl iki polis infaz edildi ise ve arkasından bugüne geldiğimizde patlatılan bombalar, yapılan katliamlar, sözde askeri darbe vs. Her ne zaman Erdoğan-Türk devleti içeride ve dışarıda sıkıştığında, ona can simidi gibi yetişen ama insanların hayatlarını karartan bu tür onlarca eylemlere baktığımızda haliyle aklımıza tercübe ettiğimiz bu tür soruları getirmektetir. Sanırım AKP nin gizli eli bütün bunları organize ediyor gibi bir durum var ortada.

Şöyle bir düşünelim: Türkiye ve Erdoğan uluslar arası arenada 93 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmadığı kadar sıkışmışlığı, Türk devletinin Irak ve Suriye politikasının tamamen iflas etmesi, Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’nın Türkiye uyguladığı ambargo ve buna müteakiben Erdoğan AKP Hükümeti’nin Rusya’ya yalvar yakar ilişkileri düzeltmek için verdiği yüzlerce taviz; ardından daha önce Halep’te destekledikleri bütün sözde muhalif gruplardan vazgeçmeleri veya Rusya üzerinde Esat’la anlaşmaları; Mavi Marmara olayından İsrail ile yeniden Rusya’yla olduğu gibi yalvararak ya karara ilişkileri düzeltmeye yönelik daha önce Türkiye de İsrail askerlerinin aleyhine açılan davaların düşürülmesi, buna karşılık da Gazze halkını hem de savundukları bütün tezlerinden vazgeçmeleri.

Bütün bu olumsuz gelişmelerin içeride olası yansımalarını önlemek için bu tür sansasyonel patlamaları organize etmiş olmaları ya ıda göz yummalarının ihtimali yüksektir. Hele buna bir de başkanlık meselesi eklenince yukarda da belirttiğim gibi insanın aklına bütün soru işaretlerini getirmektedir.

Şu bir gerçek ki yapılan bütün bu tür eylemler AKP ve Erdoğan’ın elini güçlendirmektedir. Hem ilerdeki referandumda hem de içeride ve dışarıda olan sıkışmışlığında daha da Erdoğan’ın elini güçlendirmektedir. Devletin bu kadar istihbaratı varken bu tür eylemlerin önlenmemesi şüphelidir. Daha önce de AKP’nin bir çok yetkililerinden yapılan açıklamaları da gözönünde bulundurursak sanırım resim daha da netleşecektir.

Ne diyordu AKPli yetkililer? “Ya Başkanlık ya kaos” buna benzer onlarca açıklamalarını sanırım siz de duydunuz, okudunuz. Bu en son İstanbul’daki olayın ardından ” Kanal A tv şöyle diyordu: ”eğer başkanlık olsaydı bu tür eylemler olmazdı” . Bnim bütün bu yukarıda saymış olduğum verileri bir araya topladığımda aklıma ilk gelen şey yukarıda dile getirdiklerimdır. Yani burada üç ihtimalden söz edebiliriz:
(1) Bunu Erdoğan-Akp organize etmiştir.
(2) Erdoğan-Akp Bu eylemin olabileceğinden haberdardı, işlerine yarayabileceğini düşünerek göz yumdu.
(3) Erdoğan-AKP Ülkede o kadar suç işlediler ki o kadar katliamlar yaptılar ki birileri de bunun intikamını almaya çalışıyorlar.

Sonuç:

Her halükarda bütün bu olanların müsebbibi Erdoğan AKP’dir. İki yıldan beri bu iktidar ve Erdoğan ülkeye kan kusturmuştur. Onlarca şehri bombalayarak yerle bir etmiş, binlerce insanı katletmiştir, yüz binlerce insanı evinden, yerinden, yurdundan etmiştir. Bununla da yetinmeyip Türkiye dışındaki Kürdistan parçalarını da işgal etmeye çalışmaktadır.

Ülke içerisinde demokrasinin, insan haklarının, basın özgürlüğünün ırzına geçmiştir. Ülkede artık sivil siyasetin önünü kapatmıştır, yüzlerce HDP’li başta Eş Genel Başkanları olmak üzere yöneticisini, çalışanını, belediye başkanlarını rehin alarak ceza evlerine koymuştur. Onlarca Belediye’ye kayyum atamıştır. Yüzlerce sivil toplum kuruluşuna kilit vurmuştur. Onlarca televizyon ve radyo kanallarına el koymuştur, kilit vurmuştur. Kurmak istediği diktatöryal rejimi uğruna yapamayacağı hiçbir şey yoktur.
Sonuç olarak bu kadar gerilmiş bu kadar sinir uçlarıyla oynanmış bir ülkede, bu tür eylemlerin daha da çoğalabileceği ihtimali de yüksektir. Çözüm barıştadır. Bu tür baskılarla hiçbir yere varılamaz. Yapılması gereken bellidir. Bir an evvel çözüm masasına geri dönmektir. Kürtlerin ulus olmaktan doğan temel haklarını teslim etmektir. Ancak o zaman herkes huzur bulabilir ve bu ülke yaşanılır hale gelebilir.

FECRİ DOST – TELETEX NEWS24 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: