Büyük Önder Pir Seyit Rıza anısına saygıyla

Read Time:5 Minute, 20 Second

img_1953

 

 

 

 

 

 

 

15 Kasım Pir Seyid Rıza’nın 79. şehit ediliş yıldönümüdür. Bu vesile ile kendisini rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyorum ve şehadeti önünde saygıyla eğiliyorum. Yine Seyid Rıza’n
ın Şahsından bütün Dersim katliamında şehit edilenleride rahmetle anıyor ve şehadetleri Önünde saygıyla eğiliyorum. Seyid Rıza dersim katliamında katledilenleri aldıktan sonra o günlerde neler yaşandı kısaca bir değinmek istiyorum.

DERSİM KATLİAM’ININ BAŞLANGICI VE SEYİD RIZA

20 Mart 1937 tarihinde General Abdullah Alpdoğan’ın komutasındaki harekat başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra ikinci sefer Abdullah Alpdoğan yanına aldığı 50.000 asker (üç kolordu ) ile bölgeye gitti fakat dağları bir türlü aşamadı. Bunun sonucunda bir hava saldırısı gerektiğine karar verdi. Daha sonra Sabiha Gökçen’i davet etti. Sabiha Gökçen de kabul edip Hava Kuvvetleri’nden 3 uçak filosu ile havadan saldırı gerçekleştirdi. İnsanların saklandığı Laş mevki’isine saklananlara havadan bomba yağdıran Sabiha Gökçen çocuk kadın demeden binlerle ifade edebilecek büyük bir katliam gerçekleştirmiştir. Dersimlileri katletmeye doyamayanlar 13 Eylül 1937 tarihinde Seyid Rıza’yı barış görüşmeleri için çağrıldığı Erzincan vilayet konağında tutukluyorlar ve 15 – 18 Kasım 1937 tarihleri arasında Seyid Rıza ile beraber 6 kişi daha idam ediliyor.

SEYİD RIZA İLE BİRLİKTE ASILANLAR;

Resik Hüseyin (Seyit Rıza’nın oğullarından, 16 yaşında) Seyit Hüseyin (Kureyşan-Seyhan aşiret reisi) Fındık Ağa (Yusfanlı Kamer Ağa’nın oğlu) Hasan Ağa (Demenan aşiret reisi Cebrail Ağa’nın oğlu) Hasan (Kureyşanlardan Ulkiye’nin oğlu) Ali Ağa (Mirza Ali’nin oğlu)

DERSİM KATLİAMI ATATÜRK İMZALIDIRimg_0337

Bu sırada 17 Kasım 1937 tarihinde Mustafa Kemal, Diyarbakır’dan Elâzığ’a geldi ve Tunceli’nin Pertek kazasına geçerek Murat Nehri üzerindeki Singeç Köprüsü’nün açılış törenine katıldı. İkinci Dersim Harekâtı ( 2 Ocak -7 Ağustos 1938 ) ve 10-17 Ağustos 1938 tarihinde üçüncü Dersim Harekâtı düzenlendi. Mağaraya saklanan sivillere Türk askeri tarafından Şimdi yasal silahlar kullanıldı ve daha sonra dediler ki mağaralarda fare gibi öldürdük. Dersim katliamında resmi rakamlara göre 40.000 sivil ölürken, 2248 hane, 11.818 kişi başka yerlere sürgün edildi. Bölgeden Ankara’ya gönderilen raporlarda kadın ve çocuklar dahil olmak üzere insanların zehirli gaz ve yangın bombaları kullanılarak imha edildiği yazılmaktadır. 30 Mart 1937’de, Tunceli Valisi Abdullah Alpdoğan’ın Başbakanlığa yazdığı yazının 2. maddesinde şu yazı geçmektedir: “Tayyare Alay Kumandanından yangın ve Milli Müdafaa’dan yakıcı ve boğucu gaz bombaları istedim.”ifadesini kullanmıştır. Derisim katliamı yakın yüzyılda yaşanmış korkunç katliamlardan birisidir. Dersim katliamında zehirli gazlarla yapılan ve binlerce sivilin katledilmesi uluslararası arenada yankı buldu ama Türkiye katliamı örtbas etme yoluna gitti. Gazetelerden yalan yanlış haberler katliamı meşrulaştırmaya sivilleri silahlı unsurlar gibi göstermişlerdir.

SABİHA GÖKÇEN’İN AÇIKLAMALARI

img_1011Sabiha Gökçen olaylarla ilgili olarak 1956 yılında Halit Kıvanç’a verdiği bir röportajda; “Canlı ne görürseniz ateş edin! emrini almıştık. Asilerin gıdası olan keçileri dahi ateşe tutuyorduk” demiştir. Sabiha Gökçe’nin ifadesi katliamın ne denli olduğunu gözler önüne sermektedir.

Sabiha Gökçen Dersimlileri havadan bombaladi.

40 binden fazla Kürdü katledenler uluslararası mahkemelerde hiçbir ceza almamış aksine Türkiye’de madalya ile ödüllendirilmişlerdir. Evet günümüzde bile yapılan Kürdleri katletme politikaları yıllar öncede mevcut olup Kürdleri katledenler ödüllendirilmişlerdir. Okuma yazma ve Türkçe bilmeyen sanıklara ne iddianame ne avukat verilmiştir. Asabilmek için

Seyid Rıza’nın yaşı 57’ye indirilmiş, oğlunun yaşı da 17’den 21’e çıkartılmıştı. Bölge komutanı Alpdoğan Paşa, kararın yazılacağı boş kağıdı önceden imzalamıştı. Çağlayangil şöyle bitirmişti: “Seyid Rıza’yı meydana çıkardık. Etrafta hiç kimse yoktu. Ama Seyit Rıza meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa bağırdı: “Evladı kerbelayı, Bihatayı, Ayıptır, Zulümdür, Cinayettir” dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam rap-rap yürüdü. Çingeneyi itti, ip boynuna geçirdi, sandalyeye ayağı ile tekme vurdu ve kendini astı. Gömüleceği yer türbe olmasın diye cenazesi de yakıldı…” Ve daha sonra katliamlar devam etti dersin tarumar edildi. Aileler sürgün edilir bir çok kız çocukları alınır ve batıda asker ailelerine besleme olarak verilir bu çocuklarla ilgili yıllar sonra gerçeği öğrenmiş olduk. Medyada isimleri “Dersimin kayıp kızları” olarak anıldı.img_1008

Seyid Rıza’nın Atatürke Söylediği Efsane Söz!

Seyid Rıza o gece meydana getirilmeden önce Atatürk’ün yanına götürülmüş ve onunla görüş türülmüştür. Otomobil Seyid Rıza’yı aldıktan sonra istikamet ya Yolçatı’dır veya Atatürk o gece Elazığ Merkez Tren İstasyonu’nda, özel trenini kör makasa çekerek Seyid Rıza’nın getirilmesini beklemektedir. Seyid Rıza’nın Atatürk’e karşı net bir duruş sergilemiş olduğunu söyleyebiliriz. Zira o gece Atatürk’ün Seyid Rıza’dan affedilmesine yönelik aman dilemesini beklemiş ancak böyle bir davranış yerine tam tersi bir tavırla karşılaşılması nedeniyle o gece özellikle gizlenmiş, diyaloglarının içeriğinin bilinmesi büyük bir ehemmiyetle engellenmiştir. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde Seyid Rıza’nın tarihe geçen “Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim, bu bana dert olsun. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” sözünü Atatürk’ün yüzüne söylediği ifade edilmektedir. Eğer Seyid Rıza o gece affedilmeyi istemiş olsaydı, o görüşme gizlenmeyecek, gazetelerin manşetinde yer alacak hem Seyid Rıza şahsında Dersim mağlup edilecek hem de Atatürk bir zafer daha kazanmış olacaktı.

Katliamın Sebebi Arka Plan

img_1009

Başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyet’in kurucu kadrosu, Osmanlı devletinin yıkıntıları üzerinde sadece yeni bir devlet (bir Türk ulus devleti) değil, yeni bir ulus, bir Türk milleti inşa etme misyonunu yüklenmişlerdi. Bugün modern bir devletin, başta ifade, örgütlenme ve inanç özgürlükleri olmak üzere bireylerin temel hak ve özgürlüklerini tanıyan; siyasette, ekonomide ve kültürde çoğulcu bir demokrasi olduğuna inanılıyor. Cumhuriyet’in kurucuları ise o dönem Avrupa’da da yaygın olan, otoriter nitelikte bir modernleşme anlayışına bağlıydılar. Bu anlayışa göre: Modern bir toplum ancak dinsel inançların etkisini yitirdiği bir toplum olabilirdi. Bunun için dinin devlet tekeli ve denetimine alınması, dinsel özgürlüklerin kısıtlanması gerekiyordu. Modern bir toplum ancak tek-dinli, tek-dilli ve tek-kültürlü bir toplum olabilirdi. Bunun için bütün toplum, tek bir dil (Türkçe) ve tek bir kültüre (Türk kültürü) asimile edilmeliydi. Toplumu modernleştirecek reformlar da ancak modernleşmeci seçkinlerin otoriter yönetimi altında, yukarıdan aşağıya topluma dayatılmasıyla, gelebilecek direncin zor kullanarak kırılmasıyla başarılabilirdi.

Dersim’in Alevi Kürdleri 1934’te yukarıdaki anlayış doğrultusunda çıkarılan İskân Kanunu’nun hedefi oldular. Dersimlilerin, hilafetin kaldırılmasına değil ama dil ve kültürlerinin yok sayılmasına, Türkleştirilmeye itirazları vardı. Dersimli Alevi Kürdlerin piri Seyid Rıza, 1937’de Britanya dışişleri bakanı Anthony Eden’a yazdığı mektupta, Ankara hükümetinin yıllardır Kürdleri asimile etmeye çalışmasından; Kürdçe’yi yasaklayarak, Kürdçe konuşanları cezalandırarak, kendilerini Kürdistan’ın verimli topraklarından Anadolu’nun kıraç topraklarına zorunlu göçe tabi tutarak uyguladığı baskılardan yakınıyordu. Yani, uygulanan katliamların temel nedeni Dersimlilerin dayatılan asimilasyon politikalarına direnmeleriydi. Cumhuriyet döneminde yaşanan 29 Kürt isyanının temel nedeni de asimilasyon, inkar ve imha politikalarıdır. Tekrardan başta Pir Seyid Rıza olmak üzere bütün Dersim Şehidlerini saygıyla anıyor şehadetleri önünde eğiliyorum.


FECRİ DOST – MEZOPOTAMİA NEWS 

Happy
Happy
0 %
Sad
Sad
0 %
Excited
Excited
0 %
Sleepy
Sleepy
0 %
Angry
Angry
0 %
Surprise
Surprise
0 %

Average Rating

5 Star
0%
4 Star
0%
3 Star
0%
2 Star
0%
1 Star
0%

Yorumunuz için teşekkür ediyoruz en kısa zamanda size cevap verilecektir selamlar .

%d blogcu bunu beğendi: