Bu gün 1 kasım dünya kokanê günü. Yazıma başlamadan önce öncelikle Kürd halkının 1 Kasım Dünya Kobani gününü canı gönülden kutluyorum. Canlarıyla kanlarıyla bu günü bize bahşedenlerin, bu mutluluğu bizlere yaşatanların şehadetleri önünde saygıyla eğiliyorum.
Bu gün Kürdler, sonsuz sevinç içinde bir destanı kutlarken, buna karşılık kimileri de büyük üzüntü ve hayal kırıklığı yaşıyor.
Daha iki yıl öncesine kadar partileri, siyasetçileri, ulusalcıları, ırkçıları, İslamcıları ve okumuş-yazmışlarıyla bu ülkenin en az yüzde 60-70’i Kürd halkının Kobani’de yaşadığı dehşeti, katliamı ve sürgünü el ovuşturarak, hatta kimileri daha ileri gidip yürek soğutarak izliyordu ve hemen hep bir ağızdan; “Oh olsun. Dinsizin hakkından imansız gelir. Helal olsun IŞİD’e. Bizim yapamadığımızı birkaç gün içinde yaparak PKK’nin ve Kürtlerin burnunu sürttü” gibi beyanlar veriyorlardı. Hele memleketin ccumhurbaşkanı sanki içindeki kini ve nefreti kusarcasına Gaziantep’e giderek; yandaşlarına müjde verir gibi, küçümseyici, alaycı ve yüksek bir libidal hedonizm içinde: “Kobani düştü düşecek!” diyordu. Bunu yaparak kendince hem Kürtlerin iradesini kıracağını sanıyor, hem gönlündekini kusuyor, hem de ırkçı ve ulusalcı kardeşlerinden biraz daha oy devşireceğini hesaplıyordu. Belki oy devşirme konusunda başarılı olundu ama…
BİR TÜRLÜ KIRILMAYAN KÜRD İRADESİ
Onca yürek soğutanlar o kargaşa ve kıyamet içinde IŞİD denen vahşilerin üç yıldır saldırdığı halde bir adım daha ilerleyemediğini, son birkaç gün içinde ne oldu da her şeyi önüne katıp yürüdüğünü dile getirmiyor, bile bile görmezden geliyorlardı. Oysa büyük stratejist, analist ve askeri uzman olmaya gerek yok. Azıcık izan ve vicdan taşıyan herkes bilir ki düzlük ovalık yerdeki çarpışmalarda son belirleyici azim, kararlılık, cesaret, sayısal üstünlük ve savaşçılık ruhu değil silah üstünlüğüdür. Üç yıl boyunca IŞİD barbarlarının sayısal üstünlüğü, lojistik imkân ve manevra kabiliyeti hatta epey oranda silah üstünlüğü Kürtlerden kat be kat fazlaydı. Ancak buna rağmen gene de silahlar nispi de olsa bir birine denk olduğu ve Kürtler azim ve yürek ateşiyle savaştıkları için dengeyi sağlayıp barbarların ilerlemesini önlüyordu.
IRAK ORDUSU IŞİD’A SİLAHLARINI TESLİM EDİNCE
Ne zaman ki Irak Ordusu’nun Sünni kesimi IŞİD’e katılma kararı alarak yüzlerce tank, obüs ve yerden atılan füzelere kavuştu ve bunları dünyanın gözü önünde 600 km yürüterek Kobani’nin etrafını sardı, haliyle durum da değişti. Üstelik hiçbir savaş ve insanlık kuralına uymadan ve yerleşim birimleri içinde kim var, kim yok aldırmadan kilometrelerce uzaktan hedef gözetmeden top ve bomba yağmuruna başlayınca elbet yapacak bir şey yoktu. Tek çare uygun bir mevzi buluncaya kadar çekilmek… Ovalık yerdeki tek direniş mevzii de Kobani Merkezi idi ve öyle yapıldı. Bu arada Türkiye’deki IŞİD hayranları sabırsızlık gösterip erken sevindiler ve işte şimdi rezil durumdalar. ABD ve Koalisyon güçleri pasif davranmayıp IŞİD tarafına geçen Irak Ordusu’nun elindeki tank, top ve füze rampaları gibi ağır silahları anında ve daha sahadayken uçaklarla yok etseydi, ne Kobani bu vahşeti yaşardı, ne de IŞİD bu kadar güçlenip azgınlaşırdı. Tüm olanlara rağmen, ABD ve Koalisyon Güçlerinin sınırlı hava harekâtlarıyla barbarların ellerindeki ağır silahların önemli bölümünün tahrip edilip silahlar arasında denklik sağlanmasıyla, ak koyun kara koyun belli olmuş ve de tüm dünya Kürtlerin Kobani Destanına şahit olmuştur.
TÜRK DEVLETİNİN YARDIM ETTİK YALANLARI
Her ne kadar Türkiye’nin Peşmergelere yol vererek Kobani’ye yardım ettiğini iddia etse de herkes biliyor ki isteyerek değil, uluslararası baskının etkisiyledir. Gene de Cumhurbaşkanı bir tebrik veya bir kutlama beyanı vereceğine, küçümseyici bir tavırla; “IŞİD’i Kobani’den çıkardılar diye çiftetelli oynuyorlar! Yerle bir olmuş bir Kobani’yi nasıl yeniden imar edeceksiniz? Onu hiç düşündünüz mü?” mealinde demeçler vermiştir. Üstelik bir tek Kürt’ün bile çiftetelli oynamayı bilmediğini, çünkü Kürt Milli Oyunu’nun govend olduğunu, çiftetellinin bir Kasımpaşalı oyunu olduğunu bile unutarak… Buradan cevap veriyoruz: “Kobani yerle bir olmuşsa size ne? Başkanı olduğunuz devlet 1921 Koçkiri katliamında on binlerce Kürdü öldürmedi mi? Yerinden yurdundan etmedi mi ? Peki 1925 Şex Said isyanında on binlerce Kürdü öldürmedi mi yine onbinlerin evini yakıp yıkmadımı ? Ya geliyê Zilan’a ne demeli, on binlerce Kürdü katletmedi mi ? Peki 1938’de Dersim’de 80 bin Kürdü öldürüp on binlercesini yerinden yurdundan etmedimi ? 90 lı yıllarda 4200 Kürt köyünü yıkıp yakıp yerle bir etmedi mi? 2016’da Kürdistan’ın onlarca ilçesini, köyünün, kasabasını, ilini, yerle bir ettiniz de ne oldu? Kürtler gene var ve hala uykunuzu kaçırmaya devam ediyorlar. Binadır yıkılır gene yapılır. Anadolu ve Mezopotamya’da gördüğün o dev höyükler nasıl oluştu sizce? Yıkılan binalar düzeltilip üzerine yenisi yapılarak o yüksekliklere ulaşmamışlar mı? Biz de size tekrar söylüyoruz Sayın Cumhurbaşkanı; -“Binadır yıkılır yerine yenisi hem de daha teknik ve modern olarak yapılır. Tut ki kentsel dönüşüm yapıyoruz. Parasının nereden temin edileceğini hiç merak etmeyin. Milletlerin ömürleri sizin bizim gibi fanilerin hayatından binlerce kat uzundur. Oraları IŞİD gibi vahşilerin elinden geri alan bir gün gelir parayı da bulur.
HER GÜN YENİ YERLER ÖZGÜRLEŞTİRİLİYOR
Ancak burada gözden uzak tutmamamız gereken en önemli konu, binlerce kilometre kareye yayılmış ve onlarca kasaba ve yüzlerce köylerden oluşan ROJAVA’YÊ KÜRDİSTAN Coğrafyası’nın tamamı özgürleştirilip IŞİD ve türevi barbarları oradan tamamen temizlenmedikçe sevincimizi biraz kontrollü tutmalıyız. Gerçi gelişmeler en azından bizim endişelendiğimizden çok daha hızlı ve umut verici olarak ilerliyor. Gün geçmiyor ki birkaç köy özgürleştirilmesin. Ancak hala çok kan ve ter döküleceği de kesindir. Onun için demek isteriz ki, en “büyük sevincimizi” büyük kurtuluşa saklamalıyız. O günler çok uzak değil. Biliyorum. Ama inanın mucize o kadar büyük ve inanılmaz ki insanın inanası gelmiyor. Çünkü bu direncin çapı o kadar büyük ki, bildiğim kadarıyla, tarihte iki örneği var. Biri Stalingrad Savunması, diğeri Masada Kalesi Direnişi… Kobani direnişi bir anlamda ikisini bir birine harmanladı. Hem Stalingrad’lılar gibi1 Kasım Kobaninin IŞİD çetelerinden Kurtuluş günü olarak tüm dünyada kutlanmaktadır.
BU GÜN YAVAŞTA OLSA KOBANİ İNŞA EDİLİYOR AMA SIKINTINIZIDA BİLİYORUZ
Ancak burada gözden uzak tutmamanız gereken en önemli konu, binlerce kilometre kareye yayılmış ve yüzlerce köyden oluşan ROJAVA’YÊ KÜRDİSTAN Coğrafyası’nın tamamı özgürleştirildikten sonra AK DENİZE mutlaka bir koridor açılacaktır. O zaman Özelde Rojava genelde de büyük Kürdistana giden yolun taşları döşenmiş olur sayın Cumurbaşkanı. Yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla Kürdistan dünyada kaynaklar bakımından en zengin olan ülkeler sıralamasında 17. sıradadır. Sizin ise ne yeraltı ne de yer üstü hiçbir kaynağınız yoktur. Asıl çırpındığınız deliye dönüp her tarafa kan saçmanızın, kin ve nefret kusmanızın, orayı burayı işgal etmek istemenizin temel sebebi de budur. Ama bunlar nafile çırpınışlarıdır. Dedim ya taşlar yavaş yavaş döşeniyor Kürd halkı Kürdistan’a giden yolu tutmuş emin adımlarla ilerliyor ve bu kutsal yürüyüşü hiç kimse engelleyemeyecektir…
21. yüzyıl Kürd halkının yüzyılı olacaktır selam ve saygılar.
[caption id="attachment_40445" align="alignleft" width="150"] Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan[/caption] NATO Zirvesi vesilesiyle Biden-Erdoğan ve ABD-Türk heyetleri görüştü. Ne verildi,...
[caption id="attachment_40427" align="alignleft" width="150"] Yakıp Aslan[/caption] İkinci Meşrutiyet İslamcılığının, dönemin şartlarına uygun özelliklerini belirledikten sonra Osmanlı İslamcılarının hangi noktada İslami...
FİLİSTİN BOYUTUNDA İSRAİL-İRAN KAPIŞMASI Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan [caption id="attachment_40445" align="alignleft" width="150"] Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan[/caption] Son...
Peker’in yayımladığı videolar mafya, devlet, siyaset üçgeninde gelişen kirli ilişkileri ortalığa saçtı. Susurluk skandalında yer alan dönemin aktörleri, bugünkü Saray...
[caption id="attachment_40445" align="alignleft" width="150"] Hasan H. Yıldırım & Hussein Erkan[/caption] Qasım Süleymani’yi tanımayan yoktur. Yaşarken bölge halklarının başına bela olmuş...
Average Rating